İnsan iyilik istemekten bıkıp usanmaz. Eğer kendisine bir kötülük dokunursa, hemen karamsarlığa kapılır ve ümitsiz olur.
İnsan, iyiliği istemekten usanmaz. Fakat ona bir kötülük dokunursa, bir de bakarsın ümitsizliğe düşer.
İnsan, hayır (mal) istemekten bıkmaz. Kendisine bir kötülük dokunursa hemen üzülüp ümitsizliğe düşer.*
İnsan, iyilik istemekten bıkmaz. Ancak kendisine bir kötülük dokunduğunda umutsuzdur, kötümserdir.
İnsan iyilik* istemekten bıkıp usanmaz. Eğer kendisine bir kötülük dokunursa, hemen karamsarlığa kapılır ve ümitsiz olur.
İnsan iyi şeyler istemekten usanmaz. Başına bir kötülük gelince de üzülür ve umutlarını yitirir.
İnsan, iyilik istemekten usanmaz. Üstelik bir kötülük dokunursa, umutlarını yitirir; yıkılır.
İnsan özgül ağırlığı olan karşılıklar istemekten asla bıkıp usanmaz; ama başına kötülük bildiği (bir şey) gelecek olsa, bu kez de umudunu yitirip karamsarlığa kapılır.
İnsan, hayır istemekten/hayır için dua etmekten bıkıp usanmaz. Kendisine bir şey dokunmaya görsün; hemen ümidini keser, yıkılır.
İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, ye'se düşen bir umutsuzdur.
İnsan hayır istemekten usanmaz da kendisine bir kötülük dokunuverirse hemen ümidi keser, ümitsizliğe düşer.
İnsan, (hayatın) güzel (şeyler)ini isteyip aramaktan asla bıkmaz, kötü bir olayla karşılaşınca da endişeye kapılarak bütün ümitlerini kaybeder.
İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır.
İnsan hayır istemekten usanmaz da kendisine bir şer dokunuverirse hemen ümidi keser, ye'se düşer
İnsan hayır istemekten usanmaz (daima malının artmasını diler). Ama kendisine bir şer dokundu mu hemen üzülür, ümitsiz olur.
İnsan, hayır istemekten bıkkınlık duymaz; fakat ona bir şer dokundu mu, artık o, yeise düşen bir umutsuzdur.
İnsan hayır taleb etmekden usanmaz. Eğer Ona bir şer dokunursa (bakarsın ki) o, şimdi (Allahın fazl-u rahmetinden) ümidini kesmiş, (bu) ümidsizliği açığa (da) vurmuşdur.
İnsan; hayır istemekten usanmaz da, kendisine bir kötülük gelince ümitsizliğe düşer, meyus olur.
İnsan iyiliği dilemekten usanmaz. Ona bir kötülük isabet ettiği zaman hemen ümitsizliğe düşer ve boynunu büker.
İnsan mal mülk istemekten usanmaz, ama kendisine maddi sıkıntı dokununca hemen ye'se düşer, ümitsiz olur.
İnsan hayır istemekten usanmaz.. . Eğer ona şerr dokunsa, hemen ümitsizce karamsarlaşır!
İnsan, iyilik istemekten bıkmaz. Ancak kendisine bir kötülük dokunduğunda umutsuzdur, kötümserdir.
İnsan iyilik* istemekten bıkıp usanmaz. Eğer kendisine bir kötülük dokunursa, hemen karamsarlığa kapılır ve ümitsiz olur.
The human being does not tire in imploring for good things. But if adversity touches him, he is disheartened, desperate!
Man grows not weary of calling for good; but if evil touches him, he is without hope and despairing.
Man never tires of praying for the good and if evil touches him, he despairs and loses hope.
The human being never tires of imploring for good things. And when adversity befalls him, he turns despondent, desperate.
Man does not tire in praying for good things. But if adversity touches him, he is disheartened, desperate!
The human being does not tire in imploring for good things. But if adversity touches him, he is disheartened, desperate!