"Eğer yalanlarsanız, şunu bilin ki, sizden öncekiler de yalanlamışlardı. Resule düşen de açıkça çağrı yapmaktan başka bir şey değildir."
Eğer yalanlarsanız, biliniz ki sizden önce de nice toplumlar peygamberlerini yalanlamışlardı. Peygamberin üzerinde, apaçık tebliğden başka bir görev yoktur.
(Size tebliğ edileni) yalanlarsanız, elbette sizden önceki milletler de (gerçekleri) yalanlamıştı. Elçi'ye düşen (görev) yalnızca apaçık tebliğdir.*
Yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Elçinin görevi ancak açıkça bildirmektir.
"Eğer yalanlarsanız, şunu bilin ki, sizden öncekiler de yalanlamışlardı. Resule düşen de açıkça çağrı yapmaktan başka bir şey değildir."
Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki toplumlar da yalanladılar. Elçiye düşen, açık tebliğden başka nedir ki!"
"Yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Elçinin görevi, yalnızca apaçık bildirmektir!"
"Ama eğer yalanlarsanız, iyi bilin ki sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı: zaten elçiye düşen de (ilahi mesajı) bütün açıklığıyla iletmekten başkası değildir."
"Eğer yalanlarsanız bilin ki, sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı. Resule de düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
"Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir."
Eğer siz yalanlarsanız, bilin ki, sizden önce bir takım milletler de yalanlamışlardı. Peygamberin görevi ise açık bir tebliğden ibarettir.
"Ve Eğer (beni) yalanlarsanız (bilin ki, başka) toplumlar da sizden önce (Allah'ın peygamberlerini) yalanladılar: Bir elçiye düşen, sadece (kendisine emanet edilen) mesajı dosdoğru bir şekilde iletmektir."
"Eğer siz yalanlarsanız bilin ki, sizden önce geçen birtakım ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen apaçık tebliğden başka bir şey değildir."
Ve eğer tekziyb ederseniz sizden evvel bir takım ümmetler de tekziyb etmişlerdi, Resulün vazifesi ise açık bir tebliğden ibarettir
"Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardı. Elçiye düşen, yalnız açıkça duyurmaktıır."
"Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardır. Elçiye düşen ise yalnızca açık bir tebliğdir."
"Eğer siz (beni) tekzib ederseniz sizden evvelki ümmetler de (peygamberlerini) tekzib etmişizdir. Peygamberin üzerine (düşen vazife) ise apaçık tebliğden başkası değildir".
Eğer siz, yalanlıyorsanız, bilin ki; sizden önceki ümmetler de yalanlamışlardı. Peygambere düşen, sadece apaçık tebliğden ibarettir.
Eğer yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Peygamberin görevi apaçık duyurudan başka bir şey değildir.
"Şayet siz beni yalancı sayarsanız, sizden önceki birtakım ümmetler de resullerini yalancı saymıştı. Elçinin görevi imana zorlamak değil, sadece açıkça tebliğ etmektir."
"Eğer yalanlarsanız, (bilin ki) sizden önceki ümmetler de yalanlamıştı.. . Rasule düşen apaçık bir tebliğden başka değil. "
Yalanlarsanız, sizden önceki toplumlar da yalanlamışlardı. Elçinin görevi ancak açıkça bildirmektir.
Eğer yalanlarsanız, şunu bilin ki, sizden öncekiler de yalanlamışlardı. Rasullere düşen de açıkça çağrı yapmaktan başka bir şey değildir.
"And if you disbelieve, then nations before you have also disbelieved. " The messenger is only required to deliver clearly.
“But if you deny, then communities have denied before you; and upon the Messenger is only the clear notification.”
And if you deny it, nations before you also denied the truth. The Messenger is only responsible for clear transmission.
If you disbelieve, generations before you have also disbelieved. The sole function of the messenger is to deliver (the message).
"And if you disbelieve, then nations before you have also disbelieved." The messenger is only required to deliver clearly.
"If you reject, then nations before you have also rejected." The messenger is only required to deliver clearly.