Onlar, yaptıklarının karşılığını en iyi şekilde verdiğimiz ve kötülüklerini görmezden geldiğimiz, Cennet ehli olan kimselerdir. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ulaike | onlar | |
2 | ellezine | öyle kişilerdir ki | |
3 | netekabbelu | kabul ederiz | قبل |
4 | anhum | onlardan | |
5 | ehsene | en iyisini | حسن |
6 | ma | ||
7 | amilu | yaptıklarının | عمل |
8 | ve netecave zu | ve geçeriz | جوز |
9 | an | -nden | |
10 | seyyiatihim | onların kötülükleri- | سوا |
11 | fi | arasındadırlar | |
12 | eshabi | halkı | صحب |
13 | l-cenneti | cennet | جنن |
14 | vea'de | sözdür | وعد |
15 | s-sidki | doğru | صدق |
16 | llezi | ||
17 | kanu | olunan | كون |
18 | yuadune | kendilerine va'd | وعد |
İşte onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerini bağışlarız; onlar cennet halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
İşte, yaptıklarının en iyisini kabul edeceğimiz* ve günahlarını bağışlayacağımız bu kişiler cennet halkı arasındadır. Bu, kendilerine verilen doğru bir söz olarak (böyledir).
İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler bahçe halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözdür.
Onlar, yaptıklarının karşılığını en iyi şekilde verdiğimiz ve kötülüklerini görmezden geldiğimiz, Cennet ehli olan kimselerdir. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
İşte bunlar, kendilerine verilen söz gereği*, kabahatlerine bakmayıp yaptıklarının en güzelini esas alarak Cennet ahalisi arasına soktuğumuz kimselerdir.
İşte onlar, yaptıklarının en güzelini geçerli sayacağımız ve kötülüklerini görmezden geleceğimiz cennetin yoldaşları arasındadır. Onlara sözü verilen, doğru bir sözdür.
İşte bunlar, yaptıklarının en iyilerini kabul edip kötülüklerinin de üstünü çizeceğimiz kimselerdir: Verilmiş olan söze sadakatin bir gereği olarak, cennet ehli arasındaki yerlerini alacaklar.
Bunlar, cennet halkı arasında o kimselerdir ki, yaptıklarının en güzelini kabul ederiz, çirkinliklerini görmezlikten geliriz. Bu onlara verilmiş olan şaşmaz vaattir.
İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara va'dolunan doğru bir vaaddir.
İşte kendilerinden yaptıklannın en güzelini kabul buyuracağımız ve günahlarını sileceğimiz bu kimseler, cennetlikler arasında seçkin kişilerdir. Bu, va'dolunmakta oldukları şaşmaz doğru va'd iledir.
Onlar (öyle) kişilerdir ki, Biz yaptıklarının iyilerini kabul ederiz ve kötü fiillerini de görmezden geliriz; (onlar,) kendilerine (bu dünyada) verilen doğru sözün tutulmasıyla cennet sakinleri arasına katılacaklardır.
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara öteden beri yapılagelen doğru bir va'ddir.
İşte bunlar Eshabı Cennet içinde o mumtazlardır ki kendilerinden yaptıkları amellerin en güzelini kabullanacağız ve günahlarından geçeceğiz, bu şaşmaz doğru va'd iledir ki va'd olunmakta bulunuyorlar
Onlar öyle kişilerdir ki, yaptıklarının en iyisini onlardan kabul ederiz ve onların kötülüklerinden geçeriz, cennet halkı arasındadırlar. Bu, (dünyada) kendilerine söylenen doğru söz(ün gerçekleşmesi)dir.
İşte bunlar; yaptıklarının en güzelini kabul ederiz ve kötülüklerinden geçeriz; (bunlar) cennet halkı içindedirler. (İşte bu,) Onlara vaadolunan doğru bir vaaddir.
İşte bunlar —ki cennet yaranı içindedirler— işlediklerinin en güzel (ler) ini kabul edeceğimiz, günahlarından geçeceğimiz kimselerdir. (Bu), onların va'd olunageldikleri dosdoğru bir söz vermedir.
İşte bunlar, cennetliklerdendirler. Yaptıklarının en iyisini kabul edeceğimiz ve kötülüklerinden vazgeçeceğimiz kimselerdir. Bu; onlara vaadolunan dosdoğru bir vaaddir.
İşte onlar, yaptıklarını en iyi şekilde kabul ettiğimiz, günahlarını geçtiğimiz, cennet halkı içinde olanlardır. Kendilerine yapılan vaad, dosdoğru bir vaaddir.
İşte Biz, onların yaptıkları en güzel işlerini, taatlerini kabul edip, günahlarını affedeceğiz. Bunlar cennetlikler arasındadırlar. Bu, onlara söz verilen gerçek bir vaaddir.
İşte bunlar, cennet ehli içinde şu kimselerdir ki, onlardan yaptıklarının güzellerini geçerli kılar; kötülüklerinden vazgeçeriz.. . (Bu) vadedilmiş oldukları, sıdkın karşılığıdır!
İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler cennet halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru sözdür.
Onlar, yaptıklarının karşılığını en iyi şekilde verdiğimiz ve kötülüklerini görmezden geldiğimiz, Cennet ehli olan kimselerdir. Bu, kendilerine verilen doğru sözün gerçekleşmesidir.
It is from these that We accept the best of their deeds, and We shall overlook their sins, among the dwellers of Paradise. This is the promise of truth that they had been promised.
Those are they from whom We will accept the best of what they did, and will overlook their evil deeds — among the companions of the Garden: the promise of truth which they were promised!
Those are people whose best deeds will be accepted and whose wrong deeds will be overlooked. They are among the Companions of the Garden, in fulfilment of the true promise made to them.
It is from these that we accept the righteous works, and overlook their sins. They have deserved Paradise. This is the truthful promise that is promised to them.
It is from these that We accept the best of their deeds, and We shall overlook their sins, among the dwellers of the Paradise. This is the promise of truth that they had been promised.
It is from these that We accept the best of their deeds, and We shall overlook their sins, among the dwellers of Paradise. This is the promise of truth that they had been promised.