Süleyman: "Onun tahtının şeklini değiştirin. Bakalım doğruyu bulacak mı yoksa doğruyu bulamayanlardan mı olacak?" dedi.
Süleyman devamla dedi ki: "Onun tahtını tanınmaz hale getiriniz, bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayacak mı?"
(Süleyman) şöyle demişti: "Onun (denenmesi) için tahtını değiştirin; bakalım doğruyu bulabilecek mi, yoksa doğruyu bulamayanlardan mı olacak?"
"Tahtının biçimini değiştirin, bakalım doğruyu bulabilecek mi, yoksa doğruyu bulamayanlardan mı olacak?"
Süleyman: "Onun tahtının şeklini değiştirin. Bakalım doğruyu bulacak mı yoksa doğruyu bulamayanlardan mı olacak?" dedi.
Dedi ki: "Arşını onun için farklılaştırın, bakalım tanıyacak mı yoksa tanımayacak mı?"
"Tahtının biçimini değiştirin!" dedi; "Bakalım tanıyacak mı, tanımayacak mı?"
Sözünü şöyle sürdürdü: "Onun tahtını kendisinin tanıyamacağı bir hale getirin de, görelim bakalım doğru yolu bulacak mı? Yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak?"
Emir verdi: "Onun tahtını başkalaştırın, bakalım tanıyacak mı, tanıyamayanların arasına mı girecek?"
Dedi ki: "Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak?
(Süleyman) dedi ki: "Tahtını tanınmaz duruma sokun, bakalım tanıyacak mı, tanımazlardan mı olacak?"
(Ve) sözlerine şöyle devam etti: "(Şimdi) onun tahtını tanınmaz hale sokun; bakalım, kendi başına doğru yolu bulacak mı, yoksa doğru yolu bulamayan kimselerden mi olacak."
Süleyman, "Tahtını tanınmaz hale getirin. Bakalım tanıyacak mı, yoksa tanımayacaklardan mı olacak?" dedi.
Ona, dedi: tahtını başkalaştırın bakalım hakıkati tanıyacak mı? Yoksa tanımazlardan mı olacak?
(Ve) dedi ki: "Onun tahtını tanınmaz hale getirin, bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanımayacak mı?"
Dedi ki: "Onun tahtını değişikliğe uğratın / şeklini değiştirin / tanınmaz hale getirin (nekkiru), bir bakalım doğru olanı bulabilecek mi, yoksa bulmayanlardan mı olacak?"
(Süleyman) dedi ki: "Onun tahtını bilinmez şekle getirin. Bakalım (tanımıya) muvaffak olacak mı, yoksa muvaffak olamayacaklardan mı bulunacak"?
Dedi ki: Onun tahtını değişikliğe uğratın, bir bakalım hidayeti bulabilecek mi, yoksa bulamayanlardan mı olacak?
- Tahtın şeklini değiştirin bakalım, onu tanıyabilecek mi; yoksa tanıyamayanlardan mı olacak? dedi.
Devamla dedi ki: "Şimdi Kraliçenin tahtının şeklini değiştirin! Bakalım onu tanıyacak mı, tanımayacak mı?"
(Süleyman) dedi ki: "Tahtını ona zor tanıyacağı bir hale getirin; bakalım doğru yolu bulacak mı yoksa doğru yolu bulamayanlardan mı olacak?"
'Tahtının biçimini değiştirin, bakalım doğruyu bulabilecek mi, yoksa doğruyu bulamıyanlardan mı olacak?'
Süleyman: "Onun tahtının şeklini değiştirin. Bakalım tahtını tanıyacak mı yoksa tanımayacak mı?" dedi.
He said: "Disguise her throne so we may see if she will be guided or if she will be of those who are not guided. "
(He said: “Disguise her throne for her; we will see if she is guided, or if she is of those not guided.”
He said, ‘Disguise her throne. We shall see whether she is guided or someone who is not guided.’
He said, "Remodel her mansion for her. Let us see if she will be guided, or continue with the misguided."
He said: "Disguise her throne so we may see if she will be guided or if she will be of those who are not guided."
He said, "Disguise her throne so we may see if she will be guided or if she will be of those who are not guided."