"Senin sözünden kendi isteğimizle çıkmadık. Fakat biz halkın ziynetlerinden yüklenmiştik. Sonra onları kaldırıp attık. Aynı şekilde Samiri de attı."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kalu | dediler ki | قول |
2 | ma | ||
3 | ehlefna | çıkmadık | خلف |
4 | mev'ideke | senin sözünden | وعد |
5 | bimelkina | kendi malımızla | ملك |
6 | velakinna | fakat | |
7 | hummilna | bize yükletilmişti | حمل |
8 | evzaran | yükler (günahlar) | وزر |
9 | min | -ndan | |
10 | zineti | süs(eşyas)ı- | زين |
11 | l-kavmi | o milletin | قوم |
12 | fekazefnaha | onları attık | قذف |
13 | fe kezalike | aynı şekilde | |
14 | elka | attı | لقي |
15 | s-samiriyyu | Samiri de | سمر |
Onlar, "Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. Ancak o ulusun süs eşyalarından bize yükler dolusu taşıtıldı. Biz onları ateşe attık; aynı şekilde Samiri de attı" dediler.
(Kavmi) şöyle demişti: "Biz sana verdiğimiz sözden kendi başımıza dönmedik. Fakat o kavmin (Mısırlıların) ziynetinden birtakım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları (bırakıp) atmıştık. Aynı şekilde Samiri de (kendi taşıdığını oraya) bırakmıştı."
"Sana verdiğimiz sözü kendi kafamıza göre bozmadık. O halkın süs eşyaları bize taşıtıldı. Onları attık. Samiri işte böyle bir şey ortaya çıkardı" dediler.
"Senin sözünden kendi isteğimizle çıkmadık.* Fakat biz halkın ziynetlerinden* yüklenmiştik.* Sonra onları kaldırıp attık.* Aynı şekilde Samiri de attı."
Dediler ki "Sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden caymadık. Firavun halkının süslerinden bize yükler yüklendi; biz onları (ateşe) attık*. Samiri de aynı şekilde attı."
Şöyle dediler: "Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle dönmedik. Fakat o toplumun mücevherleri bize yükletilmişti; onları attık. Aynı biçimde Samiri de attı!"
Onlar (kendilerini) şöyle savundular: "Biz sana verdiğimiz sözü kasıtlı olarak çiğnemedik; fakat (Mısır) halkının ziynet eşyalarına (haksız yere) konmanın vebalini taşıyorduk; ama biz onları (sorumluluktan kurtulmak için) kaldırıp attık, bunun üzerine Samiri de (onları alıp ateşe) attı."
Dediler ki: "Biz sana kendi irademizle/malımızla karşı çıkmadık. Olay şu: Bize o topluluğun süs eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde Samiri de attı."
Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı."
Onlar: "Biz, sana verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık. Fakat biz, o kavmin zinet eşyasından bir takım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık; Samiri de attı.
"Sana verdiğimiz sözden biz kendi isteğimizle dönmedik; fakat (Mısır) halkı(nın kirli) zinet yükleriyle yüklüydük; ve bu yüzden onları (ateşe) attık; aynı şekilde Samiri de (kendininkini) attı."
Şöyle dediler: "Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Samiri de aynı şekilde attı."
(87-88) Biz dediler, senin va'dine kendiliğimizden hulfetmedik ve lakin o kavmin ziynetinden bir takım ağırlıklar yüklenmiş idik, onları ateşe attık, kezalik Samiri de bıraktı derken onlara bir dana, böğürmesi var bir cesed çıkardı, bunun üzerine dediler ki işte bu sizin ilahınız ve Musanın ilahı fakat unuttu
Dediler ki: "Kendi malımızla senin sözünden çıkmadık", fakat o milletin (yani Mısırlıların) süs(eşyas)ından bize yükler yükletilmişti. Onları (ateşe) attık. Aynı şekilde Samiri de attı."
Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı."
Dediler: "Biz sana verdiğimiz sözden kendimize malik olarak caymadık. Fakat biz o kavmin zinetinden bir takım ağırlıklar yüklenmişdik de onları (ateşe) atmışdık. Samiriy de (kendi zinetini) böylece atmışdı".
Onlar: Sana verdiğimiz sözden kendi başımıza caymadık. O kavmin ziynet eşyasından bize yükler dolusu taşıtıldı ve biz onları attık. Samiri de aynı şekilde attı, dediler.
Onlar da: -Sana verdiğimiz sözden bilerek dönmedik. Fakat o kavmin süs eşyasından yük taşımıştık. Sonra Samiri'nin attığı gibi biz de ateşe attık, dediler.
"Biz," dediler, "kendi güç ve irademizle sana olan vadimizden dönmedik. Fakat biz o halkın, Mısırlıların zinet eşyalarından birtakım ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Samiri de kendi mücevheratını atıverdi.
Dediler ki: "Biz kasıtlı olarak sana muhalefet etmedik.. . Fakat biz halkımızın zinetinden ağırlıklar yüklenmiştik de onları kaldırıp (Samiri'nin ateşine) attık. . . Samiri de işte böylece atmıştı (biz onu taklit ettik). "
'Sana verdiğimiz sözü kendi kafamıza göre bozmadık. O halkın süs eşyaları bize taşıtıldı. Onları attık. Samiri işte böyle bir şey ortaya çıkardı,' dediler.
"Senin sözünden çıkmadık. Fakat biz halkın ziynetlerinden yüklenmiştik.* Sonra onları kaldırıp attık.* Bize Samiri böyle öğütledi."*
They said: "We did not break the promise by our own will, but we were loaded down with the jewellery of the people so we cast them down, and it was such that the Samarian suggested. "
They said: “We failed not to keep our promise to thee of our own accord, but we were given to bear burdens of the adornment of the people — so we hurled them. (And thus the Sāmiriyy cast,
They said, ‘We did not break our promise to you of our own volition. But we were weighed down with the heavy loads of the people’s jewelry and we threw them in, for that is what the Samari did.’
They said, "We did not break our agreement with you on purpose. But we were loaded down with jewelry, and decided to throw our loads in. This is what the Samarian suggested."
They said: "We did not break the promise by our own will, but we were loaded down with the jewelry of the people so we cast them down, and it was such that the Sumerian suggested."
They said, "We did not break the promise by our own will, but we were loaded down with the jewelry of the people so we cast them down, and it was such that the Samarian suggested."