İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüllendiririz.
- Lut ailesi hariç, biz de onların üzerine taş yağdırdık. Katımızdan bir nimet olarak, Lut ailesini seher vakti kurtardık. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
(34, 35) Lut'un ailesi (destekçileri) hariç, üzerlerine taş göndermiştik (yağdırmıştık). Onları (Lut'un destekçilerini) ise katımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtarmıştık. Biz şükredenin karşılığını işte böyle veririz.
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüllendiririz.
Bu, katımızdan yapılan bir iyilikti. İyilik bilenleri böyle ödüllendiririz.
Bizim katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri, işte böyle ödüllendiririz.
katımızdan bir nimet olarak: şükredenleri Biz işte böyle ödüllendiririz.
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz biz.
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte Biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Tarafımızdan bir nimet olarak! İşte şükredeni böyle karşılarız.
katımızdan bir nimet olarak; işte biz şükredenleri böyle ödüllendiririz.
(34-35) Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgar gönderdik. Yalnız Lut'un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükafatlandırırız.
Tarafımızdan bir ni'met olarak, işte şükredeni böyle karşılarız
Katımızdan bir ni'met olarak. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Tarafımızdan bir nimet olarak. İşte biz, şükredenleri böyle ödüllendiririz.
Tarafımızdan bir ni'met olarak. İşte şükredenleri biz böyle mükafatlandırırız.
Katımızdan bir nimet olarak. İşte Biz; şükredeni böyle mükafatlandırırız.
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
(34-35) Biz de Lut'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik. Onları ise, tarafımızdan bir nimet olarak seher vakti kurtardık. İşte şükredenleri Biz böyle ödüllendiririz.
İndimizden bir nimet olmak üzere.. . Şükredeni işte böyle cezalandırırız!
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
İşte şükredenleri katımızdan bir nimet olarak böyle ödüllendiririz.
A blessing from Us; it is thus that We reward those who are appreciative.
As favour from Us; thus do We reward him who is grateful.
It was a blessing direct from Our presence. That is how We recompense those who give thanks.
We blessed him and his family; we thus reward the appreciative.
A blessing from Us; it is thus that We reward the thankful.
A blessing from Us; it is thus that We reward those who are appreciative.