Allah, onların bütün yapıp ettiklerini bilir. Ve onlar, rızasına ermiş olanlardan başkasına şefaat edemezler. Onlar, O'na duydukları derin saygıdan titrerler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | yea'lemu | bilir | علم |
2 | ma | olanı | |
3 | beyne | arasında (önlerinde) | بين |
4 | eydihim | ellerinin (önlerinde) | يدي |
5 | ve ma | ve olanı | |
6 | halfehum | arkalarında | خلف |
7 | ve la | ve | |
8 | yeşfeune | şefa'at edemezler | شفع |
9 | illa | başkasına | |
10 | limeni | olduklarından | |
11 | rteda | razı | رضو |
12 | ve hum | ve onlar | |
13 | min | -ndan | |
14 | haşyetihi | O'nun korkusu- | خشي |
15 | muşfikune | titrerler | شفق |
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Allah'ın rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler.
(Allah) onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir.* (Allah'ın) razı olduğundan başkasına şefaat edemezler.* Onlar (Allah'a) saygıları nedeniyle titrerler!
O onların geçmişini ve geleceğini bilir. Onlar O'nun hoşnut olduğu kullarından başkası için şefaat etmezler. Onlar bile O'nun karşısında saygıyla titrerler.*
Allah, onların bütün yapıp ettiklerini bilir. Ve onlar, rızasına ermiş olanlardan başkasına şefaat* edemezler. Onlar, O'na duydukları derin saygıdan titrerler.
Yaptıklarını da geriye bıraktıklarını da O bilir. O'nun razı olduğu kişiden başkası lehine destek veremezler*. Onlar Allah korkusundan titrerler.
Onların yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'nun hoşnutluğunu kazanmış olanlardan başkasına ara buluculuk yapamazlar. Çünkü Onlar, O'nun korkusuyla titrerler.
O, onların bildiklerini de bilmediklerini de bilir. Ki zaten onlar, O'nun hoşnut ve razı olmadığı hiç kimseye şefaat edemezler: zira onlar O'nun yüceliği karşısında derin bir saygıyla titrerler.
O, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Onlar, O'nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat etmezler. Ve onlar O'nun korkusundan titrerler.
O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir; onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.
Allah onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir. Allah'ın razı olacağı kimselerden başkasına şefaat etmezler. Hepsi O'nun korkusundan titrerler.
O, onların gözünün önünde olanları da bilir, onlardan gizli tutulan şeyleri de bilir; bunun içindir ki, onlar, O'nun (zaten) hoşnut olduğu insanların dışında kimseye yan çıkıp kayıramazlar; çünkü (herkesten önce) onların kendileri O'nun korkusuyla titrerler.
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar, O'nun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi O'nun korkusuyla titrerler.
O onların önlerindekini arkalarındakini bilir ve onlar onun rıza verdiği kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi onun haşyetinden titrerler
(Allah) Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. (Allah'ın) razı olduğundan başkasına şefa'at edemezler ve onlar, O'nun korkusundan titrerler.
O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir onlar şefaat etmezler (kendisinden) hoşnut olunandan başka. Ve onlar, O'nun haşmetinden içleri titremekte olanlardır.
Önlerindekini de, arkalarındakini de O bilir. Bunlar, Onun rızasına ermiş olandan başka kimseye şefaat etmezler. Bunlar Onun korkusundan titreyenlerdir.
O, onların önlerindekilerini de bilir, arkalarındakini de bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler ve O'nun korkusundan titrerler.
Allah, onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. Allah'ın razı olduğu kimseden başkasına şefaat edemezler. O'nun korkusundan tir tir titrerler.
O onların yaptıklarını da yapacaklarını da, açıkladıklarını da gizlediklerini de bilir. Onlar, sadece O'nun razı olduğu kimse hakkında şefaat ederler. O'na duydukları tazimden ötürü çekinir, titrerler.
Onların önlerindekini de, arkalarındakini de bilir.. . Onlar, ancak rızasını kazanmış kişilere şefaat ederler. . . Onlar, O'nun haşyetinden titrerler.
O onların geçmişini ve geleceğini bilir. Onlar O'nun hoşnut olduğu kullarından başkası için şefaat etmezler. Onlar bile O'nun karşısında saygıyla titrerler.
Allah, onların bütün yapıp ettiklerini bilir. Ve onlar, rızasına ermiş olanlardan başkasına şefaat* edemezler. Onlar, O'na duydukları derin saygıdan titrerler.
He knows their present and their future, and they cannot intercede unless it is for those whom He is pleased with. And they stand in awe and reverence of Him.
He knows what is before them, and what following them, and they intercede not save for him with whom He is pleased; and they are from fear of Him in dread.
He knows what is in front of them and what is behind them. They only intercede on behalf of those with whom He is pleased, and even they are apprehensive out of fear of Him.
He knows their future and their past. They do not intercede, except for those already accepted by Him, and they are worried about their own necks.,
He knows their present and their future, and they cannot intercede unless it is for those whom He is pleased with. And, from His concern, they are worried.
He knows their present and their future, and they cannot intercede unless it is for those whom He is pleased with. They stand in awe and reverence of Him.