Hayır, hayır! Yer, paramparça olup dağıldığı zaman,
- Hayır! Yeryüzü ardı ardına sarsılıp paramparça olduğunda, Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiğinde,
(21, 22) Hayır! Yer şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı, melekler sıra sıra (dururken) Rabbin(in emri) geldiği zaman (haliniz nasıl olacak?)
Doğrusu, yer çarpılıp paralandığı zaman,
Hayır, hayır! Yer, paramparça olup dağıldığı zaman,
Hayır, hayır… Yeryüzü dümdüz edilince…
Hayır, asla! Yeryüzü art arda sarsılıp, paramparça olduğunda.
Yoo, öyle yapmayın!Yeryüzü art arda sürekli bir sarsılışla sarsılıp dümdüz olduğu zaman,
İş böyle gitmeyecektir! Yer birbirine çarpılıp dümdüz hale getirildiğinde,
Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın olduğu,
Hayır, hayır, yer üst üste sarsıntılarla düzlendiği zaman,
Peki, (Hesap Günü nasıl davranacaksınız,) yeryüzü ardarda sarsılıp paramparça olduğunda,
Hayır, yeryüzü (kıyamet sarsıntısıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,
Hayır hayır, Arz "dekken dekka" düzlendiği
Hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz edildiği zaman,
Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın olduğu,
Hakkaa ki yer (zelzeleyle) parça parça dağıtıldığı zaman,
Ama yer; parça parça dağıtıldığında.
-Hayır, Yer paramparça olduğu zaman,
Hayır! Bu yaptıklarınız kesinlikle yanlış! Dünya sarsılıp parça parça döküldüğü zaman,
Hayır, (böyle yapmayın)! Arz (beden sarsılıp), darmadağın edildiğinde,
Doğrusu, yer çarpılıp paralandığı zaman,
Hayır, hayır! Yer, paramparça olup dağıldığı zaman,
No, when the Earth is pounded into rubble.
No, indeed! When the earth is ground to powder,
No indeed! When the earth is crushed and ground to dust
Indeed, when the earth is crushed, utterly crushed.
Alas, when the earth is pounded into rubble.
No, when the earth is pounded into rubble.