İnsanlara, doğru yola ileten rehber gelince, onları iman etmekten alıkoyan şey, "Allah, ölümlü bir beşeri mi resul gönderdi?" şeklindeki anlayışlarıdır.
Zaten, kendilerine hidayet rehberi geldiğinde, insanların buna inanmalarını sırf, "Allah, peygamber olarak bir beşer mi gönderdi?" demeleri engellemiştir.
Kendilerine rehber geldiğinde insanları iman etmekten alıkoyan şey, "Allah elçi olarak bir insanı mı gönderdi" demelerinden başka bir şey değildir.*
Kendilerine hidayet geldiğinde, halk: "ALLAH bir insanı mı elçi olarak gönderdi" diyerek onaylamadı.
İnsanlara, doğru yola ileten rehber gelince, onları iman etmekten alıkoyan şey, "Allah, ölümlü bir beşeri mi resul gönderdi?" şeklindeki anlayışlarıdır.
Kendilerine doğru yolu gösteren kişi gelince bu insanları inanmaktan alıkoyan şu sözleridir: "Allah elçi olarak bir adamı (beşer) mı gönderdi?"
İnsanlara yol gösteren geldiğinde, onları inanmaktan alıkoyan, "Allah, elçi olarak, bir insanoğlunu mu gönderdi?" demelerinden başka bir şey değildir.
İşte, kendilerine doğru yol bilgisi geldiği zaman insanları ona inanmaktan alıkoyan şey, sadece şöyle akıl yürütmeleriydi: "Ne yani, şimdi Allah fani bir insanı mı elçi olarak gönderdi?"
Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı: "Allah, bir insan mı resul gönderdi?"
Kendilerine hidayet geldiği zaman, insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Allah, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.
Kendilerine doğru yolu gösteren rehber geldiğinde insanların iman etmelerine ancak şöyle demeleri engel oldu: "Allah bir insanı mı peygamber gönderdi?"
(İşte bunun gibi,) insanlara (bir peygamber eliyle) doğru yol bilgisi geldiği zaman onları (ona) inanmaktan alıkoyan, onların: "Allah ölümlü bir insanı mı elçi olarak gönderdi?" diye itiraz etmelerinden başka bir şey değildir.
İnsanlara hidayet (Kur'an) geldikten sonra onların iman etmelerine ancak, "Allah, bir beşeri mi peygamber olarak gönderdi?" demeleri engel olmuştur.
Kendilerine doğru yolu gösteren hidayetci geldiğinde nasın iyman etmelerine ancak şöyle demeleri mani' oldu: Allah bir beşeri mi Resul gönderdi?
Zaten kendilerine hidayet geldiği zaman insanları doğru yola gelmekten alıkoyan şey, hep: "Allah, bir insanı elçi mi gönderdi?" demeleridir.
Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan alıkoyan şey, onların: "Tanrı, elçi olarak bir beşeri mi gönderdi?" demelerinden başkası değildir.
İnsanların — kendilerine hidayet (rehberi) geldiği zaman iman etmelerini "Allah bir beşeri mi peygamber gönderdi?" demelerinden başka bir şey men' etmedi.
Onlara hidayet geldiği zaman; insanları inanmaktan alıkoyan, sadece: Allah peygamber olarak bir beşeri mi göndermiştir? demeleridir.
İnsanlara kılavuz geldiği halde, onların inanmasına "Allah elçi olarak bir insan mı gönderdi?" demeleri engel olmaktadır.
Zaten, insanların ekserisinin, kendilerine hidayet geldiği halde iman etmemelerinin başlıca sebebi: "Allah bula bula bir insan mı seçip halka elçi gönderdi?" demeleridir.
Kendilerine hakikat geldiğinde, insanların iman etmelerine mani olan: "Allah, rasul bir beşer ba's etti!" demeleridir.
Kendilerine hidayet geldiğinde, halk: 'ALLAH bir insanı mı elçi olarak gönderdi,' diyerek inanmadı
İnsanlara, doğru yola ileten rehber gelince, onları iman etmekten alıkoyan şey, "Allah, ölümlü bir beşeri mi rasul gönderdi?" diye düşünmeleridir.
And what stopped the people from believing when the guidance came to them, except that they said: "Has God sent a human messenger"
And there prevented men from believing when the guidance came to them only that they said: “Has God raised up a mortal as messenger?”
Nothing prevents people from having iman when guidance comes to them but the fact that they say, ‘Has Allah sent a human being as Messenger?’
What prevented the people from believing when the guidance came to them is their saying, "Did GOD send a human being as a messenger?"
And what stopped the people from believing when the guidance came to them, except that they said: "Has God sent a human messenger?"
Nothing stopped the people from acknowledging when the guidance came to them, except they said, "Has God sent a human messenger?"