Anne ve babasına: "Öf be, ikinizden de bıktım! Bunca insan gelip geçtiği halde, hala, beni öldükten sonra diriltileceğimle mi tehdit ediyorsunuz?" dedi. Onlar, onun için Allah'a dua ederek: "Yazık sana! Gel iman et. Kuşkusuz Allah'ın sözü haktır." dediler. Bunun üzerine o: "Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir." dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | vellezi | ve o kimse | |
2 | kale | dedi | قول |
3 | livalideyhi | anasına babasına | ولد |
4 | uffin | öf | افف |
5 | lekuma | size | |
6 | eteidanini | siz bana va'd mı ediyorsunuz? | وعد |
7 | en | ||
8 | uhrace | benim çıkarılacağımı | خرج |
9 | ve kad | gelip geçmiş iken | |
10 | haleti | gelip geçmiş iken | خلو |
11 | l-kurunu | nice nesiller | قرن |
12 | min | ||
13 | kabli | benden önce | قبل |
14 | ve huma | onlar ise | |
15 | yestegisani | sığınarak | غوث |
16 | llahe | Allah'a | |
17 | veyleke | yazık sana (dediler) | |
18 | amin | iman et! | امن |
19 | inne | şüphesiz | |
20 | vea'de | sözü | وعد |
21 | llahi | Allah'ın | |
22 | hakkun | gerçektir | حقق |
23 | feyekulu | derken o der ki | قول |
24 | ma | değildir | |
25 | haza | bu | |
26 | illa | başka bir şey | |
27 | esatiru | masallarından | سطر |
28 | l-evveline | eskilerin | اول |
Diğer bir kimse de anne babasına, "Öf be! Bana kabirden çıkartılıp diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz? Oysa benden önce nice nesiller de gelip geçti" der. Anne babası da Allah'tan yardım dileyerek, "Sana yazıklar olsun, Allah'ın vaadine inan, çünkü Allah'ın vaadi gerçektir" dediler. O da, "Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diye cevap vermişti.
Ana babasına "Öf! Benden önce nice nesiller gelip geçmişken, bana (tekrar) diriltilmemi mi vadediyorsunuz?" diyen kişiye, onlar (ana babası) Allah'ın yardımına sığınarak "Yazıklar olsun sana! Allah'ın vaadinin gerçek olduğuna inan!" dediklerinde o, "Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir!" der.
Öte yanda bir başkası var ki anne babasına, "Öf size, benden önce nice kuşaklar geçmiş olmasına rağmen benim diriltileceğimi mi iddia ediyorsunuz?" O ikisi ise ALLAH'a sığınarak: "Yazık sana; lütfen onayla. ALLAH'ın sözü gerçektir." Bunun üzerine o, "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil" der.
Anne ve babasına: "Öf be, ikinizden de bıktım! Bunca insan gelip geçtiği halde, hala, beni öldükten sonra diriltileceğimle mi tehdit ediyorsunuz?" dedi. Onlar, onun için Allah'a dua ederek: "Yazık sana! Gel iman et. Kuşkusuz Allah'ın sözü haktır." dediler. Bunun üzerine o: "Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir." dedi.
Anasına, babasına şöyle diyen de vardır: "Yazık size! Tekrar diriltilmekle mi korkutuyorsunuz? Benden önce nice nesiller öldü de ne oldu?" Onlar ise, yardım ve destek için Allah'a yalvararak evladına: "Sana yazık oluyor; artık inan. Allah'ın verdiği söz doğrudur!" derler. Ama o, şöyle der: "Bu olsa olsa eskilerin masalları olur."
Oysa o, anne-babasına, şöyle dedi: "Öf size! Daha önce nice kuşaklar gelip geçmişken, yeniden yaratılışı öne sürerek, bana gözdağı mı veriyorsunuz?" Ve onlar, Allah'a sığınarak; "Yazıklar olsun sana! Allah'ın sözünü verdiğinin gerçek olduğuna kesinlikle inanmalısın!" Bunun üzerine, şöyle dedi: "Öncekilerin söylencelerinden başka bir şey değil bu!"
Ne ki, (kendisine imanı telkin eden) ana babasına "İkinize de yuh olsun! Ne yani, benden önce bunca nesil gelip geçtiği halde (hiç biri dirilmemişken) bana diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?" diye çıkışan da var. Ana-baba da Allah'ın yardımına sığınarak (şöyle der): "Yazıklar olsun sana! Şuna kesinlikle inan ki, Allah'ın vaadi mutlaka gerçekleşecektir." Bunun üzerine şöyle der: "Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir."
Birisi de ana babasına: "Yazık size, benden önce bir yığın nesil gelip geçtiği halde, siz bana, benim diriltileceğimi mi söylüyorsunuz?" dedi. Onlarsa; Allah'a sığınarak, "Yazıklar olsun; inansana, Allah'ın vaadi haktır" diye vahlanınca o şöyle dedi: "Bu, öncekilerin masallarından başkası değil!"
O kimse ki, anne ve babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni (diriltilip) çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?" dedi. O ikisi (anne ve babası) ise Allah'a yakararak: "Yazıklar sana, iman et, şüphesiz Allah'ın va'di haktır." (derler; fakat) O: "Bu, geçmişlerin masallarından başkası değildir" der.
Anasına babasına: "Of size! Siz bana, benden önce nice kuşaklar geçmiş iken, tekrar çıkarılacağımı mı va'd ediyorsunuz?" diyen kimseye anası babası Allah'a el'eman çekerek (sığınarak): "Yazık sana; iman et! Kesinlikle Allah'ın va'di gerçektir." diyorlar da o, yine: "Bu eskilerin uydurmalarından başka birşey değildir!" diyor.
Fakat (öyle insan da var ki) kendisine Allah'a inanmayı her tavsiye ettiklerinde anne babasına, "Yuh olsun size!" diye çıkışır, "Benden önce (bu kadar çok) insan gelip geçmişken (öldükten sonra) tekrar diriltileceğimizi mi söylüyorsunuz?" Onlar ise Allah'ın yardımı için dua eder ve "Yazık sana!" derler, "Çünkü Allah'ın vaadi her zaman doğru çıkar!" O da: "Bu, eski zamanların masallarından başka bir şey değil!" diye cevap verir.
Anne ve babasına, "Öf size! Benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken, beni tekrar diriltilecek olmakla mı tehdit ediyorsunuz?" diyen kimseye, onlar Allah'a sığınarak, "Yazıklar olsun sana! İman et, Allah'ın va'di gerçektir" diyorlar, o da, "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu.
Şöylesi ise ki: "anasına babasına of size, dedi: bana çıkarılacağımı mı va'dediyorsunuz? Halbuki benden evvel nice karnlar geçmiş; ikisi de Allaha el'eman çekerek yazık sana, iymana gel, her halde Allahın va'di haktır diyorlar da o yine diyor ki: bu, eskilerin esatirinden başka bir şey değildir
Fakat o kimse ki anasına, babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmiş, (kimse geri gelmemiş) iken siz benim (diriltilip) çıkarılacağımı mı bana va'dediyor (beni bununla mı tehdidediyor)sunuz?" dedi. Onlarsa Allah'a sığınarak: "Yazık sana, (etme, gel) inan; Allah'ın sözü gerçektir" derken o: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." der.
O kimse ki, anne ve babasına: "Öf size, benden önce nice nesiller gelip geçmişken, beni (diriltilip) çıkarılacağımla mı tehdit ediyorsunuz?" dedi. O ikisi (anne ve babası) ise Tanrı'ya yakararak: "Yazıklar sana, inan, şüphesiz Tanrı'nın vaadi haktır" (derler; fakat) O: "Bu, geçmişlerin masallarından başkası değildir" der.
Ana ve babasına: "Of size, benden evvel nice nice nesiller gelib geçtiği halde beni (tekrar dirilib kabrimden) çıkarılacağımla mı tehdid ediyorsunuz?" diyen (adam yok mu?) anası, babası Allaha yalvarırlar, (ona) "Yazık sana. İman et. Allahın va'di şübhesiz hakdır" (derler). O ise "Bu (dediğiniz) evvelkilerin masallarından başkası değildir" der.
Anne ve babasına: Of sizden, benden önce nice nesiller gelip geçmişken beni mi tekrar dirilmekle tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, anne ve babası Allah'a sığınarak: Yazıklar olsun sana. İman et, muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır dedikleri halde; bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir, der.
Anne ve babasına: -Öf be siz de, benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken beni yeniden diriltilip, çıkartılmakla mı tehdit ediyorsunuz? diyen kimseye, anne ve babası Allah'a sığınarak: -Yazıklar olsun sana, iman et, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır. (derler. O ise:) -Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir, diye cevap verir.
Fakat bir de öyleleri var ki, kendisini imana davet eden anne ve babasına: "Öf be! (Yetti artık!) Benden önce nice nesiller ölüp de geri dönmediği halde, siz beni mezarımdan dirilip çıkarılmakla mı korkutuyorsunuz!" derken, onlar, Allah'a sığınıp yalvararak oğullarına: "Yazık ediyorsun kendine! derler, imana gel, Allah'ın vadi elbette gerçektir." O ise yine de: "Bu ahiret inancı eskilerin masallarından başka bir şey değildir" diye diretir.
O (kişi) ki, ana-babasına: "Öf be! Benden önce nice nesiller gelip geçtiği halde, (ba's olunmamla) çıkarılmamla mı beni tehdit ediyorsunuz?" dedi.. . O ikisi (ana-babası) de Allah'tan yardım isteyerek: "Yazıklar olsun sana, iman et! Muhakkak ki Allah'ın vaadi haktır" (dediler). . . (O ise): "Bu, öncekilerin masallarından başka değil" demekte devam eder!
Öte yanda bir başkası var ki anne babasına, 'Öf size, benden önce nice kuşaklar geçmiş olmasına rağmen benim diriltileceğimi mi iddia ediyorsunuz?' O ikisi ise ALLAH'a sığınarak: 'Yazık sana; lütfen inan. ALLAH'ın sözü gerçektir.' Bunun üzerine o, 'Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değil,' der.
Anne ve babasına: "Öf be, ikinizden de bıktım! Bunca insan gelip geçtiği halde, hala, beni öldükten sonra diriltileceğimle mi tehdit ediyorsunuz?" dedi. Onlar, onun için Allah'a dua ederek: "Yazık sana! Gel iman et. Kuşkusuz Allah'ın sözü haktır." dediler. Bunun üzerine o: "Bu öncekilerin masallarından başka bir şey değildir." dedi.
And the one who says to his parents: "Enough of you! Are you promising me that I will be resurrected, when the generations who died before me never came back" While they both will implore God: "Woe to you; believe! For God's promise is the truth. " He would Say: "This is nothing but tales from the past!"
And he who says to his parents: “Fie upon you! Do you promise me that I will be brought forth, when generations have already passed away before me?” while they seek aid of God: — “Woe to thee! Believe thou; the promise of God is true,” but he says: “This is only legends of the former peoples,” —
But what of him who says to his parents, ‘Fie on you! Do you promise me that I will be resurrected when generations before me have passed away?’ They both call on Allah for help: ‘Woe to you! Have iman! Allah’s promise is true. ’ But he says, ‘This is nothing but the myths of previous peoples.’
Then there is the one who says to his parents, "Woe to you; are you telling me that (after death) I will come back to life? How come those who died before us never come back?" The parents would cry for GOD's help and say, "Woe to you; please believe! GOD's promise is the truth." He would say, "Tales from the past!"
And the one who says to his parents: "Enough of you! Are you promising me that I will be resurrected, when the generations who died before me never came back?" While they both will implore God: "Woe to you; believe! For the promise of God is the truth." He would say: "This is nothing except fictional tales of old!"
The one who says to his parents: "Enough of you! Are you promising me that I will be resurrected, when the generations who died before me never came back?" While they both will implore God: "Woe to you; acknowledge! For God's promise is the truth." He would say, "This is nothing but tales from the past!"