Ve iki denizi serbest bırakan O'dur; biri lezzetli ve tatlı, diğeri tuzlu ve acı. Aralarına bir perde koydu. Birbirlerine karışmalarını engelledi.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve huve | ve O | |
2 | llezi | ||
3 | merace | birbirine salmıştır | مرج |
4 | l-behrayni | iki denizi | بحر |
5 | haza | bu | |
6 | azbun | tatlı | عذب |
7 | furatun | susuzluğu giderici | فرت |
8 | ve haza | ve bu | |
9 | milhun | tuzlu | ملح |
10 | ucacun | ve acıdır | اجج |
11 | ve ceale | ve koymuştur | جعل |
12 | beynehuma | ikisinin arasına | بين |
13 | berzehen | bir engel | |
14 | ve hicran | ve bir perde | حجر |
15 | mehcuran | kavuşmalarına engel | حجر |
Birinin suyu tatlı ve serinletici, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip, aralarında da karışmalarını önleyen bir perde koyan, Allah'tır.
Biri tatlı ve susuzluk giderici, diğeri tuzlu ve acı olan iki denizi salan da aralarına bir engel, yani karışmalarını engelleyen bir perde koyan da O'dur.
O, iki denizi salmıştır; bu taze ve tatlıdır, şu tuzlu ve acıdır. Her ikisinin arasına, karışmalarını engelleyen sağlam bir engel koymuştur.
Ve iki denizi serbest bırakan O'dur; biri lezzetli ve tatlı, diğeri tuzlu ve acı. Aralarına bir perde koydu. Birbirlerine karışmalarını engelledi.
İki denizi birbirine salan odur. Biri tatlı ve lezzetli, öbürü tuzlu ve acıdır. Aralarına da bir engel, aşılmaz bir sınır koymuştur.
O, iki denizi de birbirine salmıştır. İşte bu, lezzeti tatlı; işte şu da tuzlu acıdır. İkisinin arasına da bir engel; karışmalarını önleyen bir perde koymuştur.
Hem iki denizi birbirine salan, hem de biri tatlı-susuzluğu giderici ve diğeri tuzlu-acı olduğu halde bu ikisi arasına karışmalarını önleyici (görünmez) bir perde ve aşılmaz bir engel koyan yine O'dur.
İki denizi birbiri üstüne salan O'dur. Bu, tatlı ve yürek ferahlatıcı; şu, tuzlu ve acı. Ve ikisinin arasında bir berzah, geçişi engelleyen bir perde koymuştur.
İki denizi (birbirine) salıp katan O'dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur.
İki denizi birbirine salıveren O'dur. Şu tatlı, yürek tazeler, şu da tuzlu, çorak; aralarına da bir berzah (dil) ve bir hicri mehcür (kıstak) koymuştur.
İki büyük su kütlesini -ki bunlardan biri tatlı ve susuzluğu giderici, diğeri tuzlu ve acıdır- birbirine salıveren ve ikisinin arasına bir engel, karışmalarını önleyen bir perde koyan O'dur.
O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
O odur ki iki deryayı birbirine salmış: şu tatlı, yürek tazeler, şu tuzlu çorak, aralarına da bir berzah ve bir "hıcri mahcur" koymuştur
O, iki denizi birbirine salmıştır. Bu tatlı, susuzluğu giderici; bu tuzlu ve acıdır. Ve ikisinin arasına birbirine kavuşmalarına engel olan bir perde koymuştur (hiç birbirine kavuşmazlar).
İki denizi (birbirine) salıp katan O'dur; bu, tatlı, susuzluğu giderici, bu da tuzlu ve acıdır. İkisinin arasında (birbirlerine karışmalarını önleyen) bir engel (berzah) ve aşılmayan bir sınır koymuştur.
O, iki denizi (birbirine) salıb katandır. Şu tatlı ve susuzluğu gidericidir. Bu ise tuzlu ve acıdır. (Allah) aralarına bir perde, (ihtilafları) memnu olmak üzere bir sınır koymuşdur.
Ve O'dur; iki denizi salıp katan. Şu tatlı ve susuzluğu giderici, bu ise tuzlu ve acıdır. İkisinin arasına bir engel ve aşılamayan bir sınır koymuştur.
Birinin suyu tatlı ve iç açıcı, ötekinin ki tuzlu olan iki denizi birbirine katan O'dur. İkisinin arasına bir engel, aşılmayan bir sınır koymuştur.
Biri tatlı, susuzluğu giderici, öbürü tuzlu ve acı iki denizi salıveren, birbirine karışmadan akıtan; fakat aralarına bir engel, aşılmaz bir sınır koyan O'dur.
"HU" ki.. . İki deryayı (şuur ve bilinç - beden) birbirine salan; biri tatlı mı tatlı bir su (orijin benlik - insani mana), diğeri ise tuzlu ve acıdır (kendini hayvani beden kabullenmiş oluşmuş benlik - bilinç)! Bu ikisinin arasında da bir berzah (engel, perde); hicri mehcur (zıddıyet - düşmanlık); bir engel oluşturdu ('Birbirinize düşman olarak inin' ayetini hatırlayalım. A. H. )!
O, iki denizi salmıştır; bu taze ve tatlıdır, şu tuzlu ve acıdır. Her ikisinin arasına, karışmalarını engelleyen sağlam bir engel koymuştur.
Ve iki denizi serbest bırakan O'dur; biri lezzetli ve tatlı, diğeri tuzlu ve acı. Aralarına bir perde koydu. Birbirlerine karışmalarını engelledi.
And He is the One who merges the two bodies of water. This is fresh and palatable and this is salty and bitter. And He made between them a partition and an inviolable barrier.
And He it is that loosed the two seas: the one fresh and sweet, and the other salty and bitter, and made between them a barrier, and a complete partition.
It is He who has unloosed both seas – the one sweet and refreshing, the other salty and bitter – and put a dividing line between them, an uncrossable barrier.
He is the One who merges the two seas; one is fresh and palatable, while the other is salty and undrinkable. And He separated them with a formidable, inviolable barrier (evaporation).
AndHe is the One who merges the two seas; this is fresh and palatable and this is salty and bitter. And He made between them a partition and an inviolable enclosure.
He is the One who merges the two bodies of water. This is fresh and palatable and this is salty and bitter. He made between them a partition and an inviolable barrier.