De ki: "Kim sapkınlıkta ise, Rahman, ona vaat edilen şeyi; azabı veya Sa'at'i görecekleri zamana kadar, zamanı uzatarak süre tanır. Böylece kimin yerce daha kötü ve taraftarca daha zayıf olduğunu yakında bilecekler."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kul | de ki | قول |
2 | men | kim | |
3 | kane | ise | كون |
4 | fi | içinde | |
5 | d-delaleti | sapıklık | ضلل |
6 | felyemdud | süre versin | مدد |
7 | lehu | ona | |
8 | r-rahmanu | Rahman | رحم |
9 | medden | bi süre | مدد |
10 | hatta | nihayet | |
11 | iza | zaman | |
12 | raev | gördükleri | راي |
13 | ma | şeyleri | |
14 | yuadune | va'dedildikleri | وعد |
15 | imma | ya | |
16 | l-azabe | azabı | عذب |
17 | veimma | veya | |
18 | s-saate | (duruşma) sa'ati(ni) | سوع |
19 | feseyea'lemune | bileceklerdir | علم |
20 | men | kimin | |
21 | huve | o | |
22 | şerrun | daha kötüdür | شرر |
23 | mekanen | mekanı | كون |
24 | ve ed'afu | ve daha zayıftır | ضعف |
25 | cunden | adamları | جند |
De ki: "Kim sapıklık içinde ise, Rahman ona uzun bir süre tanısın. Sonunda onlar uyarıldıkları azabı veya kıyamet saatini görünce, o zaman kimlerin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir."
(Onlara) de ki: "Rahmân, sapkınlıkta olanın (süresini) uzatsın (ne çıkar)! Sonunda ya (dünyadaki) azabı ya da o (Son) Saat'i gördükleri zaman, kimin konumunun daha kötü ve ordusunun daha güçsüz olduğunu anlayacaklardır."
De ki: "Sapıklığa dalanlara Rahman bir süre verir. Cezayı veya o anı görünceye kadar... Kötü yere ve zayıf orduya kimin sahip olduğunu öğrenecekler."
De ki: "Kim sapkınlıkta ise, Rahman, ona vaat edilen şeyi; azabı veya Sa'at'i görecekleri zamana kadar, zamanı uzatarak süre tanır. Böylece kimin yerce daha kötü ve taraftarca daha zayıf olduğunu yakında bilecekler."
De ki "Kim sapıklık içindeyse varsın Rahman onun süresini uzatsın. Nasıl olsa tehdit edildikleri azabı, ya da kıyamet saatini görünce kimin yerinin daha kötü, kimin arkasının daha zayıf olduğunu öğreneceklerdir."
De ki: "Kim sapkınlık içindeyse, onlara sözü verileni veya evrenlerin sonunu görünceye dek, Bağışlayan, onun zamanını uzatarak süre verir!" Artık, kimin yerinin daha kötü ve yardımcılarının daha güçsüz olduğunu yakında öğrenecekler.
De ki: "Sapıklığın içine dalan kim olursa olsun; O rahmet kaynağı onun süresini uzattıkça uzatsın! Taki kendilerinin tehdit edildikleri şeyi -ister (bu dünya) azabı olsun, ister Son Saat olsun- görünceye kadar... İşte o zaman, kimin konumca daha kötü ve ordu bakımından daha zayıf olduğunu öğrenecekler.
De ki: "Her kim sapıklıkta ise Rahman ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni, azabı veya kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekanca daha kötü, taraflarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler."
De ki: "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.
De ki: "Kim sapıklık içinde ise, çok esirgeyici Allah, ona istediği kadar mühlet versin; nihayet va'dolundukları şeyi, ya azabı yada kıyameti gördükleri zaman kimin mevkisinin daha kötü ve iradesinin daha zayıf olduğunu bilecekler.
De ki: "Kim ki sapıklık içinde yaşıyorsa, sınırsız rahmet Sahibi onun ömrünü, yaşama imkanını çekip uzatabilir!" (Ve bırak ne söyleyeceklerse söylesinler,) ta ki, önceden uyarıldıkları (bu dünyadaki) azabı, ya da Son Saat(in gelip çatmasını) görünceye kadar: Çünkü o zaman (bu iki insan topluluğundan) varılacak yer olarak hangisinin daha kötü, destek ve dayanak olarak hangisinin daha zayıf olduğunu anlayacaklar.
(Ey Muhammed!) De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahman onlara, istenildiği kadar süre versin! Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler.
De ki: kim dalalette ise rahman onun istediği kadar meddini uzatsın, nihayet va'dolunacak şeyi gördükleri vakıt: ya azab veya saat, o zaman bilecekler ki kimmiş o mevkıı daha fena ve iradesi daha zaıyf?
De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahman ona süre versin (ne çıkar). Nihayet va'dedildiklerini -azabı veya (Duruşma) sa'ati(ni)- gördükleri zaman, kimin yerce daha kötü ve adamca daha zayıf olduğunu bileceklerdir.
De ki: "Kim sapıklık içindeyse, Rahman, ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine vaadedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.
De ki: "Kim sapıklık içinde ise çok esirgeyici (Allah), onu (n dünyalığını ve ipini) uzatdıkca uzatır. Nihayet va'd olunageldikleri şeyleri — ya azabı, yahud kıyameti — gördükleri zaman artık kimin yeri daha kötü, kimin cemaati (ve yardımcıları) daha zaif imiş, bileceklerdir.
De ki: Rahman; sapıklıkta olanın günlerinin uzunluğunu uzattıkça uzatır. Nihayet tehdit edildikleri azabı veya kıyamet gününü gördükleri zaman; kimin yerinin daha kötü ve taraftarlarının daha güçsüz olduğunu bileceklerdir.
De ki: -Rahman, sapıklıkta olan kimseye arttırdıkça artırır. Sonunda vaat olundukları azabı veya kıyameti gördükleri zaman kimin yerinin daha kötü, kimin ordusunun daha zayıf olduğunu bileceklerdir.
De ki: Dini inkar edenlere Rahman biraz mühlet versin, bundan ne çıkar? Ama işin sonunda, onlar kendilerine vad olunan azabı veya kıyameti görünce işte o zaman öğrenecekler: kimmiş mevkii daha düşük ve kimmiş asker ve maiyyeti daha zayıf!
De ki: "Kim dalalette ise, Rahman ona mühletini uzatsın! Nihayet kendilerine vadolunanı -azabı veya o saati (ölümü veya kıyametin kopuşunu)- görecekleri zaman, kim daha şerrli ve ordusu itibarıyla kim daha zayıf, anlayacaklar!"
De ki, 'Sapıklığa dalanlara Rahman bir süre verir. Cezayı veya dünyanın sonunu görünceye kadar... Kötü yere ve zayıf orduya kimin sahip olduğunu öğrenecekler.'
De ki: "Kim sapkınlıkta ise, Rahman, ona vaat edilen şeyi; azabı veya saati görecekleri zamana kadar, zamanı uzatarak süre tanır. Böylece kimin yerce daha kötü ve taraftarca daha zayıf olduğunu yakında bilecekler.
Say: "Whoever is in misguidance, then the Almighty will lead them on. " Until they see what they have been promised, either the retribution or the Hour. Then they will know who is in a worst place and weaker in power.
Say thou: “Whoso is in error — no matter the extent the Almighty extends for him — when they have seen what they are promised, whether it be the punishment or the Hour, then will they know who is worse in position and weaker in force.”
Say: ‘As for those who are astray, let the All-Merciful prolong their term until they see what they were promised, whether it be the punishment or the Hour. Then they will know who is in the worse position and has the weaker troops.’
Say, "Those who choose to go astray, the Most Gracious will lead them on, until they see what is promised for them - either the retribution or the Hour. That is when they find out who really is worse off, and weaker in power."
Say: "Whoever is in misguidance, then the Almighty will lead them on." Until they see what they have been promised, either the retribution or the Hour. Then they will know who is in a worse place and weaker in power.
Say, "Whoever is in misguidance, then the Gracious will lead them on." Until they see what they have been promised, either the retribution or the moment. Then they will know who is in a worst place and weaker in power.