Rabb'lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikame ederler. Onlar, işlerini birbirlerine şura ile yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler.
Onlar, Rabblerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. İşlerini birbirlerine danışarak yaparlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayırda harcarlar.
Onlar Rablerinin çağrısına cevap verir ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir.* Kendilerine verdiğimiz rızıktan da infak ederler (verirler).
Onlar, Efendi'lerinin çağrısına karşılık verirler, salatı gözetirler, işlerini aralarında danışma ile kararlaştırırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan yardım için verirler.*
Rabb'lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikame* ederler. Onlar, işlerini birbirlerine şura* ile yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak* ederler.
Onlar, Sahiplerinin çağrısına olumlu karşılık veren ve namazı tam kılan kimselerdir. İşlerini birbirlerine danışarak* yapar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da hayra harcarlar.
Ve Efendilerinin çağrısına karşılık verirler. Namazı dosdoğru kılarlar, aralarında toplanarak, işlerini Danışma biçiminde yaparlar; kendilerine geçimlik olarak verdiklerimizden de yardımlaşmak amacıyla paylaşırlar.
Yine onlar Rablerinin (davetine) koşarlar, namazı hakkını vererek eda ederler, toplumsal işlerini aralarında danışma yoluyla görürler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar;
Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şura'dır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.
Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,
Onlar, Rablerinin davetini kabul etmekte ve namazı kılmaktalar; buyrukları aralarında danışıklıdır (işlerini de aralarında danışarak çözerler) kendilerine verdiğimiz rızıklardan başkalarına dağıtırlar;
Rablerinin (çağrısına) karşılık verenler ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar (için); ve (bütün ortak meselelerini) aralarında danışma ile karara bağlayanlar (için); ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden başkalarına harcayanlar (için);
(36-39) (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah'ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükafat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şura (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.
Ve onlar ki rabları için da'vete icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar, buyurukları da aralarında şuradır (danışıklıdır), kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar masraf da verirler
Rablerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar. İşleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar.
Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, buyrukları kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,
(36-37-38-39) Size verilen şey dünya hayaatının (geçici birer) faidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) iman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günahlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhid ve ibadete aid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha taat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur.
Ve Rabblarına icabet edenler, namaz kılanlar içindir. Onların işleri aralarında şura iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da infak ederler.
Rab'lerinin çağrısına koşarlar, namazlarını kılarlar ve onların işleri aralarındaki şura iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da infak ederler.
Onlar öyle kimselerdir ki Rab'lerinin çağrısına kulak verip, namazı hakkıyla ifa ederler. İşlerini istişare ile yürütürler, kendilerine nasib ettiğimiz imkanlardan hayırlı işlerde sarf ederler.
Onlar ki Rablerine icabet edip salatı ikame ederler; işleri, aralarında istişare ederek çözerler.. . Kendilerini beslediğimiz şeylerden de infak ederler. . .
Onlar, Rab'lerinin çağrısına karşılık verirler, namazı gözetirler, işlerini aralarında danışma ile kararlaştırırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan yardım için verirler.
Rabb'lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikame* ederler. Onlar, işlerini birbirlerine danışarak* yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak* ederler.
And those who have responded to their Lord, and they hold the contact-method, and their affairs are conducted by mutual consultation among themselves, and from Our provisions to them they give.
And those who respond to their Lord, and uphold the duty, and their affair is by consultation between them, and of what We have provided them they spend.
those who respond to their Lord and establish salat, and manage their affairs by mutual consultation and give of what We have provided for them;
They respond to their Lord by observing the Contact Prayers (Salat). Their affairs are decided after due consultation among themselves, and from our provisions to them they give (to charity).
And those who have responded to their Lord, and they hold the contact prayer, and their affairs are conducted by mutual consultation among themselves, and from Our provisions to them they give.
Those who have responded to their Lord, and they hold the contact prayer, and their affairs are conducted by mutual consultation among themselves, and from Our provisions to them they give.