Senin kalbine. Uyarıcılardan olman için.
- Kur'an'ı, Ruhulemin/Cebrail, uyarıcılardan olasın diye, apaçık Arap diliyle, senin kalbine indirmiştir.
(193, 194, 195) Uyarıcılardan olasın diye onu (Kur'an'ı) apaçık Arapça diliyle* Güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine indirmiştir.*
Senin kalbine... Uyarıcılardan biri olasın diye.
Senin kalbine. Uyarıcılardan olman için.
Senin kalbine indirmiştir ki, uyarıcılardan olasın.
Senin yüreğine; uyarıcılardan olman için.
senin kalbine; ki (onunla) uyaran kimselerden biri olasın diye;
Senin kalbine ki, uyarıcılardan olasın.
Uyarıcılardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).
Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın,
senin kalbine, ki (ey Muhammed, onunla) uyaran kimselerden biri olasın
(193-195) Uyarıcılardan olasın diye onu güvenilir Ruh (Cebrail) senin kalbine apaçık Arapça bir dil ile indirmiştir.
Senin kalbin üzerine ki o münzirlerden olasın
Senin kalbine; uyarıcılardan olman için,
Uyarıcılardan olman için, senin kalbinin üzerine (indirmiştir).
(193-194-195) Onu Ruuh-ul Emin, inzar edicilerden olasın diye, senin kalbine ma'nası açık Arabca bir dil ile indirmişdir.
Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın.
Uyarıcılardan olman için senin kalbine
(193-195) Onu Ruhu'l-emin, uyaran nebilerden olman için, senin kalbine açık ve vazıh bir Arapça ile indirmiştir.
Senin kalbine (şuuruna) ki, (bu bilgiye dayalı olarak) uyarıcılardan olasın!
Senin kalbine... Uyarıcılardan biri olasın diye.
Senin kalbine. Uyarıcılardan olman için.
Upon your heart, so that you would be of the warners.
Upon thy heart — that thou be of the warners —
to your heart so you would be one of the Warners
To reveal it into your heart, that you may be one of the warners.
Uponyour heart, so that you would be of the warners.
Upon your heart, so that you would be of the warners.