Bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, gerçek hayattır. Keşke, bunun farkında olsalardı!
Bu dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Şüphesiz ahiret yurdu ise, çok uzun süreli yaşanacak yerdir. Keşke bilseler!
Bu dünya hayatı,* oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Şüphesiz ki ahiret yurdu(na gelince), işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı!
Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise gerçek hayattır; bir bilselerdi.
Bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, gerçek hayattır. Keşke, bunun farkında olsalardı!
Şu yaşanan hayat, bir oyun ve eğlenceden ibarettir. Asıl hayat, son yurttaki hayattır; keşke bilseler.
Dünya yaşamı, bir oyun ve bir eğlenceden başka bir şey değildir. Oysa aslında, Sonsuz Yaşam Ülkesi gerçek yaşamdır; keşke bilselerdi!
Zaten (akletselerdi, bileceklerdi ki) şu dünya hayatı (tek başına) geçici bir oyun ve oynaştan başka bir şey değildir; bir de hayatın öteki yüzü vardır ki, işte odur capcanlı gerçek hayat: keşke bunu olsun bilebilseydiler.
Şu iğreti dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan başka şey değil. Ahiret yurduna gelince, asıl hayat işte odur. Ah, bilebilselerdi!
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.
Bu dünya hayatı, bir eğlence ve oyundan ibarettir. Gerçekten son yurt, işte öz hayat odur. Keşke bilselerdi.
Çünkü (akıllarını kullansalardı bilirlerdi ki) bu dünya hayatı geçici bir zevk ve eğlenceden başka bir şey değildir; oysa sonraki hayat, tek (gerçek) hayattır: keşke bunu bilselerdi!
Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!
Bu Dünya hayat bir eğlence ve oyundan ıbaret ve hakıkaten son yurd (dar-ı Ahıret) işte halis hayat o amma bilselerdi
Bu dünya hayatı eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, işte asıl hayat odur (asıl yaşanacak yer orasıdır), keşke bilselerdi!
Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.
Bu dünya hayatı bir eğlenceden, bir oyundan başka (şey) değildir. Ahiret yurdu (na gelince:) Şübhe yok ki o, (asıl) hayatın ta kendisidir, (bunu) bilmiş olsalardı...
Bu dünya hayatı; yalnızca bir oyun ve oyalanmadır. Asıl hayat, ahiret yurdundaki hayattır. Keşki bilseler.
Bu dünya hayatı, bir eğlence ve bir oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, gerçek hayat odur. Bilmiş olsalardı...
Düşünseler şunu da anlarlardı ki: bu dünya hayatı geçici bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir ve ebedi ahiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bir bilselerdi!
Şu dünya hayatı (en sefil yaşam - esfeli safiliyn) bir eğlence (kendini avutarak keyifle oyalanma) ve bir oyundan (kurallarına göre oynanan senaryo) başka bir şey değildir! Sonsuz gelecek vatana gelince; işte asıl bilinçlilik - yaşam yurdu odur. Kavrayabilselerdi!
Bu dünya hayatı bir eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise gerçek hayattır; bir bilselerdi.
Bu dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Ahiret yurdu, gerçek hayattır. Keşke, bunun farkında olsalardı!
This worldly life is no more than fun and distraction, while the abode of the Hereafter is the reality, if they only knew.
And the life of this world is only play and games; and the abode of the Hereafter: that is Life, did they but know.
The life of this world is nothing but a game and a diversion. The abode of the Next World – that is truly Life if they only knew.
This worldly life is no more than vanity and play, while the abode of the Hereafter is the real life, if they only knew.
And this worldly life is no more than distraction and play, while the abode of the Hereafter is the reality, if only they knew.
This worldly life is no more than fun and distraction, while the abode of the Hereafter is the reality, if they only knew.