Bu sefer inandılar. Biz de onları belli bir süre yararlandırdık.
Ona inandılar, bu sebeple biz de onları belli bir süreye kadar refah içinde yaşattık.
(Ona) inanmışlardı; biz de onları bir süreye kadar yaşatmıştık.*
Onayladılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Bu sefer inandılar. Biz de onları belli bir süre yararlandırdık.
Daha sonra ona inandılar. Biz de onları bir süreye kadar refah içinde yaşattık.
Sonunda inandılar. Ardından, bir zamana dek onları geçindirdik.
Bu kez onlar iman ettiler; bu yüzden Biz de onlara bir müddet müreffeh bir hayat yaşattık.
Onlar inandılar. Biz de onları bir vakte kadar nimetlendirdik.
Sonunda ona iman ettiler, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.
O zaman iman ettiler de onları bir zamana kadar yararlandırdık.
Onlar, (bu defa ona) inandılar; bunun üzerine Biz, verilen süre zarfında onlara mutlu bir hayat yaşattık.
Nihayet onlar iman ettiler. Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
O vakıt ona iyman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Sonunda ona inandılar, biz de onları bir süreye kadar yararlandırdık.
Nihayet ona iman etdiler de kendilerini bir zamana kadar geçindirdik.
Nihayet ona inandılar, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Ona iman ettiler, biz de onlara bir süreye kadar geçimlik verdik.
Yunus onları tekrar hakka çağırınca, bu sefer iman ettiler. Biz de belirli bir süreye kadar onları hayattan istifade ettirdik.
(Onlar) iman ettiler de, biz onları bir süre mutlu yaşattık.
İnandılar, biz de onları bir süreye kadar geçindirdik.
Bu sefer Yunus'a inandılar. Biz de onları belli bir süre yararlandırdık.
And they believed, so We gave them enjoyment for a time.
And they believed, so We gave them enjoyment for a time.
They had iman and so We gave them enjoyment for a time.
They did believe, and we let them enjoy this life.
And they believed, so We gave them enjoyment for a time.
They acknowledged, so We gave them enjoyment for a time.