Allah: "Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, Allah'tan başka beni ve annemi iki ilah edinin diye sen mi söyledin?" buyurduğunda, "Sen yücesin." dedi. "Gerçek olmayan bir şeyi söylemek haddim değil. Ben onu söyleseydim, Sen onu bilirdin. Nefsimde olanı bilirsin, ben ise Sen'in zatında olanı bilmem. Sen, gaipleri eksiksiz bilensin."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | ve yine | |
2 | kale | demişti ki | قول |
3 | llahu | Allah | |
4 | ya iysa | Îsa | |
5 | bne | oğlu | بني |
6 | meryeme | Meryem | |
7 | eente | sen mi? | |
8 | kulte | dedin | قول |
9 | linnasi | insanlara | نوس |
10 | ttehizuni | beni edinin | اخذ |
11 | ve ummiye | ve annemi | امم |
12 | ilaheyni | iki tanrı | اله |
13 | min | ||
14 | duni | başka | دون |
15 | llahi | Allah'tan | |
16 | kale | dedi ki | قول |
17 | subhaneke | sen yücesin | سبح |
18 | ma | ||
19 | yekunu | değildir | كون |
20 | li | benim (haddime) | |
21 | en | ||
22 | ekule | söylemek | قول |
23 | ma | bir şeyi | |
24 | leyse | olmayan | ليس |
25 | li | benim için | |
26 | bihakkin | gerçek | حقق |
27 | in | eğer | |
28 | kuntu | olsaydım | كون |
29 | kultuhu | demiş | قول |
30 | fekad | muhakkak | |
31 | alimtehu | sen bunu bilirdin | علم |
32 | tea'lemu | sen bilirsin | علم |
33 | ma | olanı | |
34 | fi | ||
35 | nefsi | benim nefsimde | نفس |
36 | ve la | ve | |
37 | ea'lemu | ben bilmem | علم |
38 | ma | olanı | |
39 | fi | ||
40 | nefsike | senin nefsinde | نفس |
41 | inneke | şüphesiz sen | |
42 | ente | sensin | |
43 | allamu | bilen | علم |
44 | l-guyubi | gizlileri | غيب |
İşte o zaman Allah; "Ey Meryem oğlu İsa! Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı edinin dedin mi?" diye sorduğu zaman İsa şöyle cevap verecek: "Haşa! Seni tenzih ederim, hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin!"
Hani Allah "Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara ‘Beni ve annemi, Allah'ın peşi sıra iki ilah edinin!' diye sen mi dedin?" dediği zaman, (İsa) "(Haşa)! Sen yücesin. Hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Ben onu söyleseydim sen onu elbette bilirdin. Sen bendekini bilirsin, (oysa) ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki gizlilikleri bilen ancak sensin sen." demiş (olacak)tır.*
ALLAH şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sen mi halka, ‘ALLAH'tan başka beni ve annemi de tanrı edinin' dedin?" O şöyle cevap verecek: "Sen yücesin, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Zaten böyle bir şey söylemiş olsaydım sen bilirdin. Sen benim düşüncemi bilirsin; ancak ben senin düşünceni bilmem. Sen tüm gizemleri biliyorsun."
Allah: "Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, Allah'tan başka beni ve annemi iki ilah edinin diye sen mi söyledin?" buyurduğunda, "Sen yücesin." dedi. "Gerçek olmayan bir şeyi söylemek haddim değil. Ben onu söyleseydim, Sen onu bilirdin. Nefsimde olanı bilirsin, ben ise Sen'in zatında olanı bilmem. Sen, gaipleri eksiksiz bilensin."
Bir gün Allah, şöyle diyecektir: "Meryem oğlu İsa! İnsanlara 'Beni ve anamı Allah ile aranıza iki tanrı olarak koyun?' diyen sen misin?" İsa diyecek ki "Ben sana içten boyun eğerim. Benim doğru olmayanı söylemem olacak şey değildir. Eğer söylediysem, zaten bilirsin. Sen, benim içimdekini bilirsin ama ben senin içindekini bilmem. Bütün gaybı (her şeyin içyüzünü) bilen sadece sensin.
Ve Allah, şöyle dedi: "Ey Meryem Oğlu İsa! ‘Allah'tan başka ayrıca, beni ve annemi de iki tanrı edinin!' diye insanlara söyledin mi?" "Sen, tüm yakıştırmalardan ayrıksın. Gerçeğe aykırı bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım, kesinlikle bilirdin. Sen, bende olanları bilirsin; oysa ben, Sende olanı bilemem. Kuşkusuz, gizli gerçekleri bilen, yalnızca Sensin, Sen!"
Ve işte o zaman Allah "Ey Meryem oğlu İsa!" dedi, "Sen insanlara 'Allah'ın dışında, O'nun astı olarak beni ve annemi ilah edinin' mi dedin? Cevap verdi: "Zatını tenzih ederim! Kendim için hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım elbette Sen bilirdin. Sen benim sırrıma erersin, fakat ben Senin sırrına eremem. Şüphesiz yaratılmışların idrakini aşan her şeyi bilen yalnızca Sensin.
Allah şunu da söyledi: "Ey Meryem oğlu İsa! Allah'ın yanında beni ve annemi de iki tanrı olarak kabul edin diye insanlara sen mi söyledin?" İsa dedi: "Haşa! Tespih ederim seni. Hakkım olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir. Eğer onu söylemişsem sen onu elbette bilirsin. Sen benim içimde olanı bilirsin ama ben senin zatında olanı bilmem. Çünkü sen, evet sen, gaybları çok iyi bilensin!"
Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah'ı bırakarak iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde: "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen'de olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen'sin Sen."
Ve Allah şöyle buyurduğu zaman: "Ey Meryem oğlu İsa, sen misin o insanlara "Beni ve o anamı Allah yanında iki tanrı edinin." diyen?" "Haşa, dedi, sen her türlü eksikliklerden münezzehsin ya Rab! Benim için gerçek olmayan bir sözü söylemem bana yakışmaz. Eğer söylemiş olsaydım elbette Sen bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ben ise Senin zatında olanı bilmem! Şüphesiz Sen, gizlilikleri çok iyi bilensin."
Ve işte o zaman Allah, "Ey İsa, ey Meryem oğlu!" dedi, "Sen insanlara, 'Allahtan başka tanrılar olarak bana ve anneme kulluk edin dedin mi?" (İsa) cevap verdi: "Sen yücelikte sonsuzsun! (Söylemeye) hakkım olmayan bir şeyi hiç söyleyebilir miyim? Bunu söylemiş olsaydım sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben Senin Zatında olanı bilmem. Şüphe yok ki, yaratılmış varlıkların idrakini aşan her şeyi tam bilen yalnız Sensin."
Allah, kıyamet günü şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara, Allah'ı bırakarak beni ve anamı iki ilah edinin, dedin?" İsa da şöyle diyecek: "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarım. Hakkım olmayan bir şeyi söylemem, benim için söz konusu olamaz. Eğer ben onu söylemiş olsaydım, elbette sen bunu bilirdin. Sen benim içimde olanı bilirsin, ama ben sende olanı bilemem. Şüphesiz ki yalnızca sen gaybları hakkıyla bilensin."
Hem Allah buyurduğu vakit: Ey Meryemin oğlu Isa! Sen mi dedin o insanlara; "beni ve anamı Allahın yanında iki ilah edinin" diye? haşa, der: münezzeh sübhansın yarab! Benim için hakk olmıyan bir sözü söylemekliğim bana yakışmaz, eğer söyledimse elbette ma'lumundur, sen benim nefsimdekini bilirsin: ben ise senin zatindekini bilmem, şüphesiz ki sen "allamülguyub" sun
Ve yine Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu İsa sen mi insanlara 'Beni ve annemi, Allah'tan başka iki tanrı edinin' dedin?". Haşa, dedi, Sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemek benim haddime değildir! Eğer demiş olsaydım, sen bunu bilirdin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gizlileri bilen yalnız sensin, sen!"
Tanrı: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Tanrı'yı bırakarak iki tanrı edinin diye sen mi söyledin?" dediğinde: "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin ama ben sende olanı bilmem. Gerçekten, gaybleri bilen sensin, sen."
Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara Allahı bırakıb da beni ve anamı iki tanrı edininiz diyen sen misin?" dediği zaman o, (şöyle) söyledi: "Seni tenzih ederim (ya Rab), hakkım olmadık bir sözü söylemekliğim bana yakışmaz. Eğer onu söyledimse elbette bunu bilmişsindir. Benim içimde olan (her) şey'i Sen bilirsin. Ben ise Senin zatinde olanı bilmem. Şübhesiz ki ğaybları hakkıyle bilen Sensin Sen".
Allah buyurmuştu ki: Ey meryem oğlu İsa; sen mi insanlara: Beni ve annemi Allah'tan başka iki ilah edinin, dedin? Demişti ki: Tenzih ederim Seni, hak olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer ben, onu söylemişsem; Sen, onu elbette bilirsin. Sen, benim içimde olanı bilirsin, ama ben Senin zatında olanı bilmem. Doğrusu görülmeyeni en iyi bilen Sensin, Sen.
Allah: -Ey Meryemoğlu İsa, "Beni ve annemi Allah'tan başka iki ilah olarak benimseyin." diye insanlara sen mi söyledin? dediği zaman, İsa şöyle cevap verir: - Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Eğer deseydim, elbette sen bunu bilirdin. Sen, benim içimde olanı bilirsin, ben ise senin içinde olanı bilmem. Elbette sen, gaybları en iyi bilensin.
(116-118) Hem Allah Teala: "Ey Meryem oğlu İsa!" Sen mi insanlara "Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı edinin" dedin? sorguladığı vakit o şöyle diyecek: "Haşa! Sen şerikden ve her noksandan münezzehsin Ya Rabbi! Hakkım olmayan bir şeyi söylemem doğru olmaz, bana yakışmaz." "Hem söylediysem malumundur elbet. Benim varlığımda olan her şeyi Sen bilirsin, ama ben Sen'in Zatında olanı bilemem. Bütün gaybleri hakkıyla bilen ancak Sen'sin." "Sen ne emrettinse ben onlara, bundan başka bir şey söylemedim. Dediğim hep şu idi: "Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin." "Ya Rabbi! Ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. Fakat vakta ki Sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız Sen kaldın. Sen gerçekten her zaman, her şeye hakkıyla şahitsin. Eğer onları cezalandırırsan, şüphe yok ki onlar Sen'in kullarındır. Onları affedersen, aziz-u hakim (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibi) ancak Sen'sin."
Ve hani Allah şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa!.. İnsanlara, 'Allah dununda beni ve annemi iki ilah edinin' diye sen mi söyledin?". . . (İsa) dedi ki: "Subhaneke (tenzih ederim seni)! Benim, Hak olmayanı söylemem nasıl mümkün olur? Eğer onu söylemişsem, (zaten) kesin sen onu bilmişsindir! Sen nefsimde olanı bilirsin, fakat ben senin nefsinde olanı bilmem! Kesin ki gaybların tamamını bilen sensin, sen!"
ALLAH şöyle diyecek: 'Ey Meryem oğlu İsa, sen mi halka, ' ALLAH tan başka beni ve annemi de tanrı edinin' dedin?' (İsa) şöyle cevap verecek: 'Sen yücesin, hakkım olmayan bir şeyi söylemek bana yakışmaz. Zaten böyle bir şey söylemiş olsaydım sen bilirdin. Sen benim düşüncemi bilirsin; ancak ben senin düşünceni bilmem. Sen tüm gizemleri biliyorsun.'
Allah: "Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, Allah'tan başka beni ve annemi iki ilah edinin diye sen mi söyledin?" buyurduğunda, "Sen yücesin." dedi. "Gerçek olmayan bir şeyi söylemek haddim değil. Ben onu söyleseydim, Sen onu bilirdin. Nefsimde olanı bilirsin, ben ise Sen'in zatında olanı bilmem. Sen, gaipleri eksiksiz bilensin."
And God will Say: "O Jesus son of Mary, did you tell the people to take you and your mother as gods instead of God" He said: "Be you glorified, I cannot say what I have no right of. If I had said it then You know it, You know what is in my soul while I do not know what is in Your soul. You are the Knower of the unseen."
And when God will say: “O Jesus, son of Mary: didst thou say to men: ‘Take me and my mother as two gods besides God?’” he will say: “Glory be to Thee! It was not for me to say that to which I had no right! If I had said it, then Thou wouldst have known it. Thou knowest what is in my soul, and I know not what is in Thy soul; Thou art the Knower of the Unseen Realms.
And when Allah says, ‘‘Isa son of Maryam! Did you say to people, "Take me and my mother as gods besides Allah?"’ he will say, ‘Glory be to You! It is not for me to say what I have no right to say! If I had said it, then You would have known it. You know what is in my self but I do not know what is in Your Self. You are the Knower of all unseen things.
GOD will say, "O Jesus, son of Mary, did you say to the people, 'Make me and my mother idols beside GOD?' " He will say, "Be You glorified. I could not utter what was not right. Had I said it, You already would have known it. You know my thoughts, and I do not know Your thoughts. You know all the secrets.,
And God will say: "O Jesus, son of Mary, did you tell the people to take you and your mother as gods other than God?" He said: "Glory to you, I cannot say what I have no right of. If I had said it then You know it, You know what is in my self while I do not know what is in Your self. You are the Knower of the unseen."
God will say, "O Jesus son of Mary, did you tell the people to take you and your mother as gods besides God?" He said, "Be you glorified, I cannot say what I have no right to. If I had said it then You know it, You know what is in my person while I do not know what is in Your person. You are the Knower of the unseen."