Artık onları belli bir süreye kadar aymazlıkları ile baş başa bırak!
Onları bir süreye kadar, gaflet ve sapıklıkları ile baş başa bırak!
Şimdi sen onları bir zamana kadar şaşkınlıkları içinde bırak!
Belli bir süreye kadar onları şaşkınlıkları içinde bırak.
Artık onları belli bir süreye kadar aymazlıkları ile baş başa bırak!
Artık onları bir süreye kadar kendi cemaatleri ile baş başa bırak.
Artık, kendi aymazlıkları içinde onları bırak; belirlenmiş bir süreye dek.
Artık onları bir vakte kadar, gömüldükleri gafletleriyle baş başa bırak da işine bak;
Artık sen onları bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Fakat onları bir vakte kadar, kendi cehaletlerine gömülmüş olarak, kendi hallerine bırak.
Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak!
Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak!
Bir süreye kadar onları, (daldıkları) gafletleri içinde bırak.
Artık sen onları, belli bir süreye kadar kendi gafletleri içinde bırak.
Şimdi sen onları bir vakta kadar sapıklıkları içinde bırak.
Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla başbaşa bırak.
Bir süreye kadar onları kendi sapıklıklarıyla baş başa bırak.
Sen onları, bir süreye kadar daldıkları gaflet içinde kendi hallerine bırak!
Bir süre onları kozaları içinde bırak!
Belli bir süreye kadar onları şaşkınlıkları içinde bırak.
Artık onları belli bir süreye kadar aymazlıkları ile baş başa bırak!
So leave them in their error until a time.
So leave thou them in their flood of ignorance for a time.
So leave them in their glut of ignorance for a while.
Therefore, just leave them in their confusion, for awhile.
So leave them in their error until a time.
So leave them in their error until a time.