"Ey halkım! İşte şu Allah'ın dişi devesi, sizin için bir ayettir. Bırakın onu, Allah'ın arzında otlasın. Kötü bir amaçla ona yaklaşmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve ya kavmi | kavmim | قوم |
2 | hazihi | şu | |
3 | nakatu | dişi devesi | نوق |
4 | llahi | Allah'ın | |
5 | lekum | sizin için | |
6 | ayeten | bir mucizedir | ايي |
7 | fezeruha | onu bırakın | وذر |
8 | te'kul | otlasın | اكل |
9 | fi | ||
10 | erdi | toprağında | ارض |
11 | llahi | Allah'ın | |
12 | ve la | ||
13 | temessuha | ona dokundurmayın | مسس |
14 | bisu'in | bir kötülük | سوا |
15 | feye'huzekum | yoksa sizi yakalar | اخذ |
16 | azabun | bir azap | عذب |
17 | karibun | yakın | قرب |
"Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın devesi. Onu bırakın, Allah'ın mülkünde yesin. Ona kötülük etmeyiniz; sonra sizi yakın bir azap yakalar."
Ey kavmim! İşte Allah'ın şu devesi sizin için bir delildir. Onu bırakın da Allah'ın (yarattığı bu) toprakta yesin (otlasın). Ona hiçbir kötülük etmeyin! Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
"Ey halkım, ALLAH'ın bu devesi sizin için bir ayettir. ALLAH'ın toprağında bırakın otlansın. Ona kötülük dokundurmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
"Ey halkım! İşte şu Allah'ın dişi devesi, sizin için bir ayettir. Bırakın onu, Allah'ın arzında otlasın. Kötü bir amaçla ona yaklaşmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
Ey halkım! Bu, Allah'ın dişi devesidir; sizin için bir belge… Bırakın Allah'ın toprağında otlasın. Ona kötü niyetle dokunmayın yoksa fazla sürmez, azaba çarpılırsınız."
"Ey toplumum! Allah'ın şu dişi devesi, sizin için bir göstergedir. Artık, onu bırakın; Allah'ın toprağında otlasın. Ona, bir kötülük yapmayın; yoksa yakın bir ceza sizi yakalar!"
"İmdi ey kavmim! Allah'a ait olan bu dişi deve sizin için bir sembol kılınmıştır. O halde bırakın da Allah'ın arzında otlasın! Sakın ona kötülük yapayım demeyin! Sonra ani bir azaba çarptırılırsınız."
"Ey toplumum! İşte şu size, Allah'ın bir mucize olan devesi. Rahat bırakın onu. Allah'ın toprağında karnını doyursun. Bir kötülük dokundurmayın ona. Yoksa sizi çok yakın bir azap yakalayıverir."
"Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Allah'ın devesi; onu serbest bırakın, Allah'ın arzında yesin. Ona kötülük (vermek niyeti)yle dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azab sarıverir."
Ey kavmim, işte şu Allah'ın dişi devesi size bir mucizedir; bırakın onu, Allah'ın toprağında yayılsın ve ona kötü bir maksatla el sürmeyin. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar!" dedi.
Ve "Ey kavmim!" diye, devam etti, "Bu, Allah'a ait olan dişi deve sizin için bir işaret olacaktır; bunun için, onu bırakın Allah'ın arzında otlasın; ona bir kötülük yapmayın, yoksa beklenmedik bir azaba duçar olursunuz!"
"Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın dişi bir devesi. Bırakın onu, Allah'ın arzında yayılıp otlasın. Ona kötülük dokundurmayın, yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
Hem ey kavmim, işte şu: "Allahın nakasi" size ayet, bırakın onu Allahın Arzında yayılsın, ve ona kötü bir maksatla el sürmeyin, sonra sizi yakın bir azab yakalar
"Ey kavmim, işte şu, Allah'ın devesi, size bir mu'cizedir. Bırakın onu, Allah'ın arzında yesin, ona bir kötülük dokundurmayın, yoksa sizi yakın bir azab yakalar!"
"Ey kavmim, size işte bir ayet olarak Tanrı'nın devesi; onu serbest bırakın, Tanrı'nın arzında yesin. Ona kötülük (etmek niyetiy)le dokunmayın. Yoksa sizi yakın bir azab sarıverir."
"Ey kavmim, işte size bir ayet (bir mu'cize) olmak üzere Allahın şu dişi devesi! Artık onu (serbest) bırakın. Allahın arzında yesin. Ona fenalık edib dokunmayın. Binnetice sizi yakın bir azab yakalar".
Ey kavmim; bu, size bir ayet olarak Allah'ın yarattığı dişi devedir, bırakın onu da Allah'ın toprağında otlasın. Ona kötü maksadla dokunmayın. Yoksa siz, pek yakın bir azaba uğrarsınız.
-Ey halkım, Bu, size açık bir belge olarak Allah'ın devesidir. Onu bırakın, Allah'ın arzında yayılsın. Ona kötülük etmeyin; yoksa sizi çok yakında bir azap çarpar.
(63-64) Salih: "Ey benim halkım!" dedi, "Şimdi söyleyin bakayım: Şayet ben Rabbimden gelen kesin delile dayanıyorsam ve O bana tarafından bir nübüvvet lütfetmişse? Peki bu durumda ben kalkıp Allah'a isyan edersem, O'nun cezasından kim beni kurtarabilir? Sizin bana hiçbir faydanız olamaz, olsa olsa ziyanımı artırırsınız. Hem Ey halkım! İşte size mucize olarak Allah'ın devesi! Bırakın onu Allah'ın mülkünde yayılsın, yesin içsin. Sakın kötü bir maksatla ona el sürmeyin, yoksa çok geçmez sizi bir azap kıstırıverir."
"Ey kavmim! İşte size bir işaret, Allah'ın (kendi halinde) dişi devesi.. . Onu bırakın Allah arzında yesin. . . Ona kötü amaçla dokunmayın. . . Yoksa yakın bir azap sizi yakalar. "
'Ey halkım, ALLAH'ın bu devesi sizin için bir ayettir. ALLAH'ın toprağında bırakın otlansın. Ona kötülük dokundurmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar.'
"Ey halkım! İşte şu Allah'ın dişi devesi, sizin için bir ayettir. Bırakın onu, Allah'ın arzında otlasın. Kötü bir amaçla ona yaklaşmayın. Yoksa sizi yakın bir azap yakalar."
"And my people, this is God's camel, in her you have a sign. So leave her to eat from the land freely, and do not harm her, or else a close retribution will take you."
And: “O my people: this is the she-camel of God: to you a proof. So leave her to feed in God’s earth, and touch her not with evil lest a near punishment seize you.”
My people! Here is the she-camel of Allah as a Sign for you. So leave her alone to eat on Allah’s earth and do not inflict any harm on her or you will be overcome by an imminent punishment.’
"O my people, this is GOD's camel to serve as a proof for you. You shall let her eat from GOD's earth, and do not touch her with any harm, lest you incur an immediate retribution."
"And O my people, this is the camel of God, in her you have a sign. So leave her to eat from God's earth freely, and do not harm her, or else a close retribution will take you."
"My people, this is God's camel, in her you have a sign. So leave her to eat from God's land freely, and do not harm her, or else a close retribution will take you."