"Rabb'im! Gerçekten ben iyice güçten kesildim. Saçım başım ağardı. Ve Rabb'im, Sana ettiğim dualarım hiç karşılıksız kalmadı."
"Ey Rabbim," dedi, "Vücudumda kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Ey Rabbim, sana ettiğim dua sayesinde hiç bedbaht olmadım."
"Rabbim! Kemiklerim zayıfladı, saçım başım ağardı. Rabbim, senden isteklerim konusunda (bu zamana kadar) hiç mahrum kalmadım.
"Efendim" dedi, "Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Efendim, hiçbir vakit umut kesmedim."
"Rabb'im! Gerçekten ben iyice güçten kesildim. Saçım başım ağardı. Ve Rabb'im, Sana ettiğim dualarım hiç karşılıksız kalmadı."
"Rabbim (Sahibim)!" demişti, "Kemiklerim zayıfladı, saçlarım iyice ağardı. Sana yaptığım dua sayesinde bugüne kadar hiç bunalmadım.
Şöyle demişti: "Efendim! Aslında, kemiklerim gevşedi ve saçlarım bembeyaz oldu. Ama Sana yaptığım yakarışlarda mutsuz olmadım!"
şöyle yalvarmıştı: "Rabbim! Benden (iş) geçti, kemiklerim eridi, başa ak düştü; ama (ey) Rabbim, sana dua edip de eli boş kaldığım hiç olmadı.
Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."
Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım."
Demişti ki: "Ey Rabbim, gerçek şu ki, benim kemik(im) gevşedi, baş(ım) bembeyaz alev aldı (Saçlarım ağardı) ve sana (ettiğim) dua ile ise hiçbir zaman mutsuz olmadım ey Rabbim!
şöyle demişti: "Ey Rabbim! Doğrusu, artık kemiklerim gevşedi, saçlarım ağardı. Ama şimdiye kadar, ey Rabbim, Sana yönelttiğim duada cevapsız bırakıldığım hiç olmadı.
O, şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım."
Demişti: yarab işte ben artık kemik gevşedi benden, ve baş bembeyaz alev aldı, sana dua ile ise rabbım hiç bir zaman bedbaht olmadım
"Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'a ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'a ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."
Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım"
Demişdi ki: "Ey Rabbim, hakıykat ben... Benim kemiğim yıpradı. Başımın saçı tutuşdu. Ey Rabbim, ben Sana düa etme (m neticesinde) etmişsem bedbaht (ve mahrum) olmadım".
Ve demişti ki: Rabbım; gerçekten kemiklerim yıprandı, baş yaşlılık alevi ile tutuştu. Rabbım; şimdiye kadar sana yalvarmakla bir şeyden mahrum olmadım.
Rabbim, dedi şüphesiz kemiklerim zayıfladı, baş yaşlılık ateşiyle tutuştu. Rabbim, sana ettiğim dualarda hiç bir şeyden mahrum olmadım.
"Ya Rabbi, iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya Rabbi, Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım."
"Rabbim.. . Gerçek ki, kemiklerim gevşedi, saçlarım ağarıp bembeyaz oldu! Rabbim, sana dua edip de hiç hüsrana uğramadım. . . "
'Rabbim,' dedi, 'Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Rabbim, hiç bir vakit umut kesmedim.'
"Rabb'im! Gerçekten ben iyice güçten kesildim. Saçım başım ağardı. Ve Rabb'im, Sana ettiğim dualarım hiç karşılıksız kalmadı.
He said: "My Lord, my bones have gone frail, and my hair has turned white, and I have never been mischievous in calling to You my Lord. "
He said: “My Lord: feeble are become the bones within me, and my head is aflame with white hair, yet never have I been wretched in my call to Thee, my Lord,
and said, ‘My Lord, my bones have lost their strength and my head is crowned with white, but in calling on You, My Lord, I have never been disappointed.
He said, "My Lord, the bones have turned brittle in my body, and my hair is aflame with gray. As I implore You, my Lord, I never despair.
He said: "My Lord, my bones have gone frail, and my hair has turned white, and I have never been mischievous in imploring You my Lord."
He said, "My Lord, my bones have gone frail, and my hair has turned white, and I have never been mischievous in calling to You my Lord."