Erhan Aktaş - Kerim Kur'an

Resulleri kendilerine kanıt içeren açıklayıcı bilgilerle geldiği zaman, sahip oldukları bilgiye güvenerek şımardılar ve kendisi ile alay ettikleri şey onları kuşattı.

فَلَمَّا جَٓاءَتْهُمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَرِحُوا بِمَا عِنْدَهُمْ مِنَ الْعِلْمِ وَحَاقَ بِهِمْ مَا كَانُوا بِه۪ يَسْتَهْزِؤُ۫نَ
Fe lemma caethum rusuluhum bil beyyinati ferihu bima indehum minel ilmi ve haka bihim ma kanu bihi yestehziun.
#kelimeanlamkök
1felemmane zaman ki
2ca'ethumonlara gelinceجيا
3rusuluhumelçileriرسل
4bil-beyyinatiaçık kanıtlarlaبين
5ferihusevindilerفرح
6bimaile
7indehumyanlarında bulunanعند
8mine-den
9l-ilmibilgi-علم
10ve hakasonunda kuşatıverdiحيق
11bihimkendilerini
12maşey
13kanuolduklarıكون
14bihionunla
15yestehziunealay ediyor(lar)هزا
  • Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an Meali

    Peygamberleri onlara apaçık deliller getirdiklerinde, kendi bildikleri ile şımarmışlar ve alay ettikleri azap kendilerini çepeçevre kuşatmıştı.

  • Mehmet Okuyan Kur’an Meal-Tefsir

    Elçileri onlara apaçık bilgiler getirince, onlar kendilerinde bulunan (eksik) bilgiye güvenmişlerdi. (Buna karşılık) alay ettikleri şey kendilerini kuşatacaktır.

  • Edip Yüksel Mesaj: Kuran Çevirisi

    Elçileri apaçık kanıtlarla kendilerine vardıklarında, yanlarındaki bilgiyle gururlandılar. Alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.

  • Erhan Aktaş Kerim Kur'an

    Resulleri kendilerine kanıt içeren açıklayıcı bilgilerle geldiği zaman, sahip oldukları bilgiye güvenerek şımardılar ve kendisi ile alay ettikleri şey onları kuşattı.

  • Süleymaniye Vakfı Süleymaniye Vakfı Meali

    Elçileri onlara o açık belgelerle(mucizelerle) gelince, kendilerindeki bilgiyle(din diye bildikleriyle) avundular. Hafife aldıkları şey başlarına geliverdi.

  • Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim Gerçek

    Elçiler onlara açık kanıtlar getirdikleri zaman, yanlarında bulunan bilgiden dolayı büyüklük tasladılar. Ve alay ettikleri şey, onları kuşattı.

  • Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’an

    Çünkü onlara elçileri hakikatin apaçık delilleriyle geldiğinde, elde tuttukları bir parça bilgiye güvenip küstahça şımardılar: sonunda alay ede geldikleri gerçek kendilerini çepeçevre kuşattı.

  • Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim Meali

    Resulleri onlara açık seçik beyyineler getirdiklerinde, onlar yanlarındaki bilgiyle sevinip övündüler. Ve alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıverdi.

  • Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı

    Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman, onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.

  • Elmalılı (sadeleştirilmiş)

    Çünkü onlara peygamberleri açık delillerle geldiği zaman, kendilerinde bulunan ilme güvendiler de alay ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi.

  • Muhammed Esed Kur'an Mesajı

    Çünkü elçileri onlara, hakikatin bütün kanıtlarıyla geldiklerinde, (halen) sahip oldukları bilgiye yaslanarak küstahça böbürlendiler ve (böylece / sonunda,) küçümsedikleri şey tarafından sarılıp kuşatıldılar.

  • Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe Meali

    Peygamberleri onlara apaçık deliller getirince, sahip oldukları bilgi ile şımardılar (ve onları alaya aldılar). Sonunda alaya almakta oldukları şey kendilerini sarıverdi.

  • Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Çünkü onlara Peygamberleri beyyinelerle geldikleri vakıt kendilerinde bulunan ılme güvendiler de o istihza ettikleri şey kendilerini kuşatıverdi

  • Süleyman Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali

    Elçileri onlara açık kanıtlar getirince, yanlarında bulunan bilgi ile sevin(ip övün)düler (peygamberlerin getirdikleri bilgiye değer vermediler, onlarla alay ettiler). Sonunda alay edegeldikleri şey, kendilerini kuşatıverdi.

  • Gültekin Onan

    Resulleri kendilerine apaçık belgeler getirdiği zaman onlar, yanlarında olan ilimden dolayı sevinip böbürlendiler de, kendisini alay konusu edindikleri şey, onları sarıp kuşatıverdi.

  • Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim

    Öyle ya, kendilerine peygamberleri apaçık mu'cizeler getirince onların nezdindeki ilme karşı (eğlenerek) şımarıklık gösterdiler de hakkında istihza edegeldikleri şey kendilerini çepçevre kuşatıverdi.

  • İbni Kesir

    Peygamberleri kendilerine huccetlerle gelince; kendi yanlarındaki bilgi ile gururlandılar da, alaya aldıkları şey kendilerini kuşatıverdi.

  • Şaban Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe Anlamı

    Peygamberleri onlara apaçık belgelerle geldiği zaman, kendi bilgileri ile şımardılar ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıverdi.

  • Suat Yıldırım Kuran-ı Kerim ve Meali

    Resulleri onlara açık açık delilleri getirdikçe, bunlar kendilerinde bulunan bilgi ile şımarıp böbürlendiler (Peygamberlerin getirdiği hidayetle alay ettiler). Sonunda alaya almalarının cezası, kendilerini her taraftan kuşatıverdi.

  • Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an Çözümü

    Rasulleri onlara apaçık deliller olarak geldiklerinde, onlar kendi bildiklerine dayanarak sevinip şımardılar! Alay etmekte oldukları şey onları kuşatmıştır!

  • Edip Yüksel (Eski Baskı) Mesaj: Kuran Çevirisi

    Elçileri apaçık kanıtlarla kendilerine vardıklarında, yanlarındaki bilgiyle gururlandılar. Alaya aldıkları şey kendilerini sarıverdi.

  • Erhan Aktaş (Eski Baskı) Kerim Kur'an

    Rasulleri kendilerine kanıt içeren açıklayıcı bilgilerle geldiği zaman, sahip oldukları bilgiye güvenerek şımardılar ve kendisi ile alay ettikleri şey onları kuşattı.

  • Progressive Muslims

    Then, when their messengers came to them with clear proofs, they were content with what they already had of the knowledge. And that which they ridiculed became their doom.

  • Sam Gerrans The Qur'an: A Complete Revelation

    When their messengers came to them with clear signs, they exulted at what they had of knowledge; but there surrounded them that whereat they mocked.

  • Aisha Bewley

    When their Messengers brought them the Clear Signs, they exulted in the knowledge they had and then were engulfed by the very things they mocked.

  • Rashad Khalifa The Final Testament

    When their messengers went to them with clear proofs, they rejoiced in the knowledge they had inherited, and the very things they ridiculed were the cause of their fall.

  • The Monotheist Group The Quran: A Monotheist Translation

    Then, when their messengers came to them with clear proofs, they were content with what they already had of knowledge. And they will be surrounded by that which they used to mock.

  • Edip-Layth Quran: A Reformist Translation

    Then, when their messengers came to them with clear proofs, they were content with what they already had of the knowledge. What they ridiculed became their doom.