İbrahim: "Fakat orada Lut var!" dedi. "Biz, orada kimin olduğunu daha iyi biliriz. Geride kalanlarla beraber olacak olan karısı hariç, onu ve ehlini mutlaka kurtaracağız." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | (İbrahim) dedi ki | قول |
2 | inne | ama | |
3 | fiha | orada vardır | |
4 | luten | Lut | |
5 | kalu | dediler ki | قول |
6 | nehnu | biz | |
7 | ea'lemu | daha iyi biliriz | علم |
8 | bimen | kimin bulunduğunu | |
9 | fiha | orada | |
10 | lenunecciyennehu | onu kurtaracağız | نجو |
11 | ve ehlehu | ve ailesini | اهل |
12 | illa | yalnız | |
13 | mraetehu | karısı | مرا |
14 | kanet | olmuştur | كون |
15 | mine | -dan | |
16 | l-gabirine | kalacaklar- | غبر |
İbrahim dedi ki: "Ama orada Lut var!" Şöyle cevap verdiler: "Biz, orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnızca karısı müstesna; o, azapta kalacaklar arasındadır."
(İbrahim) şöyle demişti: "Ama orada Lut var!" (Melekler ise): "Biz orada kimin bulunduğunu çok iyi bilenleriz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Sadece hanımı hariç;* o, (azapta) kalacaklar arasındadır." demişlerdi.*
Dedi ki, "Ama orada Lut var." Onlar da, "Orada kimlerin bulunduğunu iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, fakat karısı hariç; o geride kalacaklardandır" dediler.
İbrahim: "Fakat orada Lut var!" dedi. "Biz, orada kimin olduğunu daha iyi biliriz. Geride kalanlarla beraber olacak olan karısı hariç, onu ve ehlini* mutlaka kurtaracağız." dediler.
"Orada Lut da var!" dedi, İbrahim. "Orada kimin olduğunu iyi biliyoruz. Onu, ailesi ile birlikte kurtaracağız; diğerleri gibi küller altında kalacak olan sadece karısıdır." dediler
Dedi ki: "Lut da orada!" Şöyle dediler: "Orada kimin olduğunu biz biliyoruz. Onu ve ailesini kesinlikle kurtaracağız; karısı dışında!" "O, geride kalanlar arasında olacak!"
(İbrahim): "Peki ama" dedi, "Lut da onların içinde yaşıyor!" (Elçiler): "Biz" dediler, "onların arasında kimlerin yaşadığını çok iyi biliyoruz; sonuçta onu ve (iman) ailesini mutlaka kurtaracağız; ne ki onun karısı hariç: zaten o kadın, döküntülerden biri olmalıydı."
İbrahim dedi: "Ama orada Lut var." Dediler: "Orada kim olduğunu biz daha iyi biliyoruz. Elbette ki onu ve ailesini kurtaracağız. Karısı hariç. O, geride kalanlardan olacak."
Dedi ki: "Onun içinde Lut da vardır." Dediler ki: "Onun içinde kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ailesini muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır."
İbrahim: "Orada Lut var ama!" dedi. Onlar: "Biz, orada kimin bulunduğunu pekala biliriz. Muhakkak onu ve ailesini kurtaracağız; ancak karısı ötekilerden oldu." dediler.
(Fakat İbrahim) "Ama Lut da onlar arasında yaşıyor!" diye haykırdı(ğı zaman) şu cevabı verdiler: "Kimin orada olduğunu iyi biliyoruz; o'nu ve karısı dışındaki bütün aile efradını kesinlikle koruyacağız: karısı ise geride bırakılanlar arasında yer alacak."
İbrahim, "Ama orada Lut var" dedi. Onlar, "Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka. O, geri kalıp helak edilenlerden olacaktır."
"Onda Lut var a" dedi, biz dediler: onda kim var idiğini pek ala biliriz, her halde onu ve ehlini kurtaracağız, ancak karısı ötekilerden oldu
(İbrahim) dedi: "Ama orada Lut var?" Dediler: "Biz orada kimin bulunduğunu daha iyi biliriz. Onu ve ailesini kurtaracağız. Yalnız karısı (azabda) kalacaklardandır."
Dedi ki: "Onun içinde Lut da vardır." Dediler ki: "Onun içinde kimin olduğunu biz daha iyi biliriz. Kendi karısı dışında, onu ve ehlini (ailesini) muhakkak kurtaracağız. O (karısı) arkada kalacak olanlardandır."
(İbrahim) "Onların içinde, dedi, Luut da var". Dediler ki: "Biz orada kimin bulunduğunu çok iyi bileniz. Onu da, ehlini de muhakkak kurtaracağız. Yalınız geride (azabda) kalacaklardan olan karısı müstesna".
Ama Lut oradadır, dedi. Elçiler de: Biz, orada olanları daha iyi biliyoruz. Onu ve geride kalanlardan karısı dışında ailesini kurtaracağız, dediler.
İbrahim: -Fakat orada Lut var, dedi. -Biz, orada kimin olduğunu daha iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, karısı hariç. O geride kalanlardandır dediler.
İbrahim: "Ama Lut da orada!" deyince onlar şöyle cevap verdiler: "Orada bulunanları biz pek iyi biliyoruz. Onu ve yakınlarını kurtaracağız, yalnız eşi geride kalıp helak edilenler arasında olacak."
(İbrahim) dedi ki: "Muhakkak ki orada Lut var?" Dediler ki: "Orada kim olduğunu biliriz.. . Mutlaka Onu ve Onun ailesini kurtaracağız. . . Karısı hariç; o geride kalanlardan oldu. "
Dedi ki, 'Ama orada Lut var.' Onlar da, 'Orada kimlerin bulunduğunu iyi biliyoruz. Onu ve ailesini kurtaracağız, fakat karısı hariç; o geride kalacaklardandır,'dediler.
İbrahim: "Fakat orada Lut var!" dedi. "Biz, orada kimin olduğunu daha iyi biliriz. Geride kalanlarla beraber olacak olan karısı hariç, onu ve ailesini* mutlaka kurtaracağız." dediler.
He said: "But Lot is in it!" They said: "We are fully aware of who is in it. We will save him and his family, except his wife; she is of those doomed."
He said: “Therein is Lot!” They said: “We best know who is therein. We will deliver him and his household save his wife; she is of those who stay behind.”
He said, ‘Lut is in it. ’ They said, ‘We know very well who is in it. We are going to rescue him and his family – except for his wife. She will be one of those who stay behind.’
He said, "But Lot is living there." They said, "We are fully aware of everyone who lives in it. We will of course save him and his family, except his wife; she is doomed."
He said: "But Lot is in it!" They said: "We are fully aware of who is in it. We will save him and his family, except his wife; she is of those doomed."
He said, "But Lot is in it!" They said, "We are fully aware of who is in it. We will save him and his family, except his wife; she is of those doomed."