Cennete girin. Siz ve eşleriniz en iyi şekilde ağırlanacaksınız."
"Siz ve eşleriniz, büyük mutluluk içinde cennete giriniz."
(Cennetliklere şöyle seslenilecektir:) "Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete girin!"*
Siz ve eşleriniz bahçeye girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.
Cennete girin. Siz ve eşleriniz* en iyi şekilde ağırlanacaksınız."
Eşlerinizle birlikte Cennet'e girin; orada ağırlanacaksınız."
"Siz ve eşleriniz; sevinçle cennete girin!"
Siz ve eşleriniz, ruha safa veren bir musiki eşliğinde girin cennete!"
Cennete girin! Siz ve eşleriniz ikramlarla ağırlanacaksınız."
"Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız."
Girin cennete siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluklar içinde!"
Siz ve eşleriniz, sevinç ve mutlulukla cennete girin!"
"Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz."
Girin Cennete: siz ve zevceleriniz, sürurlar, neş'eler içinde
"Haydi, siz cennete girin. Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz!"
Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız."
Sürur ve ikram a müstağrak olduğunuz halde siz de, (mü'min) zevceleriniz de girin cennete.
Siz ve eşleriniz, ağırlanmış olarak cennete girin.
Siz ve eşleriniz sevinç içinde, girin cennete!
Haydi siz de, eşleriniz de neş'e dolu olarak buyurun cennete!
Siz ve eşleriniz (bilinç ve ruhani bedenleriniz) neşe ve keyifle cennete dahil olun!
Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.
Cennete girin. Siz ve eşleriniz* en iyi şekilde ağırlanacaksınız."
"Enter Paradise, together with your spouses, in happiness. "
“Enter the Garden, you and your wives rejoicing!”
‘Enter the Garden, you and your wives, delighting in your joy. ’
Enter Paradise, together with your spouses, and rejoice.
"Enter the Paradise, together with your spouses, in happiness."
"Enter Paradise, together with your spouses, in happiness."