Ve o kendisi ile birlikte olanlara salatı ve zekatı buyuruyordu. Ve o Rabb'inin yanında kendisinden hoşnut olunmuşlardandı.
Ailesine/halkına namazı ve zekatı emrederdi. Rabbi katında da hoşnutluk kazanmış bir kimse idi.
Ayrıca o, ailesine (halkına) salâtı (namazı) ve zekâtı emrederdi. Rabbi katında da hoşnutluk kazanmış biriydi.
Ailesine salatı gözetmeyi ve zekatı vermeyi emrederdi. Efendisi tarafından beğenilmişti.
Ve o kendisi ile birlikte olanlara salatı ve zekatı buyuruyordu. Ve o Rabb'inin yanında kendisinden hoşnut olunmuşlardandı.
Ailesine namazı ve zekatı emreder ve Rabbinin katında beğenilirdi.
Ailesine, namazı ve zekatı öğütlerdi. Efendisinin katında hoşnutluk kazanmıştı.
Ve yakınlarına Allah davasına destek vermeyi ve arınmak için ödenmesi gereken bedeli ödemeyi emrederdi; ve o da Rabbi katında hatırı sayılan biriydi.
Ailesine namazı, zekatı emrederdi. Rabbi katında hoşnutluk kazanmış bir kişiydi.
Halkına, namazı ve zekatı emrediyordu ve o, Rabbi katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.
Ailesine namaz ve zekat emrederdi ve Rabbi katında hoşnutluğa ermişti.
Ve halkına salatı ve zekatı emrederdi; ve o da Rabbinin katında hoşnutluk kazanmıştı.
Ailesine namaz ve zekatı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.
Ve hanedanına namaz ve zekat ile emrederdi ve rabbının ındinde merdıyy idi
Halkına namaz kılmayı, zekat vermeyi emrederdi. Rabbi yanında beğenilmişti.
Ehline, namazı ve zekatı buyuruyordu ve o, rabbi katında kendisinden razı olunan (bir insan)dı.
Kavmine namaz (kılmayı), zekat (vermeyi) emr ederdi. Rabbi nezdinde rızaya ermişdi o.
Kavmine namaz kılmalarını, zekat vermelerini emrederdi. Rabbının katında hoşnudluğu ermişti.
Ailesine namazı ve zekatı emrederdi. Rabbinin yanında kendisinden hoşnut olunan birisiydi.
Halkına namazı ve zekatı tavsiye ederdi. Rabbinin razı olduğu biri idi.
Ailesine salatı yaşamayı ve safiyeti emrederdi. Rabbinin indinde mardiye (şuurunda - tecelli-i sıfat) idi.
Ailesine namazı gözetmeyi ve zekatı vermeyi emrederdi. Rabbi tarafından beğenilmişti.
Ve o kendisi ile birlikte olanlara salatı ve zekatı buyuruyordu. Ve o Rabb'inin yanında kendisinden hoşnut olunmuşlardandı.
And he used to instruct his family with the contact-method and towards betterment, and his Lord was pleased with him.
He enjoined upon his people the duty and the purity, and was pleasing in the sight of his Lord.
He used to command his people to do salat and give zakat and he was pleasing to his Lord.
He used to enjoin his family to observe the Contact Prayers (Salat) and the obligatory charity (Zakat); he was acceptable to his Lord.
And he used to instruct his family to the contact prayer and purification, and his Lord was pleased with him.
He used to instruct his family with the contact prayer and towards betterment, and his Lord was pleased with him.