Kitaptan yanında bir bilgi bulunan kimse: "Onu bakışın sana dönmeden getiririm." dedi. Süleyman, onun yanı başında durduğunu görünce: "Bu Rabb'imin lütfundandır; şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak içindir." dedi. Ve kim şükrederse kendisi için şükretmiş olur, kim de nankörlük ederse, bilsin ki Rabb'im Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan'dır, Cömert'tir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | dedi ki | قول |
2 | llezi | bulunan | |
3 | indehu | yanında | عند |
4 | ilmun | bir ilim | علم |
5 | mine | -tan | |
6 | l-kitabi | Kitap- | كتب |
7 | ena | ben | |
8 | atike | sana getirebilirim | اتي |
9 | bihi | onu | |
10 | kable | önce | قبل |
11 | en | ||
12 | yertedde | sen kırpmadan | ردد |
13 | ileyke | sana | |
14 | tarfuke | gözünü | طرف |
15 | felemma | ne zaman ki | |
16 | rahu | onu görünce | راي |
17 | mustekirran | yerleşmiş | قرر |
18 | indehu | yanında | عند |
19 | kale | dedi ki | قول |
20 | haza | bu | |
21 | min | -ndandır | |
22 | fedli | lutfu- | فضل |
23 | rabbi | Rabbimin | ربب |
24 | liebluveni | beni sınaması için | بلو |
25 | eeşkuru | şükür mü edeceğim? | شكر |
26 | em | yoksa | |
27 | ekfuru | inkar mı edeceğim? | كفر |
28 | ve men | ve kim | |
29 | şekera | şükrederse | شكر |
30 | feinnema | şüphesiz | |
31 | yeşkuru | şükretmiştir | شكر |
32 | linefsihi | kendisi için | نفس |
33 | ve men | ve kim | |
34 | kefera | inkar ederse | كفر |
35 | feinne | şüphesiz | |
36 | rabbi | Rabbim | ربب |
37 | ganiyyun | zengindir | غني |
38 | kerimun | kerimdir | كرم |
Kitaptan bir ilmi bulunan kimse, "Sen gözünü açıp kapamadan ben onu sana getirebilirim" dedi. Süleyman, tahtı yanına yerleşmiş görünce şöyle dedi: "Bu, Rabbimin lütfundandır. Kendisine şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim, diye beni denemek istiyor. Şükreden, kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, Rabbim hiçbir şeye muhtaç değildir, çok ikram sahibidir."
Kendisinde Kitaptan bir bilgi olan kimse ise "Gözünü açıp kapamadan önce onu ben sana getiririm!" demişti. (Süleyman, Belkıs'ın) tahtını yanında yerleşmiş görünce* şunu söylemişti: "Bu, şükür mü edeceğimi yoksa nankörlük mü yapacağımı denemek üzere Rabbimin (bana verdiği) iyiliklerindendir. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; kâfir olana gelince, Rabbim zengindir, cömerttir."*
Kitap bilgisine sahip olan birisi de "Ben onu, gözünü kırpman için geçen süreden daha çabuk getirebilirim" dedi. Onu yanında duruyor görünce, "Bu Efendimin bir lütfudur. Şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğimi sınıyor. Şükreden kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de, bilsin ki benim Efendim Zengindir, Şereflidir" dedi.
Kitaptan* yanında bir bilgi bulunan kimse: "Onu bakışın sana dönmeden* getiririm." dedi. Süleyman, onun yanı başında durduğunu görünce: "Bu Rabb'imin lütfundandır; şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak içindir." dedi. Ve kim şükrederse kendisi için şükretmiş olur, kim de nankörlük ederse, bilsin ki Rabb'im Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan'dır, Cömert'tir.
O kitaptan bilgisi olan kişi dedi ki; "Sen gözünü açıp kapamadan onu sana getiririm." Süleyman arşı yanı başında, sapasağlam görünce; "bu Sahibimin ikramıdır" dedi. Beni denemek içindir; şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü? Kim şükrederse şükrünün faydasını görür. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Sahibimin kimseye ihtiyacı yoktur, o, iyilik sahibidir."
Kitap bilgisi olan bir kişi, şöyle dedi: "Gözünü açıp kapayıncaya dek, onu sana getireceğim!" Sonunda, onun yanında durduğunu görünce: "Efendimin lütfundandır; ‘O'na şükür mü edeceğim; yoksa nankörlük mü edeceğim?' diye beni sınıyor. Kim şükrederse, kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, kuşkusuz, benim Efendim, Sınırsız Varlıklıdır; Nimeti Çoktur!"*
Kendisinde vahiyden bir bilgi bulunan kimse "Ben" dedi, "sana onu gözünü açıp kapayıncaya kadar getiririm!" Derken, onu önünde kurulu bir biçimde görünce dedi ki: "Rabbimizin mahza bir lütfu bu; şükür mü nankörlük mü edeceğim diye beni sınıyor. Oysa ki şükreden kendi iyiliği için şükretmiş olur. Ama kim de nankörlük ederse, iyi bilsin ki Rabbim kendi kendine yetendir, (mahlukata karşı da) sınırsız cömerttir."
Kendinde Kitap'tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm." Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Gani'dir, cömerttir."
Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır, O'na şükredecek miyim, yoksa nankörlük edecek miyim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim nankörlük ederse, gerçekten benim Rabbim Gani (hiç bir şeye ve kimseye ihtiyacı olmayan)dır, Kerim olandır.
Yanında kitaptan bir ilim bulunan zat ise: "Ben onu sana gözünü kırpmadan önce getiririm." dedi. Derken onu yanında duruyor görünce: "Bu, Rabbimin bir lutfudur; beni imtihan için ki, şükredecek miyim, yoksa nankörlük mü edeceğim. Kim şükrederse ancak kendisi için şükreder, her kim de nankörlük ederse, şüphe yok ki, Rabbim herşeyden müstağnidir, büyük ihsan sahibidir" dedi.
(Buna karşılık) vahiyle bilgilendirilmiş olan kişi: "Bana kalırsa" dedi, "ben onu, göz açıp kapayıncaya kadar sana getireceğim!" Ve onu gerçekten önünde görünce, "Benim şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü göstereceğim konusunda beni denemek üzere Rabbimin bahşettiği lütf(un bir belirtisi,) bu! Bununla birlikte (Allah'a) şükreden kişi, yalnızca kendi iyiliği için şükretmiş olur; nankörlük yapan kişi ise, (bilsin ki,) Rabbim hem sınırsız cömert hem de mutlak manada kendine yeterlidir!"
Kitaptan bilgisi olan biri, "Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm" dedi. Süleyman, tahtı yanında yerleşmiş halde görünce şöyle dedi: "Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir."
Nezdinde kitabdan bir ılim bulunan zat ise: ben dedi: onu sana gözünü kırpmadan evvel getiririm, derken onu yanında duruyor görünce: bu rabbımın fazlından, dedi: beni imtihan için ki şükür mü edeceğim? Yoksa küfran mı? Her kim şükr ederse sırf kendi lehine eder, her kim de küfranda bulunursa şübhe yok ki rabbım ganiydir kerimdir
Yanında Kitaptan bir ilim bulunan kimse de: "Sen gözünü açıp yummadan ben onu sana getirebilirim." dedi. (Süleyman) tahtı yanına yerleşmiş görünce dedi ki: "Bu, Rabbimin lutfundandır. (Kendisine) şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak istiyor. Şükreden kendisi için şükretmiş olur; nankörlük edene gelince, Rabbim zengindir (onun şükrüne muhtaç değildir), kerimdir (çok ikram sahibidir, yücedir)."
Kendi yanında kitaptan ilmi olan biri dedi ki: "Ben, (gözünü açıp kapamadan) onu sana getirebilirim." Derken (Süleyman) onu kendi yanında durur vaziyette görünce dedi ki: "Bu rabbimin fazlındandır, O'na şükür mü, yoksa küfür mü edeceğim diye beni denemekte olduğu için (bu olağanüstü olay gerçekleşti). Kim şükrederse, artık o kendisi için şükretmiştir, kim de küfrederse, gerçekten benim rabbim ganidir, kerimdir.
Nezdinde kitabdan bir ilim olan (zat). "Ben, dedi, gözün sana dönmeden (gözünü yumub açmadan) evvel onu sana getiririm". Vaktaki (Süleyman) onu yanında durur bir halde gördü, "Bu, dedi, Rabbimin fazl (-u lutf) ündendir. Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim, beni imtihan etdiği içindir (bu). Kim şükrederse kendi faidesinedir. Kim de nankörlük ederse şübhe yok ki Rabbim (onun şükründen) tamamen müstağnidir, (hem O) hakkıyle kerem saahibidir".
Nezdinde kitabdan bir bilgi bulunan da dedi ki: Gözünü açıp kapamadan ben, onu sana getiririm. Süleyman tahtı yanına yerleşivermiş görünce dedi ki: Bu, Rabbımın lutfundandır. Şükür mü yoksa küfür mü edeceğim diye beni sınamak içindir. Kim şükrederse; ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de küfrederse; muhakkak ki Rabbım; Gani'dir, Kerim'dir.
Kitap'tan bir bilgiye sahip olan kimse ise: -Ben gözünü açıp kapayıncaya kadar onu sana getiririm, dedi. Süleyman o anda tahtı yanında görünce, -Bu Rabbimin lütfundandır. Şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü yapacağım diye beni deniyor. Kim şükrederse, ancak kendisi için şükreder, kim de nankörlük ederse, Rabbim onun şükrüne muhtaç değildir. O çok cömerttir, dedi.
Ama nezdinde, kitaptan ilim olan bir zat da: "Ben, sen gözünü açıp kapamadan onu getirebilirim" der demez, Süleyman, Kraliçenin tahtının yanıbaşında durduğunu görünce: "Bu, Rabbimin lütuflarındandır. Bu şükür mü edeceğim, yoksa nankörlerden mi olacağım? diye beni sınamak içindir. Şükreden sadece kendi lehine olarak şükreder. Nankörlük eden ise bilmelidir ki Rabbim onun şükründen müstağnidir, şükrüne ihtiyacı yoktur, ihsan ve keremi boldur."
Hakikat Bilgi'sinden bir ilim olan (Esma kuvvesiyle tahakkuk etme özelliği olan, tecelli-i sıfat) kimse de dedi ki: "Gözünü kırpmadan önce onu sana getiririm".. . (Süleyman) tahtı önünde yerleşmiş görünce dedi ki: "Bu Rabbimin fazlındandır. . . Şükür mü yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemesidir. . . Kim şükreder ise şüphesiz ki şükrü nefsinedir! Kim nankörlük ederse, Rabbim Ğaniyy'dir, Keriym'dir. "
Kitap bilgisine sahip olan birisi de, 'Ben onu, gözünü kırpman için geçen süreden daha çabuk getirebilirim,' dedi. Onu yanında duruyor görünce, 'Bu Rabbimin bir lütfudur. Şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğimi sınıyor. Şükreden kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de, bilsin ki benim Rabbim Zengindir, Şereflidir,' dedi.
Kitaptan yanında bir bilgi bulunan kimse: "Göz açıp kapayıncaya kadar onu sana getiririm." dedi. Süleyman, onun yanı başında durduğunu görünce: "Bu Rabb'imin lütfundandır; şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak içindir." dedi. Ve kim şükrederse kendisi için şükretmiş olur, kim de nankörlük ederse, bilsin ki Rabb'im Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan'dır, Cömerttir.
And one who had knowledge from the Scripture said: "I will bring it to you before you blink. " So when he saw it resting before him, he said: "This is from the grace of my Lord, so that He tests me whether I am thankful or whether I reject. As for he who is thankful, he is thankful for himself, and as for he who rejects, then my Lord is Rich, Bountiful."
Said one with knowledge of the writ: “I will bring it to thee before thy glance return to thee.” And when he saw it set before him, he said: “This is of the bounty of my Lord, that He might try me, whether I am grateful or ungrateful; and whoso is grateful, he is but grateful for his soul; and whoso is ungrateful, then is my Lord free from need and generous.
He who possessed knowledge of the Book said, ‘I will bring it to you before your glance returns to you. ’ And when he saw it standing firmly in his presence, he said, ‘This is part of my Lord's favour to test me to see if I will give thanks or show ingratitude. Whoever gives thanks only does so to his own gain. Whoever is ungrateful, my Lord is Rich Beyond Need, Generous.’
The one who possessed knowledge from the book said, "I can bring it to you in the blink of your eye." When he saw it settled in front of him, he said, "This is a blessing from my Lord, whereby He tests me, to show whether I am appreciative or unappreciative. Whoever is appreciative is appreciative for his own good, and if one turns unappreciative, then my Lord is in no need for him, Most Honorable."
And one who had knowledge from the Book said: "I will bring it to you before you blink." So when he saw it resting before him, he said: "This is from the grace of my Lord, so that He tests me whether I am thankful or whether I reject. As for he who is thankful, he is thankful for himself, and as for he who rejects, then my Lord is Rich, Bountiful."
One who had knowledge from the book said, "I will bring it to you before you blink." So when he saw it resting before him, he said, "This is from the grace of my Lord, so that He tests me whether I am thankful or whether I reject. As for he who is thankful, he is thankful for himself, and as for he who rejects, then my Lord is Rich, Bountiful."