Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali
Ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını inkar edenlere gelince, işte onlar azapla yüz yüze bırakılacaklardır.
Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir
Kâfir olanlar (yani) ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlamış olanlar ise işte onlar azapta hazır bulundurulacaklardır.
Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi
İnkar edip, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlar da azabın içine sokulurlar.
Erhan Aktaş Kerim Kur'an
Kafir olup ayetlerimizi ve ahiret kavuşmasını yalanlayan kimselere gelince; onlar, azap içinde hazır bulundurulurlar.
Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali
Görmezlikten gelerek ayetlerimiz karşısında ve Ahiretteki yüzleşme konusunda yalan söyleyenler var ya, onlar azab içinde tutuklu kalacaklardır.
Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek
Oysa nankörlük ederek ayetlerimizi ve sonsuz yaşam buluşmasını yalanlayanlar; cezanın içine atılacak olanlar, işte onlardır.
Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an
ama inkar eden, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayan kimselere gelince: işte böyleleri de azabın içerisinde (yaptıklarıyla) yüzleşecekler.
Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali
İnkar edip ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar azabın içinde hazır bulundurulurlar.
Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı
Ancak inkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise; artık onlar da azab için hazır bulundurulurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş)
Ayetlerimize ve ahiret buluşmasına yalan deyip de küfredenlere gelince, işte bunlar o zaman azap içinde huzura celbedilirler.
Muhammed Esed Kur'an Mesajı
Hakikati reddedip mesajlarımızı inkar edenlere -ve (böylece) öteki dünyanın varlığını yalanlayanlara- gelince, onlar azabın içine atılıvereceklerdir.
Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali
İnkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabın içine atılacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Ayetlerimize ve Ahıret likasına yalan deyib de küfredenlere gelince işte bunlar o vakıt azab içinde ihzar olunurlar
Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali
Fakat inkar edip ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlara gelince, onlar da (tutuklanıp) azabın içine getirilirler.
Gültekin Onan
Ancak küfredip ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlar ise, artık onlar da azab için hazır bulundurulurlar.
Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim
Amma küfr (ve inkar) edib de ayetlerimizi ve ahiret mülakaatını yalan sayanlar, onlar da azabda (kalmak üzere) ihzaar olunmuşlardır.
İbni Kesir
Küfredip de ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanlara gelince; işte onlar, azab için hazır bulundurulurlar.
Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı
Ya bir de inkar etmiş ve ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlamış olanlar ise; işte onlar da azap içinde hazır tutulurlar.
Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali
İnkar edip ayetlerimizi ve öldükten sonra dirilmeyi, Allah'ın huzuruna çıkmayı yalan sayanlar ise, azaba atılmak üzere getirilirler.
Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü
Hakikat bilgisini inkar edenler ve varlıklarındaki işaretlerimizi ve sonsuz gelecek yaşama kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar da (o malum) azabın içinde zorunlu kalırlar!
Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi
İnkar edip, ayetlerimizi ve ahiret buluşmasını yalanlayanlar da azabın içine sokulurlar.
Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an
Gerçeği yalanlayarak nankörlük eden, ayetlerimizi ve ahiret kavuşmasını yalanlayan kimselere gelince; onlar, azap içinde hazır bulundurulurlar.
Rashad Khalifa The Final Testament
As for those who disbelieve, and reject our revelations and the meeting of the Hereafter, they will last in the retribution forever.
The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation
And as for those who rejected and denied Our revelations and the meeting of the Hereafter, they shall be brought forth for the retribution.
Edip-Layth Quran: A Reformist Translation
As for those who rejected and denied Our signs and the meeting of the Hereafter, they shall be brought forth for the retribution.