Allah, iki topluluktan birinin sizin olacağını vaat ediyordu. Siz ise kuvveti bulunmayanı istiyordunuz. Oysa Allah da kelimeleriyle Hakk'ı gerçekleştirmek ve Kafirlerin kökünün kesilmesini istiyordu.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iz | o zaman | |
2 | yeidukumu | size va'dediyordu | وعد |
3 | llahu | Allah | |
4 | ihda | birinin | احد |
5 | t-taifeteyni | iki topluluktan | طوف |
6 | enneha | muhakkak | |
7 | lekum | sizin olduğunu | |
8 | ve teve ddune | siz de istiyordunuz | ودد |
9 | enne | gerçekten | |
10 | gayra | غير | |
11 | zati | hali | |
12 | ş-şevketi | kuvvetsiz olanın | شوك |
13 | tekunu | olmasını | كون |
14 | lekum | sizin | |
15 | veyuridu | oysa istiyordu | رود |
16 | llahu | Allah | |
17 | en | ||
18 | yuhikka | gerçekleştirmek | حقق |
19 | l-hakka | hakkı | حقق |
20 | bikelimatihi | sözleriyle | كلم |
21 | ve yektaa | ve kesmek | قطع |
22 | dabira | ardını | دبر |
23 | l-kafirine | kafirlerin | كفر |
Hatırlayınız ki, Allah size iki gruptan/kervan veya Kureyş ordusundan birinin sizin olduğunu vaad ediyordu.Siz de kuvvetsiz olanın kervanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve Kureyş ordusunu yok ederek kafirlerin ardını kesmek istiyordu.
Hani Allah size, iki gruptan (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de güçsüz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. (Oysa) Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
ALLAH iki gruptan birisini size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmeyi diliyor.
Allah, iki topluluktan birinin sizin olacağını vaat ediyordu. Siz ise kuvveti bulunmayanı istiyordunuz. Oysa Allah da kelimeleriyle Hakk'ı gerçekleştirmek ve Kafirlerin kökünün kesilmesini istiyordu.
Allah, o iki topluluktan birinin sizin olacağına söz vermişti. Siz, güçsüz olanına hevesleniyordunuz. Allah ise verdiği sözler sebebiyle gerçeği ortaya çıkarmak ve o kafirlerin arkasını kesmek istiyordu.
Allah, iki topluluktan birinin sizin olacağı sözünü size vermişti. Zaten siz, güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle gerçeğin gerçekleşmesini ve nankörlük edenlerin arkasının kesilmesini istiyordu.
Hani Allah, iki topluluktan birinin sizin elinize geçeceğine ilişkin vaadde bulunmuştu; siz ise korumasız olanın elinize düşmesini istiyordunuz. Ne ki Allah'ın muradı, kelamı aracılığıyla hakkı gerçekleştirmek ve kafirlerin kökünü kurutmaktı;
O sırada Allah, iki gruptan birinin kesinlikle sizin olacağını vaat ediyordu. Ve siz, güçsüz ve silahsız olanın size düşmesini arzu ediyordunuz. Allah ise hakkı kendi kelimeleriyle tam bir biçimde ortaya koymayı ve küfre batmışların ardını, arkasını kesmeyi istiyordu.
Hani Allah, iki topluluktan birinin muhakkak sizin olacağını size vadetmişti; siz de güçsüz olanın sizin olmasını istemekteydiniz. Oysa Allah, sözleriyle hakkın gerçekleşmesini sağlamak ve küfre sapanların arkasını kesmek (kökünü kurutmak) istiyordu.
Ve o zaman Allah, size iki topluluktan birini va'd ediyordu ki, sizin olsun! Siz ise arzu ediyordunuz ki güçsüz olan sizin olsun! Oysa Allah sözleriyle gerçeği ortaya çıkarmak ve kafirlerin arkasını kesmek istiyordu.
İmdi, (hatırlayın) Allah, (bu) iki (düşman) topluluğundan birinin sizin elinize düşeceği konusunda size söz vermişti; sizlerse güçsüz olanın elinize düşmesini arzu ediyordunuz; oysa Allahın muradı, sözleriyle tam bir uyum içinde, hakkın hak olduğunu göstermek ve hakkı inkar edenlerin son kalıntılarını da silip atmak yönündeydi.
Hani Allah size iki taifeden birini, o sizindir diye va'dediyordu. Siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı meydana çıkarmak ve kafirlerin ardını kesmek istiyordu.
Ve o vakıt Allah, size iki taifenin birini va'dediyordu ki sizin olsun, siz, ise arzu ediyordunuz ki şekvetsiz olan sizin olsun, halbuki Allah, kelimatiyle hakkı ihkak etmek ve kafirlerin arkasını kesmek dileyordu
Allah size, iki topluluktan birinin sizin olduğunu va'dediyordu; siz de kuvvetsiz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (kuvvetli olan takımı yok ederek) kafirlerin ardını kesmek istiyordu.
Hani Tanrı iki topluluktan birinin mutlaka sizin olacağını vadetmişti; siz de güçsüz olanın sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Tanrı, sözleriyle hakkın ve kafirlerin arkasını kesmek (kökünü kurutmak) istiyordu.
Hani Allah size iki taaifeden birinin muhakkak sizin olduğunu va'dediyordu, siz ise kuvvetli ve silahı bulunmayanın kendinizin olmasını arzu ediyordunuz. Allah da emirleriyle hakkı açığa vurmayı, kafirlerin arkasını kesmeyi irade buyuruyordu.
Hani Allah; iki taifeden birini size vaadediyordu. Siz ise, kuvvetli bulunmayanın sizin olmasını arzu ediyordunuz. Allah ta istiyordu ki; sözleriyle hakkı gerçekleştirsin ve kafirlerin kökünü kessin.
Allah, iki gruptan birinin sizin olacağını vaat etmişti. Siz güçsüz ve silahsız olanın sizin olmasını arzu ediyordunuz. Oysa Allah, emirleriyle hakkın gerçekleşmesini ve kafirlerin gücünün arkasını kesmek istiyordu.
(7-8) Allah iki topluluktan birine sizi galip kılacağını vad ettiğinde siz silahsız olan topluluğun (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah ise, emirleriyle hakkı üstün kılmak ve şirkin kuvvetini yok ederek kafirlerin ardını kesmek istiyordu ki, o suçlu müşrik güruhu hoşlanmasa da, hak olan İslam'ı yüceltsin, batıl olan şirki de ortadan kaldırsın.
Hani Allah size iki gruptan (Kureyş ordusu veya kervandan) birinin sizin olacağını vadediyordu.. . Silah sahibi olmayanın (kervanın) sizin olmasını arzu ediyordunuz (kısa vadeli kazanca, getirisi kolay olana bakıyordunuz, halbuki uzun vadede size zarar verecekti bu isteğiniz). . . Allah da uyarılarıyla Hakk'ı gerçekleştirmek ve hakikat bilgisini inkar edenlerin ardını kesmeyi diliyordu.
ALLAH iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.
Allah, iki topluluktan birinin sizin olacağını vaat ediyordu. Siz ise kuvveti bulunmayanı istiyordunuz. Oysa Allah da kelimeleriyle Hakk'ı gerçekleştirmek ve gerçeği yalanlayan nankörlerin kökünün kesilmesini istiyordu.
And God promises you that one of the two parties will be defeated by you; and you wish that the one least armed be the one. But God wishes that the truth be manifest with His words, and that He eliminates the remnant of the rejecters.
And when God promised you one of the two groups, that it would be yours, and you wished that the unarmed one might be yours (but God willed to establish the truth by His words, and to cut off the root of the false claimers of guidance,
When Allah promised you that one of the two parties would be yours and you would have liked it to have been the unarmed one, whereas Allah desired to verify the Truth by His words and to cut off the last remnant of the kafirun.
Recall that GOD promised you victory over a certain group, but you still wanted to face the weaker group. It was GOD's plan to establish the truth with His words, and to defeat the disbelievers.
And God promises you that one of the two parties will be defeated by you; and you wish that the one least armed be the one. But God wishes that the truth be manifest with His words, and that He eliminates the remnant of the rejecters.
God promises you that one of the two parties will be defeated by you; yet you wish that the one least armed be the one. But God wishes that the truth be manifest with His words, and that He eliminates the remnant of the ingrates.