Ant olsun ki önceki nesilleri yok ettikten sonra; Musa'ya, öğüt alırlar diye, basiretler, doğru yolu gösteren ve rahmet olarak Kitap'ı verdik.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velekad | ve andolsun | |
2 | ateyna | biz verdik | اتي |
3 | musa | Musa'ya | |
4 | l-kitabe | Kitabı | كتب |
5 | min | ||
6 | bea'di | sonra | بعد |
7 | ma | ||
8 | ehlekna | helak ettikten | هلك |
9 | l-kurune | nesilleri | قرن |
10 | l-ula | ilk | اول |
11 | besaira | bir aydınlanma olan | بصر |
12 | linnasi | insanlar için | نوس |
13 | ve huden | ve hidayet olan | هدي |
14 | ve rahmeten | ve rahmet olan | رحم |
15 | leallehum | belki onlar | |
16 | yetezekkerune | düşünür öğüt alırlar | ذكر |
Andolsun ki biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra, insanlar düşünüp öğüt alsınlar diye Musa'ya, aydınlanma kaynağı, rehber ve rahmet olarak kitabı verdik.
Yemin olsun ki biz ilk nesilleri helak ettikten sonra (gerçeği) hatırlasınlar diye insanlar için öngörüler (içeren), (ayrıca) bir rehber ve rahmet olarak o Kitabı Musa'ya vermiştik.
İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
Ant olsun ki önceki nesilleri yok ettikten sonra; Musa'ya, öğüt alırlar diye, basiretler*, doğru yolu gösteren ve rahmet olarak Kitap'ı verdik.
Önceki nesilleri yok etmemizden sonra bu insanlar doğru bilgilerini kullansınlar diye Musa'ya Kitap verdik, insanlara gerçekleri gösteren, kılavuzluk eden ve ikram olan o Kitabı.
Ve gerçek şu ki, önceki kuşakları yıkıma uğrattıktan sonra, insanlar için aydınlanma kaynağı, yol gösteren ve rahmet olarak, Musa'ya, Kitap verdik; belki öğüt alırlar diye.
Ve doğrusu, önceki nesilleri (hak ettikleri) helaka sürükledikten sonra insanlık için bilinç kaynağı, bir doğru yol rehberi ve bir rahmet membaı olarak Musa'ya Kitab'ı verdik ki belki (sorumluluklarını) hatırlarlar.
Yemin olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Musa'ya Kitap'ı; insanlar için basiretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.
Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Andolsun ki, Biz Musa'ya o kitabı, ilk nesilleri helak ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak görüşler ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere verdik; belki düşünür, ibret alırlar.
Ve gerçek şu (ki), daha önceki (günahkar) nesilleri ortadan kaldırdıktan sonra, insanlar için bir aydınlanma kaynağı, bir doğru yol bilgisi ve bir rahmet olarak Musa'ya (vahyedilmiş) kitabı verdik ki, (Bizi) anıp düşünsünler.
Andolsun, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya -düşünüp ibret alsınlar diye- insanların kalp gözünü açan deliller ve bir hidayet rehberi, bir rahmet olarak Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik.
Celalim hakkı için biz Musaya o kitabı kurunı ulayı ihlak ettiğimizden sonra nasın vicdanlarını tenvir edecek basiretler ve bir hidayet-ü rahmet olmak üzere verdik, gerek ki tezekkür ederler
Andolsun biz, ilk nesilleri (Nuh, Hud, Salih ve Lut kavimlerini) helak ettikten sonra Musa'ya, insanların gönül gözlerini aydınlatacak nur ve onlara yol gösterici olarak Kitabı verdik, belki düşünür, öğüt alırlar diye.
Andolsun, ilk nesilleri yıkıma uğrattıktan sonra, Musa'ya, insanlar için (gözleri hikmetle açıp aydınlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
Andolsun ki biz evvelki nesilleri belak etdiğimizden sonra Musaya — (insanlara kalb gözlerini açacak) basıyretler (vermek) ve bir hidayet ve rahmet olmak üzere — o kitabı (Tevratı) vermişizdir. Olur ki onlar nasıyhat kabul ederler (diye).
Andolsun ki; Biz, önceki nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya insanlar için basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere kitabı verdik. Olur ki düşünürler diye.
Önceki nesilleri helak ettikten sonra, belki düşünürler diye insanlar için belgeler, doğru yolu gösterici ve rahmet olarak Musa'ya kitap vermiştik.
Biz daha önceki bazı nesilleri imha ettikten sonra, insanların vicdanlarını aydınlatacak, basiretlerini açacak bir delil, bir hidayet rehberi ve bir rahmet tezahürü olmak üzere Musa'ya Tevrat'ı verdik ki düşünüp ibret alsınlar. Ama bunu yapmadılar.
Andolsun ki, ilk nesilleri helak ettikten sonra, Musa'ya Hakikat BİLGİsini (Kitap); insanlar için hakikati gösterici, hakikate erme kılavuzu ve rahmet (kendilerindeki Esma kuvvelerini keşfedip yaşama) olarak verdik; belki anıp değerlendirirler diye.
İlk nesilleri (Nuh, Hud, Salih, Lut ve Şuayb'ın halklarını) yok ettikten sonra Musa'ya, halkı aydınlatan bir kılavuz ve rahmet olarak kitabı verdik; belki öğüt alırlar diye.
Ant olsun ki önceki nesilleri yok ettikten sonra; Musa'ya, öğüt alırlar diye, basiretler*, doğru yolu gösteren ve rahmet olarak Kitap'ı verdik.
We had given Moses the Scripture after We had destroyed the earlier generations, as an example for mankind and a guidance and mercy, perhaps they will take heed.
And We gave Moses the Writ after We had destroyed the former generations, as a means of insight for mankind; and as guidance, and as a mercy, that they might take heed.
We gave Musa the Book after destroying the earlier nations, to awaken people’s hearts and as a guidance and a mercy so that hopefully they would pay heed.
We gave Moses the scripture - after having annihilated the previous generations, and after setting the examples through them - to provide enlightenment for the people, and guidance, and mercy, that they may take heed.
We had given Moses the Book after We had destroyed the earlier generations; as an example for the people and a guidance and a mercy, perhaps they will take heed.
We had given Moses the book after We had destroyed the earlier generations, as an example for people and a guidance and mercy, perhaps they will take heed.