Allah: "Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara bildir." dedi. Âdem isimleri onlara bildirince, Allah meleklere: "Göklerin ve yerin gaybını Ben bilirim; Ben, sizin açıkladıklarınızı da içinizde gizlediklerinizi de bilirim, dememiş miydim?" dedi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kale | (Allah) dedi ki | قول |
2 | ya ademu | Adem | |
3 | enbi'hum | bunlara haber ver | نبا |
4 | biesmaihim | onların isimlerini | سمو |
5 | fe lemma | ne zaman ki | |
6 | enbeehum | bunlara haber verince | نبا |
7 | biesmaihim | onların isimlerini | سمو |
8 | kale | (Allah) dedi ki | قول |
9 | elem | değil miydim? | |
10 | ekul | size demiş | قول |
11 | lekum | size | |
12 | inni | şüphesiz ben | |
13 | ea'lemu | bilirim | علم |
14 | gaybe | gayblarını | غيب |
15 | s-semavati | göklerin | سمو |
16 | vel'erdi | ve yerin | ارض |
17 | ve ea'lemu | ve bilirim | علم |
18 | ma | şeyleri | |
19 | tubdune | sizin açıkladıklarınız | بدو |
20 | ve ma | ve şeyleri | |
21 | kuntum | olduğunuz | كون |
22 | tektumune | gizlemekte | كتم |
Allah, "Ey Adem! Onlara eşyanın isimlerini anlat" dedi. Adem, onların isimlerini meleklere anlatınca Allah, "Size demedim mi, göklerin ve yerin sırlarını ben bilirim ve ben sizin açıkladığınız ve gizlediğiniz şeyleri de bilirim" dedi.
(Allah:) "Ey Âdem! Onların (eşyanın) isimlerini onlara (meleklere) bildir." demiş, (Âdem) isimlerini kendilerine bildirince "Ben size, şüphesiz ki göklerin ve yerin gaybını (bilinemeyenini) bilirim; açıkladıklarınızı da gizlemiş olduklarınızı da bilirim' dememiş miydim?" demişti.
Dedi: "Adem! Onların isimlerini şunlara haber ver." İsimlerini onlara haber verince, "Size, yerin ve göklerin sırlarını biliyorum, açıkladığınızı da gizlediğinizi de biliyorum dememiş miydim" dedi.
Allah: "Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara bildir." dedi. Âdem isimleri onlara bildirince, Allah meleklere: "Göklerin ve yerin gaybını* Ben bilirim; Ben, sizin açıkladıklarınızı da içinizde gizlediklerinizi de bilirim, dememiş miydim?" dedi.
Bunun üzerine Allah, "Âdem! Meleklere şunların isimlerini (neye yaradıklarını) söyle!" dedi. Âdem onlara o isimleri söyleyince, "Size dememiş miydim, ben göklerin ve yerin gaybını* (gizlisini, saklısını) bilirim. Neyi açığa vurduğunuzu, içinizde neyi sakladığınızı* da bilirim." dedi.
"Ey Âdem! Bunları, isimleriyle onlara bildir!" dedi. İsimleriyle onlara bildirince, şöyle dedi: "Size söylemedim mi? Kuşkusuz, göklerin ve yeryüzünün gizli gerçeklerini bilirim. Açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilirim!"
(Allah) buyurdu: "Ey Adem! Şunların isimlerini onlara bildir." Onların isimlerini (meleklere) bildirince de; "Size dememiş miydim "Ben bilirim göklerin ve yerin sırrını, gözlediklerinizin ve açıkladıklarınızın tümünü de ben bilirim" diye?"
Allah buyurdu: "Ey Adem, haber ver onlara onların adlarını." Adem onlara onların adlarını haber verince, Allah şöyle buyurdu: "Dememiş miydim ben size! Ki ben, göklerin ve yerin gaybını en iyi bilenim. Ve ben, sizin açığa vurduklarınızı da saklayageldiklerinizi de en iyi biçimde bilmekteyim."
(Allah:) "Ey Adem, bunları onlara isimleriyle haber ver" dedi. O, bunları onlara isimleriyle haber verince de dedi ki: "Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybını gerçekten ben bilirim, gizli tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı da ben bilirim."
Ey Adem, bunlara onları isimleriyle haber ver! buyurdu. Bu emir üzerine Adem, onlara isimleriyle bunları haber verince buyurdu ki: "Size demedim mi Ben her halde göklerin ve yerin sırrını bilirim! Ve sizin açıkladığınız ve gizlediğiniz şeyleri de biliyorum!"
O: "Ey Adem, bu (şeylerin) isimlerini onlara bildir!" buyurdu. (Adem) isimleri onlara bildirince (Allah): "Size, 'göklerin ve yerin gizli gerçeğini, açıkladıklarınızın ve gizlediklerinizin tümünü yalnız Ben bilirim' dememiş miydim?" dedi.
Allah, şöyle dedi: "Ey Adem! Onlara bunların isimlerini söyle." Adem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, "Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?" dedi.
Ey Adem bunlara onları isimleriyle haber ver buyurdu. Bu emir üzerine Adem onlara isimleriyle onları haber veriverince de buyurdu ki demedim mi size Ben her halde Semavüt-ü Arzın gaybini bilirim, ve biliyorum ne izhar ediyorsunuz da ne ketmeyliyordunuz
(Allah) dedi ki: "Ey Adem, bunlara onların isimlerini haber ver." (Adem), bunlara onların isimlerini haber verince (Allah): "Ben size, ben göklerin ve yerin gayblarını bilirim, sizin açıkladığınızı ve içinizde gizlemekte olduğunuz şeyleri bilirim, dememiş miydim? dedi
Dedi ki: "Ey Adem! Onların isimlerini şunlara bildir / bunları onlara isimleriyle bildir." İsimlerini onlara bildirince, "Size, göklerin ve yerin gaybını ben bilirim, açıkladıklarınızı / açığa vurduklarınızı da (tübdune) gizlediklerinizi de (tektümun) biliyorum / bilirim dememiş miydim?" dedi.
(Allah) "Ey Adem, onları adlariyle kendilerine haber ver" deyib de o da onları isimleriyle söyleyiverince (şöyle) dedi: "Size demedim mi ki göklerin ve yerin gaybını şübhesiz ben bilirim. Neyi açıklarsanız, neyi de gizlemişseniz ben biliyorum."
Allah: Ey Adem, onları'adları ile kendilerine bildir, dedi. Adem, adlarını söyleyince; Size demedim mi ki ben, göklerin de, yerin de gizliliklerini muhakkak bilirim. Ve sizlerin neyi açıklayıp neyi gizler olduğunuzu da bilirim, buyurdu.
Allah: -Ey Adem! Onlara, bunların isimlerini haber ver, dedi. Adem de meleklere onların isimlerini haber verince Allah: -Size göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ben bilirim demedim mi? Sizin açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de ben bilirim, dedi.
Allah: "Adem! Eşyanın isimlerini onlara sen bildir." dedi. O da isimleriyle onları bildirince Allah buyurdu: "Ben size demedim mi ki, göklerin ve yerin sırlarını Ben bilirim!" Ve Ben sizin gizli açık yapmakta olduğunuz her şeyi de bilirim!"
(Hitap etti): "Ya Adem (yoktan var olmuş, Esma ile hayat bulmuş) varlığındaki isimlerin hakikatinden onlara söz et. " Adem onlara (varlığını oluşturan Allah) isimlerinin işaret ettiği manalardan haber verince (yani bu isimlerin özellikleri kendisinde açığa çıkınca); Allah onlara fark ettirdi: "Demedim mi size ben, muhakkak ki bilirim semalar (şuur boyutu) ve arz (beden) boyutunun gaybını (açığa çıkmamış sırlarını, özelliklerini).. . Ve ben bilirim gizlediklerinizi ve açıkladıklarınızı!"
Dedi: 'Adem! Onların isimlerini şunlara haber ver.' İsimlerini onlara haber verince, 'Size, yerin ve göklerin sırlarını biliyorum, açıkladığınızı da gizlediğinizi de biliyorum dememiş miydim,' dedi.
Allah: "Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara bildir." dedi. Adem isimleri onlara bildirince, Allah meleklere: "Göklerin ve yerin gaybını* Ben bilirim; Ben, sizin açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilirim, dememiş miydim?" dedi.
He said: "O Adam, inform them of the description of these," so when he informed them of their descriptions, He said: "Did I not tell you that I know the unseen of heavens and Earth, and that I know what you reveal and what you were hiding"
He said: “O Adam: inform thou them of their names.” And when he had informed them of their names, He said: “Said I not to you that I know the unseen of the heavens and the earth? And I know what you reveal, and what you have concealed.”
He said, ‘Adam, tell them their names. ’ When he had told them their names, He said, ‘Did I not tell you that I know the Unseen of the heavens and the earth, and I know what you make known and what you hide?’
He said, "O Adam, tell them their names." When he told them their names, He said, "Did I not tell you that I know the secrets of the heavens and the earth? I know what you declare, and what you conceal."
He said: "O Adam, inform them of their names," so when he informed them of their names, He said: "Did I not tell you that I know the unseen of the heavens and the earth, and that I know what you reveal and what you are hiding?"
He said, "O Adam, inform them of the descriptions of these." When he informed them of their descriptions, He said, "Did I not tell you that I know the unseen of the heavens and the earth, and that I know what you reveal and what you were hiding?"