Bu Bizim verdiklerimizdir. Artık hesabı sana kalmış, dilediğine ver veya verme.
İşte bu, bizim ihsanımızdır. "Sen onu ister dilediğine ver, ister verme, sorulmazsın" dedik.
Bütün bu (verdiklerimiz ona) lütfumuzdur. "İster (dilediğine) ver (serbest bırak); ister hesapsız bir şekilde (elinde) tut!" (demiştik).
"Bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut, tükenmez."
Bu Bizim verdiklerimizdir. Artık hesabı sana kalmış, dilediğine ver veya verme.
Bu, bizim sana ikramımızdır; başkasına ister ver, ister verme, hesabı sorulmayacaktır.
"İşte bu, Bizim bağışımızdır. Artık, hesapsızca ver veya tut!"
(Ve ona şöyle dedik): "İşte bu Bizim ikramımızdır; artık onu ister hiçbir hesap yapmadan karşılıksız ver, istersen elinde tut!"
Bu, bizim lütfumuzdur; ister ver, ister elinde tut. Hesap yok...
"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."
İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok, dedik.
(Ve ona dedik:) "Bu Bizim hediyemizdir, onu hiçbir hesap yapmadan başkalarına dilediğin gibi vermen yahut elinde tutman sana kalmıştır!"
"İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme" dedik.
Bu işte, dedik: bizim atamız artık diler kerem et, diler imsak, hisabı yok.
"Bu bizim ihsanımızdır. Artık dilediğine ver veya verme, hesapsızdır." (dedik).
"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut."
(Dedik ki:) "Bu, bizim vergimizdir. Artık (dilediğine) hesabsız ver, yahud tut (kıs)".
Bu, bizim bağışımızdır. Artık ister hesabsızca ver, ister tut.
Bu, bizim hesapsız bağışımızdır. İster ver, ister tut.
Buyurduk: "Süleyman! İşte bu, sana ihsanımızdır. İster dağıt, ister yanında tut, bu hesapsızdır."
"İşte bu (sana özel tasarruf edeceğin mülk) bizim hibemizdir; öyleyse ister ver ister verme, sınırsızca kullan!"
'Bu bizim bağışımızdır. İster ver, ister tut, tükenmez.'
Bu Bizim verdiklerimizdir. Artık dilediğine ver veya verme.
"This is Our gift, so you may spend or withhold, without any repercussions. "
“This is Our gift; so grant thou or withhold thou without reckoning!”
‘This is Our gift: so bestow it or withhold it without reckoning. ’
"This is our provision to you; you may give generously, or withhold, without limits."
"This is Our gift, so you may spend or withhold, without any repercussions."
"This is Our gift, so you may spend or withhold, without any repercussions."