Ant olsun doğurana ve doğurduğuna!
- Senin yaşamakta olduğun bu beldeye; doğurana ve doğana yemin olsun ki,
Babaya ve çocuğa (da yemin ederim).
Doğurana ve doğurduğuna da ant olsun.
Ant olsun doğurana ve doğurduğuna!
Ana-babaya* ve evladına bakın da düşünün,
Doğurana ve doğurduğuna!*
ve babaya ve oğula:
Ve doğurana ve doğurduğuna da yemin olsun ki,
Babaya ve doğan çocuğa da.
Ve baba ile çocuğuna ki,
ve (tanıklığa çağırırım) anne babayı ve çocukları:
(1-4) Sen bu beldedeyken bu beldeye (Mekke'ye), babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki, biz insanı bir sıkıntı ve zorluk içinde (olacak ve bunlara göğüs gerecek şekilde) yarattık.
Ve bir validle veledine ki
Ve (and içerim) doğurucuya ve doğurduğuna ki,
Babaya ve doğan çocuğa da.
Babaya da, doğana da (yemin ederim),
Doğurana da, doğurduğuna da andolsun ki;
Anne, baba ve çocuklara,
Hem o değerli baba, hem o değerli evladının hakkı için:
(İnsanı) doğurana ve doğurduğuna (kasem ederim),
Doğurana ve doğurduğuna da andolsun.
Ant olsun doğurana ve doğurduğuna!
And a father and what he begets.
And by the begetter and what he begot!
and by a father and what he fathered,
The begetting and the begotten.
And a father and what he begets.
A father and what he begets.