"Ey meleler! Bu istekle ilgili bana görüşlerinizi bildirin. Siz, olmadan ben kesin bir karar verecek değilim." dedi.
Kraliçe dedi ki: "Beyler, ulular! Bu işimde bana bir fikir veriniz; siz benim yanımda bulunmadıkça, bir iş hakkında kesin bir karar vermem."
(Belkıs:) "Ey yöneticiler! Bu işimde bana bir fikir verin! Bana şahit oluncaya (çözüm üretinceye) kadar* hiçbir işe kesin karar vermeyeceğim." demişti.
"Ey konseyim, şu işte bana bir fikir verin. Siz yanımda bulunmadıkça bir işte karar vermem" dedi.
"Ey meleler! Bu istekle ilgili bana görüşlerinizi bildirin. Siz, olmadan ben kesin bir karar verecek değilim." dedi.
Ey ileri gelenler! Bu işimde bana sağlam bir görüş bildirin. Sizlerle görüşmeden hiçbir işe karar vermem.
"Ey ileri gelenler! Bu işimde bana görüş bildirin; onayınız olmadıkça, hiçbir eylem için kesin yargı vermem!"
(Sebe kraliçesi) dedi ki: "Siz ey seçkinler! Karşı karşıya kaldığım bu konuda bana kanaatlerinizi bildirin! Sizin katkınız olmadan bu konuda kestirip atmam doğru olmaz."
Melike dedi: "Ey danışmanlarım, bu meselem konusunda bana fikir verin. Siz onaylamadıkça, hiçbir işe kesin karar vermem."
Dedi ki: "Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin, siz (her şeye) şahidlik etmedikçe ben hiç bir işte kesin (karar veren biri) değilim."
(Melike): "Ey ileri gelenler! Bu işimde bana bir fikir verin; sizin haberiniz olmadan ben hiçbir işi kestirip atmış değilim." dedi.
"Siz ey soylular!" diye ekledi, "Yüzyüze geldiğim bu meselede görüşünüz nedir, bana söyleyin; siz görüşlerinizi bana açıklamadan benim (kesin) bir karara varmam mümkün değil".
"Ey ileri gelenler! Durumum hakkında bana görüş bildirin. Sizler yanımda bulunmadıkça hiçbir işe kesin olarak karar vermem."
Ey a'yan, dedi: bana emrimde bir fetva verin, sizin huzurunuz olmadan ben hiç bir emri kestirmiş değilim
"Ey ileri gelenler, dedi, bu işimde bana bir fikir verin; ben, siz olmadıkça hiçbir işi kesip atmam."
Dedi ki: "Ey önde gelenler, bu buyruğumda bana görüş belirtin, siz (her şeye) şahidlik etmedikçe ben hiç bir buyrukta kesin (karar veren biri) değilim."
(Kadın): "Ey ileri gelenler, bana (bu) işim hakkında bir re'y verin. Siz huzurumda bulununcaya kadar ben hiçbir işde kat'i (bir hüküm saahibi) olamadım".
Dedi ki: Ey ileri gelenler, vereceğim emir hakkında bana görüşünüzü söyleyin. Siz, benim yanımda bulunmadıkça bir iş hakkında kesin bir hüküm veremem.
Ey ileri gelenler, bu hususta bana görüşlerinizi belirtin. Siz hazır olmadıkça bir iş hakkında kesin karar veremem, dedi.
"Değerli danışmanlarım, bu mesele hakkında görüşlerinizi istiyorum. Pek iyi bildiğiniz gibi, sizi çağırmadan, size danışmadan hiç bir meseleyi hükme bağlamam."
(Saba Melikesi) dedi ki: "Ey önde gelenlerim.. . Bu konuda bana görüşünüzü bildirin. . . Sizsiz bu konuya karar vermek istemedim. "
'Ey konseyim, şu işte bana bir fikir verin. Siz yanımda bulunmadıkça bir işte karar vermem,' dedi.
"Ey ileri gelenler! Bu istekle ilgili bana görüşlerinizi bildirin. Siz, görüşünüzü bildirmedikçe ben kesin bir karar verecek değilim." dedi.
She said: "O commanders, advise me in this matter of mine, for I will not take a decision until you give testimony. "
She said: “O eminent ones: counsel me in my affair; I decide no affair until you bear me witness.”
She said, ‘Council! give me your opinion about this matter. It is not my habit to make a final decision until I have heard what you have to say.’
She said, "O my advisers, counsel me in this matter. I am not deciding anything until you advise me."
She said: "O commanders, advise me in this matter of mine, for I will not take a decision until you give testimony."
She said, "O commanders, advise me in this matter of mine, for I will not take a decision until you give testimony."