Ant olsun, Rabb'inin ayetlerinin en büyüğünü gördü.
- Kalp gördüğünü yalanlamadı. O'nun gördükleri hakkında onunla tartışıyor musunuz? Andolsun ki Cebrail'i bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, sidretü'l-münteha yanında. O ağacın yanında Me'va cenneti vardır. Sidre'yi neler kaplamıştı neler! Ne gözü kaydı ne de belirlenen sınırı aştı. Andolsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
Şüphesiz ki (orada) Rabbinin en büyük delillerinden (birini, Cebrail'i) görmüştü.
Efendisinin büyük ayetlerini gördü.
Ant olsun, Rabb'inin ayetlerinin en büyüğünü gördü.
(Miraç yolculuğunda) gerçekten Sahibinin en büyük ayetlerini gördü.
Gerçek şu ki, Efendisinin en büyük kanıtlarından gördü.
hakikaten de o, Rabbinin en büyük ayetlerinden birini görmüştü.
Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.
Andolsun, o, Rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü.
Andolsun ki, Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.
ve o, gerçekten de Rabbinin en muhteşem sembollerinden bir kısmını gördü.
Andolsun, o, Rabbinin en büyük alametlerinden bir kısmını gördü.
Vallahi gördü rabbının ayatından en büyüğünü gördü
Andolsun, Rabbinin büyük ayetlerinden bazılarını gördü.
Andolsun, o, rabbinin en büyük ayetlerinden olanı gördü.
Andolsun ki o, Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını görmüşdür.
Andolsun ki; Rabbının, ayetlerinden en büyüğünü gördü.
Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü.
Vallahi gördü, hem de Rabbinin ayetlerinden en büyüğünü gördü!
Andolsun ki, Rabbinin (Hakikatini var kılan Esma özelliklerinin) işaretlerinden en büyüğünü gördü!
Rabbinin büyük ayetlerini gördü.
Ant olsun, Rabb'inin ayetlerinin en büyüğünü gördü.
He has seen from the great signs of his Lord.
Indeed, he saw of the greatest proofs of his Lord.
He saw some of the Greatest Signs of his Lord.
He saw great signs of his Lord.
He has seen from the great signs of his Lord.
He has seen from the great signs of his Lord.