Hani! Sen, Mü'minleri savaş düzenine sokmak için, sabah erkenden ailenden ayrılmıştın. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.
Hatırla o günü, ey Peygamber, inananları savaş düzenine sokmak için sabah erkenden evinden çıkmıştın. Allah her şeyi işitendir; her şeyi bilendir.
Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın. Allah duyandır, bilendir.*
Hani sen, sabah erkenden ailenden ayrılarak iman edenleri savaşta tutacakları noktalara yerleştiriyordun. Elbette ALLAH İşitir, Bilir.
Hani! Sen, Mü'minleri savaş düzenine sokmak için, sabah erkenden ailenden ayrılmıştın. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.
Bir sabah evinden çıkmış, müminleri savaşacakları yerlere yerleştiriyordun. Her şeyi dinleyen ve bilen Allah'tır.
İnananları savaş düzenine sokmak için, sabah erken ailenden ayrılmıştın. Çünkü Allah, Duyandır; Bilendir.
Hani, sabahleyin mü'minleri savaş düzenine sokmak için evinden çıkmıştın. Allah da tarifsiz bir biçimde her şeyi duyuyordu, her şeyi biliyordu.
Hani, sen ailenden erkenden ayrılmıştın da müminleri savaş için tutulması gereken noktalara yerleştiriyordun. Allah her şeyi çok iyi duyar, çok iyi bilir.
Hani sen, mü'minleri savaşmak için elverişli yerlere yerleştirmek için evinden erkenden ayrılmıştın. Allah işitendir, bilendir.
Hani bir vakit erkenden, müminleri savaş için elverişli mevkilere yerleştirmek üzere, ailenden ayrılmıştın. Allah işiten ve bilendi.
Ve (hatırla o günü ey Peygamber), inananları savaş düzenine sokmak için sabah erkenden evinden çıkmıştın. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyordu,
Hani sen mü'minleri (Uhud'da) savaş mevzilerine yerleştirmek için, sabah erken ailenden (evinden) ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Hani bir vakit erkenden ehlinden çıkmıştın mü'minleri muharebe için elverişli mevki'lere yerleştiriyordun ve Allah idi bir işiden, bilen
Hani sen, erkenden ailenden ayrılmıştın, (Uhud'da) mü'minleri savaş üslerine yerleştiriyordun. Allah da işitendi, bilendi.
Hani sen, inançlıları savaşmak için elverişli yerlere yerleştirmek için ehlinden (ailenden) erkenden ayrılmıştın. Tanrı işitendir, bilendir.
Hani sen, mü'minleri muhaarebeye elverişli yerlerde ta'biye etmek üzere erkenden ailenden (Medineden) ayrılmışdın, Allah hakkıyle işidendi, (her şey'i) kemaliyle bilendi.
Hani sen; mü'minleri savaş için duracakları yere yerleştirmek üzere erkenden ayrılmıştın. Allah, Semi'dir, Alim'dir.
Hani sen, savaş için müminleri elverişli yerlere yerleştirmek üzere evinden ayrılmıştın. Allah işiten ve bilendir.
Hani bir vakit, ey Resulüm, sen ailenden sabah erken ayrılmış, müminlere savaş mevzileri hazırlamak için yola çıkmıştın. Allah, semi ve alimdir (hakkıyla işitir ve bilir).
Hani sen sabah erkenden ailenden ayrılıp iman edenleri savaşmaları için uygun mevzilere yerleştiriyordun. Allah Semi'dir, Aliym'dir.
Hani sen, sabah erkenden ailenden ayrılarak inananları savaşta tutacakları noktalara yerleştiriyordun. Elbette ALLAH İşitir, Bilir.
Hani! Sen, mü'minleri savaş düzenine sokmak için, sabah erkenden ailenden ayrılmıştın. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir.
Recall when you departed from your family to prepare for the believers their stations for battle, and God is Hearer, Knowledgeable.
And when thou didst leave thy household early to assign the believers their stations for the battle; and God was hearing and knowing
Remember when you left your family early in the day to instal the muminun in their battle stations. * Allah is All-Hearing, All-Knowing.
Recall that you (Muhammad) were among your people when you set out to assign to the believers their positions for battle. GOD is Hearer, Omniscient.
And as you departed from your family to prepare for the believers their stations for battle - and God is Hearer, Knowledgeable.
Recall when you departed from your family to prepare for those who acknowledged, their stations for battle, and God is Hearer, Knowledgeable.