Onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Ama onlar, O'nu bilgice kavrayamazlar.
"O, insanların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Onlar, bilgi olarak Allah'ı kuşatamazlar."
(Allah şefaat bekleyenlerin) önündekilerini de arkalarındakini de bilir.* Onlar, bilgi bakımından O'nu kuşatamazlar.
Hiç kimse O'nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir.
Onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir.* Ama onlar, O'nu bilgice kavrayamazlar.*
Yaptıklarını da geriye bıraktıklarını da O bilir. Ama onlar (şefaat edecekler) bunları bilemezler.
Onların yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. Oysa onlar, O'nu, bilgiyle kavrayamazlar.
O onların bildiklerini de, bilmediklerini de biliyor; fakat insan bilgi (kapasitesinin sınırlılığı) sebebiyle bunu asla kavrayamaz.
Onların önden gönderdiklerini de arkada bıraktıklarını da bilir, ama onlar O'nu ilimle kuşatamazlar.
O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar.
O, onların geleceklerini de bilir geçmişlerini de. Fakat onların bilgisi O'nu kapsayamaz.
(Çünkü) O, insanların gözleri önünde olanı da, onlardan saklı tutulanı da bütünüyle bilmektedir, ama onlar O'nu bilgice asla kuşatamazlar.
O, önlerindekini ve arkalarındakini (dünyadaki ve ahiretteki durumlarını) bilir. Onların bilgisi ise Rahman'ı kuşatamaz.
O onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir, onlar ise onu ılmen ihata edemezler
O, onların önlerindekini ve arkalarındakini (geçmişlerini ve geleceklerini) bilir; onlar ise bilgice O'nu kavrayamazlar.
O, önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onlar ise, bilgi bakımından O'nu kavrayıp kuşatamazlar.
O, onların önlerindekileri de, arkalarındakilerini de bilir. Onların ilmi ise asla bunu kavrayamaz.
O, onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Onların hiç birinin ilmi asla bunu kavrayamaz.
Allah, önlerindekini de; arkalarındakini de bilir. Onların ilmi bunu kavrayamaz.
O, onların geleceklerini de geçmişlerini de bilir. Kulların ilmi ise bunu asla kavrayamaz.
Onların önlerindekini de, arkalarındakini de (geçmiş ve geleceklerini) bilir.. . O'nun ilmini ihata edemezler.
Hiç kimse O'nu bilgice kavrayamazken, O onların geçmişini de geleceğini de bilir.
Onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir.* Ama onlar, O'nu bilgice kavrayamazlar.*
He knows their present and their future, and they do not have any of His knowledge.
He knows what is before them and what following them, and they do not encompass it in knowledge.
He knows what is in front of them and behind them. But their knowledge does not encompass Him.
He knows their past and their future, while none encompasses His knowledge.
He knows their present and their future, and they do not have any of His knowledge.
He knows their present and their future, and they do not have any of His knowledge.