"Sen bizi ilahlarımızdan vazgeçirmek için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyi hemen getir." dediler.
Onlar, "Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin? Eğer doğru söylüyorsan haydi, uyardığın azabı getir!" dediler.
(Kavmi) "Sen bizi ilahlarımızdan çevirmek için mi bize geldin?* Doğru söyleyenlerdensen bize vadettiğini bize (başımıza) getir!"* demişti.
"Bizi tanrılarımızdan saptırmak için mi bize geldin? Doğru sözlü isen bize söz verdiğini getir bakalım" dediler.
"Sen bizi ilahlarımızdan* vazgeçirmek için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyi hemen getir." dediler.
"Sen bizi ilahlarımızdan çevirmeye mi geldin? Söylediğin doğruysa tehdidini hemen yerine getir!" dediler.
Dediler ki: "Bizi, tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin? Bize gözdağı verdiğin şeyi artık getir; eğer doğruyu söylüyorsan?"
Onlar da: "Sen bizi ilahlarımızdan soğutmak için mi geldin? Eğer sözüne sadıksan, haydi tehdit ettiğin şeyi getir!" dediler.
Dediler: "Sen bizi, tanrılarımızdan yüz geri etmek için mi geldin? Eğer doğru sözlülerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi ortaya getir."
Dediler ki: "Sen, bizi ilahlarımızdan çevirmek için mi bize geldin? Şu halde eğer doğru söylüyorsan, tehdit ettiğin şeyi, bize getir."
Onlar: "Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin bize? Haydi getir bize, o tehdit edip durduğun o azabı; eğer doğru söyleyenlerden isen!" dediler.
Onlar, "Sen," dediler, "Bizi tanrılarımızdan soğutup vazgeçirmek için mi geldin? Öyleyse, eğer hakikat erbabı isen, bizi tehdit edip durduğun şu (akibeti) gerçekleştir bakalım!"
Onlar ise, "Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak için mi geldin? Doğru söyleyenlerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir" dediler.
Sen, dediler: bizi ma'budlarımızdan çevirmek için mi geldin bize? Haydi getir! O bize va'd edib durduğun azabı sadıklardan isen.
Dediler: "Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin? Doğrulardan isen bizi tehdit ettiğin şeyi bize getir."
Dediler ki: "Sen, bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi bize geldin? Şu halde eğer doğru söylüyorsan, tehdit ettiğin şeyi, bize getir."
Dediler ki: "Sen bize, bizi Tanrılarımız (a tapmak) dan döndürmen için mi geldin? öyleyse bizi tehdid etmekde olduğun şey'i, eğer (iddianda) doğru söyleyenlerdensen, getir bize".
Onlar da: Sen, bizi tanrılarımızdan döndürmek için mi geldin? Doğru söyleyenlerden isen; haydi taehdit ettiğin şeyi başımıza getir, demişlerdi.
Onlar da: -Bizi ilahlarımızdan ayırmak için mi geldin? Eğer doğru sözlülerden isen haydi bize getir, bizi tehdit ettiğin şeyi! demişlerdi.
Onlar: "Sen bizi tanrılarımızdan vazgeçirmeye mi geldin! Haydi, iddianda tutarlı isen, geleceğini bildirerek bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir bakalım!" dediler.
Dediler ki: "Tanrılarımızdan döndürmek için mi bize geldin? Eğer sadıklardansan, kendisiyle tehdit ettiğini bize getir!"
'Bizi tanrılarımızdan saptırmak için mi bize geldin? Doğru sözlü isen bize söz verdiğini getir bakalım,' dediler.
"Sen bizi ilahlarımızdan vazgeçirmek için mi geldin? Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyi* hemen getir." dediler.
They said: "Have you come to us to divert us away from our gods Then bring us what you are promising us, if you are truthful!"
They said: “Hast thou come to us to delude us away from our gods? Then bring thou us what thou promisest us, if thou be of the truthful.”
They said, ‘Have you come to us to divert us from our gods? Bring us what you have promised us if you are telling the truth. ’
They said, "Did you come to divert us from our gods? We challenge you to bring (the retribution) you threaten, if you are truthful."
They said: "Have you come to us to divert us away from our gods? Then bring us what you are promising us, if you are truthful!"
They said, "Have you come to us to divert us away from our gods? Then bring us what you are promising us, if you are truthful!"