Hayır! Rabb'ine ant olsun ki, aralarında anlaşmazlığa düştükleri işlerde seni hakem tayin edip, sonra da verdiğin hükme tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | fela | hayır | |
2 | verabbike | Rabin hakkı için | ربب |
3 | la | olmazlar | |
4 | yu'minune | inanmış | امن |
5 | hatta | ||
6 | yuhakkimuke | seni hakem yaparak | حكم |
7 | fima | işlerde | |
8 | şecera | çekişmeli | شجر |
9 | beynehum | aralarında çıkan | بين |
10 | summe | sonra da | |
11 | la | ||
12 | yecidu | bulunmadan | وجد |
13 | fi | içlerinde | |
14 | enfusihim | kendilerinin | نفس |
15 | haracen | bir burukluk | حرج |
16 | mimma | ||
17 | kadeyte | senin verdiğin hükme | قضي |
18 | ve yusellimu | ve teslim olmadıkça | سلم |
19 | teslimen | tam bir teslimiyetle | سلم |
Hayır, Rabbine andolsun ki aralarında çıkan derin anlaşmazlık konusunda seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu tam manasıyla kabullenmedikçe iman etmiş olmazlar.
Hayır (onların yaptığı doğru değildir); Rabbine yemin olsun: Aralarında çıkan anlaşmazlık hakkında seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın (onu) tamamen kabulleninceye kadar iman etmiş olmazlar.
Hayır, Efendine ant olsun, anlaşmazlıklarında seni aralarında hakem kılmadıkça ve verdiğin kararı, kalplerinde bir burukluk duymadan kabul etmedikçe ve tam teslim olmadıkça gerçeği onaylamış olmazlar.
Hayır! Rabb'ine ant olsun ki, aralarında anlaşmazlığa düştükleri işlerde seni hakem tayin edip, sonra da verdiğin hükme tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
Hayır! Rabbine yemin olsun ki bunlar inanıp güvenmezler. Ama aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem yapar, sonra verdiğin kararı, içlerinde bir sıkıntı duymadan kabul eder ve tam olarak teslim olurlarsa o başka.
Yok artık! Efendine yemin olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni yargıcı yapmadıkça ve sonra da verdiğin yargıya içlerinde bir burukluk duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça inanmış olmazlar.
Ama hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında tartıştıkları her konuda seni hakem yapmadıkça, sonra da senin hükmüne içlerinde hiçbir tereddüt taşımaksızın tam bir teslimiyetle uymadıkça iman etmiş sayılmazlar.
Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların sandığı gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar.
Hayır öyle değil; Rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.
Yok, yok! Rabbine yemin ederim ki onlar aralarında çıkan çapraşık işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükümden nefislerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
Ama hayır, Rabbine andolsun ki onlar, (ey peygamber), aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda seni hakem yapmadıkça ve sonra da senin kararına kalplerinde hiçbir burukluk duymaksızın tam bir teslimiyetle tabi olmadıkça, (gerçekten) inanmış olmazlar.
Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.
Yok, yok rabbına kasem ederim ki onlar aralarında çıkan çapraşık işlerde seni hakem yapıb sonra da verdiğin hukümden nefislerinden hiç bir darlık duymaksızın tam bir teslimiyyetle teslim olmadıkça iyman etmiş olmazlar
Hayır, Rabbin hakkı için onlar aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da senin verdiğin hükme, içlerinde bir burukluk duymadan tam anlamıyle teslim olmadıkça inanmış olmazlar.
Hayır öyle değil; rabbine andolsun, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem kılıp sonra senin verdiğin hükme, içlerinde hiç bir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça inanmış olmazlar.
Öyle değil, Rabbine andolsun ki onlar aralarında kimi oraya, kimi buraya çekdikleri (kavga etdikleri) şeylerde seni hakem yapıb sonra da verdiğin hükümden yürekleri hiç bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
Hayır, Rabbına andolsun ki; aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem ta'yin edip sonra haklarında verdiği hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar.
Hayır, Rabbine andolsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tanıyıp, senin verdiğin hükme içlerinde hiç bir sıkıntı duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilaf ettikleri meselelerde seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça iman etmiş olmazlar.
Öyle değil! Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarında çıkan anlaşmazlıklarda seni hakem kabul edip, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı (itiraz) duymadan tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar.
Hayır, Rabbine andolsun, anlaşmazlıklarında seni aralarında hakem kılmadıkça ve verdiğin kararı, kalplerinde bir burukluk duymadan kabul etmedikçe ve tam teslim olmadıkça inanmış olmazlar.
Hayır! Rabb'ine ant olsun ki, aralarında anlaşmazlığa düştükleri her konuda, seni hakem tayin edip, sonra da verdiğin hükme tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.
No, by your Lord, they will not believe until they make you judge in what they dispute with each other, then they will not find in their souls any animosity for what you have decided, and they will yield completely.
But no, by thy Lord, they do not believe until they make thee judge in what arises between them, then find in their souls no distress at what thou decidest, and submit fully!
No, by your Lord, they are not muminun until they make you their judge in the disputes that break out between them, and then find no resistance within themselves to what you decide and submit themselves completely.
Never indeed, by your Lord; they are not believers unless they come to you to judge in their disputes, then find no hesitation in their hearts whatsoever in accepting your judgment. They must submit a total submission.
No, by your Lord, they will not believe until they make you judge in what they dispute with each other, then they will not find in their souls any animosity for what you have decided, and they will comply completely.
No, by your Lord, they will not acknowledge until they make you judge in what they dispute with each other, then they will not find in their persons any animosity for what you have decided, and they will yield completely.