سورة البلد

90. Beled suresi
Şehir

Rahmeti Bol ve Kesintisiz Olan Allah'ın Adıyla

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

Bismillahir rahmanir rahim.

Hayır! Bu beldeye yemin ederim!

لَٓا اُقْسِمُ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ

La uksimu bi hazel beled.

Senin de içinde yaşadığın beldeye,

وَاَنْتَ حِلٌّ بِهٰذَا الْبَلَدِۙ

Ve ente hıllun bi hazel beled.

Ant olsun doğurana ve doğurduğuna!

وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَۙ

Ve validin ve ma veled.

Biz insanı gerçekten zorluk arasında yarattık.

لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ي كَبَدٍۜ

Lekad halaknel insane fi kebed.

Kendisine hiç kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

اَيَحْسَبُ اَنْ لَنْ يَقْدِرَ عَلَيْهِ اَحَدٌۢ

E yahsebu en len yakdira aleyhi ehad.

"Yığınlarca mal harcadım." diyor.

يَقُولُ اَهْلَكْتُ مَالاً لُبَداًۜ

Yekulu ehlektu malen lubeda.

Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?

اَيَحْسَبُ اَنْ لَمْ يَرَهُٓ اَحَدٌۜ

E yahsebu en lem yerahu ehad.

Ona iki gözü Biz vermedik mi?

اَلَمْ نَجْعَلْ لَهُ عَيْنَيْنِۙ

E lem nec'al lehu ayneyn.

Bir dil ve iki dudak.

وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِۙ

Ve lisanen ve şefeteyn.

Ona iki yol gösterdik.

وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِۚ

Ve hedeynahun necdeyn.

Ne var ki o, sarp yokuşu aşmayı göze alamadı.

فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَۘ

Fe laktehamel akabete.

Bilir misin nedir sarp yokuş?

وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ

Ve ma edrake mel akabeh.

Boynu çözmektir,

فَكُّ رَقَبَةٍۙ

Fekku rekabetin.

Veya darlık ve yoklukta doyurmaktır;

اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ

Ev ıt'amun fi yevmin zi mesgabeh.

Yakınlık sahibi olan yetimi,

يَت۪يماً ذَا مَقْرَبَةٍۙ

Yetimen za makrabeh.

Veya hiçbir şeyi olmayan miskini,

اَوْ مِسْك۪يناً ذَا مَتْرَبَةٍۜ

Ev miskinen za metrabeh.

Sonra birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye eden inananlardan olmaktır.

ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ

Summe kane minellezine amenu ve tevasav bis sabri ve tevasav bil merhame.

İşte onlar, ashab-ı meymenedir.

اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ

Ulaike ashabul meymeneh.

Ayetlerimizi küfredenler ashab-ı meşemedir.

وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِنَا هُمْ اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ

Vellezine keferu bi ayatina hum ashabul meş'emeh.

Onlara, üzerlerine kapıları kapatılmış bir ateş vardır.

عَلَيْهِمْ نَارٌ مُؤْصَدَةٌ

Aleyhim narun mu'sadeh.