Onlar, teslim olmalarını başına kakıyorlar. De ki: "İslam'a boyun eğdiniz diye, benden minnet beklemeyin. Bilakis, eğer özü-sözü bir kimselerseniz, sizi imana erdirdiği için, siz Allah'a minnet duyun."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | yemunnune | başına kakıyorlar | منن |
2 | aleyke | senin | |
3 | en | ||
4 | eslemu | İslam olmalarını | سلم |
5 | kul | de ki | قول |
6 | la | ||
7 | temunnu | başıma kakmayın | منن |
8 | aleyye | benim | |
9 | islamekum | müslüman olmanızı | سلم |
10 | beli | tersine | |
11 | llahu | Allah | |
12 | yemunnu | minnet eder | منن |
13 | aleykum | size | |
14 | en | ||
15 | hedakum | size hidayeti nedeniyle | هدي |
16 | lilimani | imana | امن |
17 | in | eğer | |
18 | kuntum | iseniz | كون |
19 | sadikine | doğrulardan | صدق |
Bedeviler Müslüman olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı benim başıma kakmayınız. Tersine, eğer gerçekten inanmışsanız, sizi imana ilettiği için Allah, başınıza kaksa yeridir."
Onlar, müslüman olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın! Doğruysanız bilin ki size imanı gösterdiği için aslında Allah size iyilikte bulunmaktadır."
Müslüman (teslim) oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki: "Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Aslında, sizi gerçeği onaylamaya ulaştırdığı için ALLAH sizi kendisine borçlu görür, eğer doğru kimselerseniz."
Onlar, teslim olmalarını başına kakıyorlar. De ki: "İslam'a boyun eğdiniz diye, benden minnet beklemeyin. Bilakis, eğer özü-sözü bir kimselerseniz, sizi imana erdirdiği için, siz Allah'a minnet duyun."
Allah'a teslim* oldular diye seni borçlu çıkarıyorlar. De ki "Sizin müslüman(teslim) olmanız beni size borçlu kılmaz ama imanın* yolunu gösterdiği için siz Allah'a borçlu olursunuz; eğer doğru kimselerseniz."
Müslüman olmalarını, senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı, benim başıma kakmayın! Hayır, öyle değil! Sizi inanca eriştirdiği için, Allah, sizin başınıza kakar; eğer doğruyu söylüyorsanız?"
Onlar Müslüman oldular diye seni minnet altına almaya kalkıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızdan dolayı beni minnet altına alıp bana lutfettiğinizi sanmayın; eğer (hakikate) sadıksanız, sizi doğru yola yönelttiği için asıl Allah size lutufta bulunmuştur.
İslam'a girmelerini senin başına kakıyorlar. De ki: "İslamınızı benim başıma kakmayın! Aksine, eğer özü sözü doğru insanlarsanız, sizi imana kılavuzladığı için Allah, hepinizi minnet borcu altına sokar."
Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"
İslam'a girdiklerini senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın, bilakis size iman yolunu gösterdiği için Allah sizin başınıza kakar, eğer doğru kimseler iseniz.
Birçok insan, (sana) teslim olmak suretiyle (ey Muhammed), sana bir lütufta bulunduklarını zannederler. De ki: "Teslimiyetinizi bana bir lütuf olarak görmeyin! Hayır, tersine size iman yolunu göstermek suretiyle Allah size lütufta bulunmuştur; eğer sözünüzde samimi iseniz!"
Müslüman olmalarını bir lütufta bulunmuş gibi sana hatırlatıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı bir lütuf gibi bana hatırlatıp durmayın. Tam tersine eğer doğru kimselerseniz sizi imana erdirmesinden dolayı Allah size lütufta bulunmuş oluyor."
İslama girdiklerini senin başına kakıyorlar, de ki islamınızı benim başıma kakmayın, belki sizi iymana hidayet buyurduğundan dolayı Allah sizin başınıza kakar, eğer sadıksanız
İslam olmalarını senin başına kakıyorlar. De ki: "Müslüman olmanızı benim başıma kakmayın. Tersine, eğer gerçekten inanmışsanız, sizi imana ilettiği için Allah, sizin başınıza kaksa yeridir."
Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi inanca yönelttiği için Tanrı size minnet etmektedir. Eğer doğru sözlüler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir)."
Onlar İslama girdiklerini senin başına kakıyorlar. (Onlara) de ki: "Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bil'akis sizi imana muvaffak etdiği için size Allah minnet eder, eğer size ("İnandık" demenizde) sadık (insan) larsanız.
Müslüman oldukları için sana minnet ediyorlar. De ki: Müslümanlığınızla bana minnet etmeyin. Bilakis sizi imana erdirdiği için Allah, size minnet eder. Şayet sadıklardan iseniz.
Müslüman oldular diye seni minnet altında tutmak istiyorlar. De ki: Müslüman olmanız sebebiyle beni minnet altında bırakmayın, bilakis size doğru yolu gösterdiği için Allah sizi minnet altında tutar, eğer samimi iseniz.
İslam'a girmelerini sana minnet ediyorlar. Onlara de ki: "Müslümanlığınızı bana minnet etmeyin. Asıl size iman yolunu gösteren Allah size minnet eder, eğer iman iddianızda samimi iseniz!"
Onlar İslam oldular diye sana lütufta bulunduklarını mı sanıyorlar! De ki: "İslam'ı kabullenmeniz bana bir lütuf değildir (bunu kendi çıkarınız için yapıyorsunuz)! Bilakis sizi imana yönlendirmekle Allah size lütufta bulunmuştur! Eğer (imanınızda) sadıklar iseniz (bilirsiniz böyle olduğunu). "
Müslüman (teslim) oldular diye seni minnet altında bırakmak istiyorlar. De ki, 'Müslümanlığınızı başıma kakmayın. Aslında, sizi inanca ulaştırdığı için ALLAH sizi kendisine borçlu görür, eğer doğru kimselerseniz.'
Onlar, teslim olmalarını başına kakıyorlar. De ki: "İslam'a boyun eğdiniz diye, benden minnet beklemeyin. Bilakis, eğer özü-sözü bir kimselerseniz, sizi imana erdirdiği için, siz Allah'a minnet duyun."
They think they are doing you a favour by having surrendered! Say: "Do not think you are doing me any favours by your surrender. For it is God who is doing you a favour that He has guided you to the faith, if you are being true."
They think it a favour to thee that they have submitted. Say thou: “Think not your submission a favour to me. The truth is, God has bestowed favour upon you that He has guided you to faith, if you be truthful.”
They think they have done you a favour by becoming Muslims! Say: ‘Do not consider your Islam a favour to me. No indeed! It is Allah who has favoured you by guiding you to iman if you are telling the truth.’
They act as if they are doing you a favor by embracing Submission! Say, "You are not doing me any favors by embracing Submission. GOD is the One who is doing you a great favor by guiding you to the faith, if you are sincere."
They think they are doing you a favor by having submitted! Say: "Do not think you are doing me any favors by your submission. For it is God who is doing you a favor that He has guided you to the faith, if you are being true."
They think they are doing you a favor by having peacefully surrendered. Say, "Do not think you are doing me any favors by your peacefully surrender. For it is God who is doing you a favor that He has guided you to the acknowledgement, if you are honest."