Ne zaman onlara, Allah'tan, yanlarındakini tasdik edici bir elçi gelse, Kitap Ehli'nden bir grup, sanki hiç haberleri yokmuş gibi, elçinin getirdiğine sırt çevirirler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | velemma | ne zaman | |
2 | ca'ehum | onlara geldiyse | جيا |
3 | rasulun | bir elçi | رسل |
4 | min | ||
5 | indi | katından | عند |
6 | llahi | Allah'ın | |
7 | musaddikun | doğrulayan | صدق |
8 | lima | şeyleri | |
9 | meahum | yanlarındaki | |
10 | nebeze | attılar | نبذ |
11 | ferikun | bir gurup | فرق |
12 | mine | ||
13 | ellezine | kendilerine | |
14 | utu | verilenlerden | اتي |
15 | l-kitabe | kitap | كتب |
16 | kitabe | kitabı | كتب |
17 | llahi | Allah'ın | |
18 | vera'e | arkasına | وري |
19 | zuhurihim | sırtlarının | ظهر |
20 | keennehum | sanki gibi | |
21 | la | ||
22 | yea'lemune | bilmiyorlarmış | علم |
Onlara, yanlarındaki kitabı doğrulayan peygamber geldiği zaman, kendilerine kitap verilenlerden bir grup, güya hakikati bilmiyorlarmış gibi, Allah'ın kitabını arkalarına atarak ondan yüz çevirmişlerdi.
Allah tarafından kendilerine, beraberlerindekini doğrulayıcı bir elçi gelince, kitap ehlinden bir grup, sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi onu arkalarına attılar.
Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH'ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...
Ne zaman onlara, Allah'tan, yanlarındakini tasdik edici bir elçi gelse, Kitap Ehli'nden bir grup, sanki hiç haberleri yokmuş gibi, elçinin getirdiğine sırt çevirirler.
Allah katından, yanlarındakini (Tevrat'ı) onaylayan bir Kitap gelince, Kitap verilenlerden bir kısmı Allah'ın bu Kitabını, sanki hiç bilmiyorlarmış gibi kulak ardı ettiler.
Yanlarında olanı doğrulayan bir elçi, Allah'ın katından onlara geldiğinde, kitap verilenler arasından bir küme, sözde bilmiyorlarmış gibi, Allah'ın Kitabı'nı arkalarına attılar.
Onlara Allah katından ellerindeki hakikati doğrulayan bir elçi gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki gerçeği bilmiyorlarmış gibi Allah'ın kitabına sırt döndüler;
Allah katından kendilerine, ellerinde bulunanı tasdikleyici bir resul geldiğinde, kitap verilenlerden bir fırka, Allah'ın Kitabı'nı hiç bilmiyorlarmış gibi kaldırıp arkalarına attılar.
Ne zaman onlara Allah katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerden bir takımı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitabını arkalarına attılar.
Onlara Allah tarafından yanlarındaki kitabı doğrulayıcı bir peygamber gelince, daha önce kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki gerçeği bilmiyorlarmış gibi Allah'ın kitabını arkalarına attılar.
Ve(şimdi bile), ne zaman Allah'tan onlara halen sahip oldukları hakikati tasdik eden bir elçi gelse, kendilerini önceki çağlarda vahyedilen kelama bağlı sayanlardan bazısı, (O'nun dediklerinin) farkında değillermiş gibi ilahi kelama sırtlarını dönerler.
Onlara, Allah katından ellerinde bulunan Kitab'ı (Tevrat'ı) doğrulayıcı bir peygamber gelince, kendilerine kitap verilenlerden bir kısmı, sanki bilmiyorlarmış gibi Allah'ın Kitab'ını (Tevrat'ı) arkalarına attılar.
hem Allah tarafından onlara beraberlerindekini tasdikleyici bir Peygamber gelince, eski kitab verilenlerden bir kısmı Allahın kitabını, omuzlarının arkasına attılar sanki bilmiyorlarmış gibi de
Allah tarafından kendilerine, yanlarında bulunanı doğrulayıcı bir elçi gelince, Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allah'ın Kitabını sanki bilmiyorlarmış gibi, sırtlarının arkasına attılar.
Ne zaman onlara Tanrı katından yanlarındakini doğrulayan bir elçi gelse, kitap verilenlerin bir bölümü (feriykun), sanki bilmiyorlarmış gibi Tanrı'nın kitabını arkalarına (keennehüm) attılar.
Onlara ne zaman Allah katından nezdlerindeki (Kitabı) tasdik edici (ve doğrultucu) bir peygamber geldiyse kendilerine Kitab verilen (o kimse) lerden bir güruh sanki onlar (hakıykati) bilmiyorlarmış gibi Allahın Kitabını sırtlarının arkasına atmış (ondan yüz çevirmişidir.
Onlara, ne zaman Allah tarafından yanlarındaki kitabı tasdik edici bir peygamber geldiyse, kendilerine kitab verilenlerden bir güruh, sanki bilmiyormuş gibi, Allah'ın kitabını arkalarına atıverdi.
Onlara ne zaman yanlarında olanı tasdik eden bir elçi gelse kendilerine kitap verilenlerden bir grup sanki Allah'ın kitabını bilmiyorlarmış gibi arkalarına atarlar.
Onlara, Allah katından, ellerinde ki Tevrat'ı tasdik eden bir Peygamber gelince, O Ehl-i kitaptan bir kısmı, güya gerçeği hiç bilmiyorlarmış gibi, Allah'ın kitabını arkalarına atarak ondan yüz çevirdiler de
Kendilerine Kitap (bilgi) verilenlerden bir grup, beraberlerinde olanı tasdik eden Allah indinden bir Rasul gelince (Yahudi olmadığı için), Kitabullahı (Hakikat bilgisini ve Sünnetullah'ı) arkalarına attılar, işin hakikatini bilmiyormuşçasına.
Yanlarındakini doğrulayan bir elçi ALLAH tarafından görevli olarak kendilerine gelince, kitap verilenlerin bazısı, ALLAH'ın kitabını sırtlarının ardına attı. Bilmezlermiş gibi...
Ne zaman onlara, Allah'tan, yanlarındakini tasdik edici bir elçi gelse, Kitap Ehli'nden bir grup, sanki hiç haberleri yokmuş gibi, elçinin getirdiğine sırt çevirirler.
And when a messenger came to them from God, authenticating what was with them, a group of those who had already received the scripture placed God's scripture behind their backs as if they did not know.
And when there came to them a messenger from God confirming what is with them, a faction among those given the Writ cast the Writ of God behind their backs as if they knew not
When a Messenger comes to them from Allah confirming what is with them, a group of those who have been given the Book disdainfully toss the Book of Allah behind their backs, just as if they did not know.
Now that a messenger from GOD has come to them, and even though he proves and confirms their own scripture, some followers of the scripture (Jews, Christians, and Muslims) disregard GOD's scripture behind their backs, as if they never had any scripture.,
And when a messenger came to them from God, authenticating what was with them, a group of those who had already received the Book placed the Book of God behind their backs as if they did not know.
When a messenger came to them from God, authenticating what was with them, a group of those who had already received the book placed God's book behind their backs as if they did not know.