Ve Firavun'un karısı: "Bana ve sana göz aydınlığı olsun. Onu öldürmeyin, belki bize yararı olur. Veya onu evlat ediniriz." dedi. Onlar, olacakların ayırdında değillerdi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve kaleti | ve dedi ki | قول |
2 | mraetu | karısı | مرا |
3 | fir'avne | Fir'avn'ın | |
4 | kurratu | aydınlığı | قرر |
5 | aynin | göz | عين |
6 | li | bana da | |
7 | veleke | ve sana da | |
8 | la | ||
9 | tektuluhu | onu öldürmeyin | قتل |
10 | asa | belki | عسي |
11 | en | diye | |
12 | yenfeana | bize yararı dokunur | نفع |
13 | ev | ya da | |
14 | nettehizehu | onu ediniriz | اخذ |
15 | veleden | evlad | ولد |
16 | ve hum | ve onlar | |
17 | la | ||
18 | yeş'urune | anlamıyorlardı | شعر |
Firavun'un karısı çocuğu sandıktan çıkarınca, "Bana da, sana da göz bebeği olacak. Onu öldürmeyiniz; belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz" dedi. Halbuki onlar, işin sonunu sezemiyorlardı.
Firavun'un hanımı* (Asiye, Musa'yı görünce) "(Bu bebek) benim için de senin için de göz aydınlığı (olabilir); onu öldürmeyin! Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." demişti.* Oysa onlar (işin sonunun) farkına varmamışlar(dı).
Firavunun karısı, "Gözümüz aydın olsun. Onu öldürme. Belki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz." Hiçbir şeyden haberleri yoktu.
Ve Firavun'un karısı: "Bana ve sana göz aydınlığı olsun. Onu öldürmeyin, belki bize yararı olur. Veya onu evlat ediniriz." dedi. Onlar, olacakların ayırdında değillerdi.
Firavun'un karısı dedi ki; "Bu benim için de senin için de bir göz bebeği olabilir. Onu öldürmeyin, belki işimize de yarar, belki de onu evlat ediniriz." Hiçbiri işin farkında değildi.
Karısı, Firavun'a, şöyle dedi: "İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin; belki bize yararı dokunur veya Onu evlat ediniriz!" Oysa ayırdında değillerdi.
Firavun'un karısı "İşte, benim için de senin için de bir göz aydınlığı!" dedi, "Onu öldürmeyin; bakarsın bize bir yararı dokunur ya da onu evlatlık edinebiliriz." Ama berikiler, (olacakların) asla farkında değildiler.
Firavun'un karısı şöyle dedi: "Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır bu. Öldürmeyin onu, bize yararı olabilir, yahut onu çocuk ediniriz." Onlar işin farkında olmuyorlardı.
Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Firavun'un karısı: "Bana da sana da bir göz bebeği, bunu öldürmeyin, belki bize yarar, ya da evlat ediniriz." dedi ve onlar farkında değillerdi.
Ve Firavun'un karısı, (Firavun'a): "(Bu çocuk) hem benim hem de senin için neşe kaynağı (olabilir)!" dedi, "Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur; yahut o'nu evlat edinebiliriz!" Ve (pek tabii, bunları konuşurken, olacak olanlardan) haberleri yoktu.
Firavun'un karısı şöyle dedi: "Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz." Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.
Fir'avnin hatunu ise "bir göz bebeği: bana ve sana, bunu öldürmeyin, belki bize yarar, yahud evlad ediniriz" dedi ve onlar farkında değillerdi
Fir'avn'ın karısı (çocuğu sandıktan çıkarınca): "Bana da, sana da göz bebeği (olacak, çok sevimli bir çocuk). Onu öldürmeyin, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlad ediniriz." dedi. (Onu almakla hata ettiklerini) anlamıyorlardı.
Firavunun karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği; onu öldürmeyin; umulur ki bize yararı dokunur ve onu evlat ediniriz." Oysa onlar (başlarına geleceklerin) şuurunda değillerdi.
Fir'avnın karısı dedi ki: "Benim için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur ki bize faidesi dokunur, yahud onu bir evlad ediniriz". Halbuki onlar (işin) farkında değillerdi!
Firavun'un karısı dedi ki: Benim de, senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur veya onu oğul ediniriz. Ve onlar, farkında değillerdi.
Firavun'un Karısı: -Benim de senin de gözün aydın olsun. Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz, dedi. Oysa onlar işin farkında değillerdi.
Firavun'un hanımı onu sandıktan çıkarınca, kocasına: "Bana da, sana da neşe kaynağı olacak sevimli bir çocuk! Öldürmeyin onu, olur ki bize fayda sağlar, bakarsın biz onu evlat da ediniriz" diyordu.(Kendileri açısından, yanlış bir iş yaptıklarının) farkında değillerdi.
Firavun'un karısı dedi ki: "Benim için de senin için de göz aydınlığıdır (bu çocuk). Onu öldürmeyin! Umulur ki bize faydalı olur yahut Onu evlat ediniriz".. . Onlar (işin) farkında değillerdi.
Firavun'un karısı, 'Gözümüz aydın olsun. Onu öldürme. Belki bize yararı dokunur, yahut onu evlat ediniriz.' Hiç bir şeyden haberleri yoktu.
Ve Firavun'un hanımı: "Bana ve sana göz aydınlığı olsun. Onu öldürmeyin, belki bize yararı olur. Veya onu evlat ediniriz." dedi. Onlar, olacakların ayırdında değillerdi.
And Pharaoh's wife said: "A pleasure to my eye and yours, so do not kill him, perhaps he will benefit us or we may take him as a son!", while they did not perceive.
And the wife of Pharaoh said: “A comfort of the eye for me and for thee! Kill thou him not. It may be that he will benefit us, or we will take him as a son.” And they perceived not.
The wife of Pharaoh said, ‘A source of delight for me and for you; do not kill him. It may well be that he will be of use to us or perhaps we could adopt him as a son.’ They were not aware.
Pharaoh's wife said, "This can be a joyous find for me and you. Do not kill him, for he may be of some benefit for us, or we may adopt him to be our son." They had no idea.
And the wife of Pharaoh said: "A pleasure to my eye and yours, so do not kill him, perhaps he will benefit us or we may take him as a son;" while they did not perceive.
Pharaoh's wife said, "A pleasure to my eye and yours, so do not kill him, perhaps he will benefit us or we may take him as a son!", while they did not perceive.