"Tüh! Şu işe bak! O kayanın yanında durduğumuzda ben hutu unuttum; şeytan hatırlamama engel oldu. O da şaşılacak bir şekilde denizde kendisine yol tuttu."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | (Uşağı) dedi | قول |
2 | eraeyte | gördün mü? | راي |
3 | iz | vakit | |
4 | eveyna | sığındığımız | اوي |
5 | ila | ||
6 | s-sahrati | kayaya | صخر |
7 | feinni | gerçekten ben | |
8 | nesitu | unuttum | نسي |
9 | l-hute | balığı | حوت |
10 | ve ma | fakat | |
11 | ensanihu | bana unutturmadı | نسي |
12 | illa | başkası | |
13 | ş-şeytanu | şeytandan | شطن |
14 | en | ||
15 | ezkurahu | onu söylememi | ذكر |
16 | vettehaze | ve tuttu | اخذ |
17 | sebilehu | yolunu | سبل |
18 | fi | içinde | |
19 | l-behri | denizin | بحر |
20 | aceben | şaşılacak biçimde | عجب |
Genç adamı, "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, balığı orada unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytan unutturdu. Balık, şaşılacak şekilde denizde yolunu bulup gitti" dedi.
(Genç) "Gördün mü (bak şu işe)! Kayaya sığındığımız sırada balığı(n denize düştüğünü söylemeyi) unutmuşum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı." demişti: O (balık), şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti.
Dedi ki: "Bak gördün mü, o kayalığa vardığımızda balığı unuttum. Onu bana sapkın unutturdu ve böylece denizde yolunu tutup gitti. Ne kadar da ilginç!"
"Tüh! Şu işe bak! O kayanın yanında durduğumuzda ben hutu* unuttum; şeytan hatırlamama engel oldu. O da şaşılacak bir şekilde denizde kendisine yol tuttu."
Delikanlı dedi ki "Bakın şu işe; kayada barındığımızda balığı unutmuştum. Onu aklımdan çıkarmama sebep olan ve bana unutturan Şeytandan başkası değildir. Balık da tuhaf bir şekilde denize doğru yol alıp gitti. (Ama bunu sana söylemedim.)"
"Gördün mü?" dedi; "Kayaya sığındığımızda balığı unuttum. Onu bana unutturan, şeytandan başkası değil. Üstelik denizde yolunu buldu; şaşılacak şey!"
"Bak şu işe" dedi o, "hani dibinde dinlendiğimiz kaya vardı ya, işte orada balığı unutmuşum; bunu söylemeyi bana unutturan da Şeytan'dan başkası olamaz: ama o (balık), şaşırtıcı bir biçimde kendi yoluna koyulup gözden kaybolmuştu!"
Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu."
(Genç yardımcısı) dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."
Genç: "Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur."
(Yardımcısı): "Olacak şey mi, bu" dedi, "O kayanın yanında dinlenmek için durduğumuzda, nasıl olduysa, balığı unutmuşum. Bunu olsa olsa bana Şeytan unutturmuş olacak! Tuhaf şey, nasıl da yol bulup suya ulaştı!"
Genç, "Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti" dedi.
Gördünmü? dedi: kayaya sığındığımız vakıt doğrusu ben balığı unuttum, ve bana onu söylememi her halde Şeytan unutturdu, o acayib bir surette denizdeki yolunu tutmuştu
(Uşağı): "Gördün mü, dedi, kayaya sığındığımız vakit balığı unuttum. Onu söylememi, bana ancak şeytan unutturdu. (Balık), şaşılacak biçimde denizin içinde yolunu tuttu!
(Genç yardımcısı) dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."
(Gene): "Gördün mü, dedi, kayaya sığındığımız vakit ben balığı unutmuşum. Onu söylememi bana şeytandan başkası unutdurmadı. O, şaşılacak bir suretde deniz (e atıldı), yolunu tutub gitdi".
Bak sen, kayalığa vardığımızda balığı unutmuşum. Şeytandan başkası unutturmadı onu bana. Şaşılacak şekilde o, denizi boylayıvermiş, dedi.
-Gördün mü, kayalığa sığındığımızda ben balığı unuttum. Onu bana Şeytandan başkası unutturmadı. Şaşılacak şekilde o, denizde yol aldı, demişti.
"Gördün mü?" dedi, "O kayanın yanında mola verdiğimizde, ben balığı unutmuşum! Muhakkak ki onu sana söylememi unutturan da şeytandan başkası değildir. Doğrusu balık, çok acayip bir şekilde canlanarak denizde yolunu tutup gittiydi."
(Musa'nın hizmetlisi): "Gördün mü?" dedi, "Kayanın yanındayken o balığı unuttum ben.. . Onu sana hatırlatmamı şeytan unutturdu! O (balık) acayip bir şekilde (canlanıp) denize daldı gitti!"
Dedi ki: 'Bak gördün mü, o kayalığa vardığımızda balığı unuttum. Onu bana şeytan unutturdu ve böylece denizde yolunu tutup gitti. Ne kadar da ilginç!'
"Tüh! Şu işe bak! O kayanın yanında durduğumuzda ben balığı unuttum; şeytan hatırlamama engel oldu. O da şaşılacak bir şekilde denizde kendisine yol tuttu."
He said: "Do you remember when we rested upon the rock I forgot the fish, and it was the devil that made me forget to remember it. It made its way back to the sea amazingly!"
Said he: “Hast thou considered? When we took shelter at the rock, then I forgot the fish — and there caused me to forget it only the satan, lest I should remember it — and it took its path into the sea, amazingly.”
He said, ‘Do you see what has happened? When we went to find shelter at the rock, I forgot the fish. No one made me forget to remember it except Shaytan. It found its way into the sea in an amazing way.’
He said, "Remember when we sat by the rock back there? I paid no attention to the fish. It was the devil who made me forget it, and it found its way back to the river, strangely."
He said: "Do you remember when we rested upon the rock? I forgot the fish, and it was the devil who made me forget to remember it. It made its way back to the sea amazingly!"
He said, "Do you remember when we rested upon the rock? I forgot the fish, and it was the devil that made me forget to remember it. It made its way back to the sea amazingly!"