Ne zaman ki onlar, yapılan öğüdü umursamadılar, Biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık, zulmedenleri, fasıklık yapmaları nedeniyle çetin bir azapla cezalandırdık.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felemma | ne zaman ki | |
2 | nesu | onlar unuttular | نسي |
3 | ma | şeyi | |
4 | zukkiru | hatırlatılan | ذكر |
5 | bihi | kendilerine | |
6 | enceyna | biz de kurtardık | نجو |
7 | ellezine | kimseleri | |
8 | yenhevne | meneden(leri) | نهي |
9 | ani | -ten | |
10 | s-su'i | kötülük- | سوا |
11 | ve ehazna | ve yakaladık | اخذ |
12 | ellezine | kimseleri | |
13 | zelemu | zulmeden(leri) | ظلم |
14 | biazabin | bir azab ile | عذب |
15 | beisin | çetin | باس |
16 | bima | yüzünden | |
17 | kanu | كون | |
18 | yefsukune | yoldan çıkmaları | فسق |
Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp, zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden dolayı şiddetli bir azap ile cezalandırdık.
Kendilerine yapılan uyarıları unutunca, kötülükten engelleyenleri kurtarmış, haksızlık edenleri de yapmakta oldukları kötülükler nedeniyle çok kötü bir azaba çarptırmıştık.
Kendilerine hatırlatılanları önemsemeyip unutunca, kötülüklerle mücadele edenleri kurtardık; haksızlık edenleri de yoldan çıkmalarına karşılık olarak feci bir azap ile yakaladık.
Ne zaman ki onlar, yapılan öğüdü umursamadılar, Biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık, zulmedenleri, fasıklık yapmaları nedeniyle çetin bir azapla cezalandırdık.
Ne zaman ki kendilerine verilen öğüdü dikkate almadılar, kötülüğe karşı mücadele verenleri kurtardık. O yanlışı yapanları da yoldan çıkmalarına karşılık kötü bir azaba çarptırdık.
Sonunda, kendilerine verilen öğretiyi unuttuklarında, kötülüğü yasaklayanları kurtardık. Haksızlık yapanları da yoldan çıktıkları için zorlu bir cezayla yakaladık.
Ve o (sapkınlar) kendilerine yapılan tüm uyarıları kulak ardı edince, Biz de kötülüğe engel olmaya çalışan (bu) kimseleri kurtardık; ve kendilerine kötülük eden kimseleri yoldan çıkmalarından dolayı kahredici bir azabın pençesine mahkum ettik.
Kendilerine verilen öğüdü unuttuklarında, kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulme sapanları, yoldan çıkmalarından ötürü, acı bir azapla yakalayıverdik.
Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri yaptıkları fısk dolayısıyla pek zorlu bir azab ile yakaladık.
Kendilerine yapılan nasihatları unuttukları vakit, o kötülükten alıkoyanları kurtarıp zulmedenleri de yaptıkları kötülükler sebebiyle şiddetli bir azaba uğrattık.
Ve böylece, o (günahkarlar) kendilerine yapılan bütün uyarıları bir kenara atınca, Biz de, kötü eylemleri önlemeye çalışan (bu) kimseleri kurtardık; kötülük yapmaya eğilimli olanları yaptıkları bütün o uygunsuz işlerden ötürü çok ağır bir azapla tepeledik;
Onlar kendilerine hatırlatılanı unutunca, biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık. Zulmedenleri yoldan çıkmaları sebebiyle, şiddetli bir azapla yakaladık.
Vaktaki artık edilen nasıhatleri unuttular, o kötülükten nehy edenleri necata çıkarıb o zulm edenleri yaptıkları fısklar sebebiyle şiddetli bir azaba giriftar ettik
Ne zaman ki onlar, kendilerine hatırlatılanı unuttular, biz de kötülükten menedenleri kurtardık; zulmedenleri de, yoldan çıkmaları yüzünden çetin bir azab ile yakaladık.
Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında ise, biz de kötülükten sakındıranları kurtardık. Zulmedenleri fasık oldukları için pek zorlu bir azab ile yakaladık.
Vaktaki onlar artık edilen va'zları unutdular: Biz de kötülükden vaz geçirmekde sebat edenleri selamete çıkardık. Zulmedenleri ise yapmakda oldukları Asıklar yüzünden şiddetli bir azab ile yakaladık.
Onlar, kendilerine verilen öğüdü unutunca; Biz, kötülükden men'edenleri kurtardık, zulmedenleri ise fasıklık eder oldukları için şiddetli bir azab ile yakaladık.
Kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, kötülükten men edenleri kurtarıp, zalimleri fasıklık yapmaları sebebiyle çok kötü bir ceza ile yakaladık.
(165-166) Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca, içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fasıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık. Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: "Hor ve hakir maymunlar haline gelin!" diye emrettik.
Kendilerine yapılan öğütleri unuttuklarında; kötülükten engellemeye çalışanları kurtardık; zulmedenleri ise yapmakta oldukları yanlış işler dolayısıyla, çetin bir azaba düşürdük!
Kendilerine hatırlatılanları önemsemeyip unutunca, kötülüklerle mücadele edenleri kurtardık; haksızlık edenleri de yoldan çıkmalarına karşılık olarak feci bir azap ile yakaladık.
Ne zaman ki onlar, yapılan öğüdü umursamadılar, Biz de kötülükten alıkoymaya çalışanları kurtardık, zulmedenleri, fasıklık* yapmaları nedeniyle çetin bir azapla cezalandırdık.
So when they forgot that which they were reminded of, We saved those who prohibited evil, and We took those who transgressed with a grievous retribution for what they were corrupting.
And when they forgot that whereof they had been reminded, We delivered those who forbade evil, and seized those who did wrong with a wretched punishment, because they were perfidious.
Then when they forgot what they had been reminded of, We rescued those who had forbidden the evil and seized those who did wrong with a harsh punishment because they were deviators.
When they disregarded what they were reminded of, we saved those who prohibited evil, and afflicted the wrongdoers with a terrible retribution for their wickedness.
So when they forgot that which they were reminded of, We saved those who prohibited wickedness, and We took those who transgressed with a grievous retribution for what wickedness they were in.
So when they forgot what they were reminded of, We saved those who desisted from evil, and We took those who transgressed with a grievous retribution for what they were corrupting.