Kendilerine, ellerinizi çekin, salatı ikame edin, zekatı yapın denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir kısmı Allah'ın haşyeti gibi, hatta daha fazla insanlara haşyet duyarlar. Ve "Ey Rabb'imiz! Neden üzerimize savaş yazdın, bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya?" dediler. De ki: "Dünya geçimliği önemsizdir. Ahiret, takva sahibi kimseler için daha hayırlıdır." Ve hurma çekirdeğinin içindeki lif kadar size haksızlık edilmez.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | elem | ||
2 | tera | görmedin mi | راي |
3 | ila | ||
4 | ellezine | kimseleri | |
5 | kile | denilen(leri) | قول |
6 | lehum | kendilerine | |
7 | kuffu | (savaştan) çekin | كفف |
8 | eydiyekum | ellerinizi | يدي |
9 | ve ekimu | ve ayakta tutun | قوم |
10 | s-salate | salatı | صلو |
11 | ve atu | ve verin | اتي |
12 | z-zekate | zekatı | زكو |
13 | felemma | zaman | |
14 | kutibe | yazılıdığı | كتب |
15 | aleyhimu | kendilerine | |
16 | l-kitalu | savaş | قتل |
17 | iza | hemen | |
18 | ferikun | bir grup | فرق |
19 | minhum | içlerinden | |
20 | yehşevne | korkmaya başladılar | خشي |
21 | n-nase | insanlardan | نوس |
22 | kehaşyeti | korkar gibi | خشي |
23 | llahi | Allah'tan | |
24 | ev | hatta | |
25 | eşedde | daha fazla | شدد |
26 | haşyeten | korkuyla | خشي |
27 | ve kalu | ve dediler ki | قول |
28 | rabbena | Rabbimiz | ربب |
29 | lime | niçin | |
30 | ketebte | yazdın | كتب |
31 | aleyna | bize | |
32 | l-kitale | savaş | قتل |
33 | levla | keşke | |
34 | ehhartena | bizi erteleseydin | اخر |
35 | ila | kadar | |
36 | ecelin | bir süreye | اجل |
37 | karibin | yakın | قرب |
38 | kul | de ki | قول |
39 | metau | geçimi | متع |
40 | d-dunya | dünya | دنو |
41 | kalilun | azdır | قلل |
42 | vel'ahiratu | ve ahiret | اخر |
43 | hayrun | daha iyidir | خير |
44 | limeni | kimse için | |
45 | tteka | korunan | وقي |
46 | ve la | ||
47 | tuzlemune | size haksızlık edilmez | ظلم |
48 | fetilen | kıl kadar | فتل |
Kendilerine, "Düşmanlıktan ellerinizi çekiniz, namazı kılınız ve zekatı veriniz" denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir grup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korkuyla, insanlardan korkmaya başladılar da, "Rabbimiz! Savaşı bize niçin farz kıldın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen olmaz mıydı?" dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez."
Kendilerine "Ellerinizi (savaştan) çekin; namazı kılın ve zekâtı verin!" denen kişileri görmedin mi? Onlara savaş farz kılınınca, içlerinden bir grup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da "Rabbimiz! Savaşı bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen olmaz mıydı?" dediler. (Onlara) de ki: "Dünya geçimliği (hayatı) azdır; takvâlı (duyarlı) olanlar için ahiret hayırlı olandır. En küçük bir haksızlığa da uğratılmayacaksınız."
Kendilerine, "Elinizi savaştan çekin, salatı gözetin, zekatı verin" denilenlere dikkat etmedin mi? Kendilerine savaşmaları emredildiğinde, insanlardan ALLAH'tan korkar gibi, belki daha fazla korkmaya başladılar ve "Efendimiz, neden bize savaşı yükledin, bizi yakın bir zamana kadar erteleyemez miydin!" dediler. De ki: "Bu dünyanın varlığı azdır, erdemliler için ahiret daha hayırlıdır; en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaksınız."
Kendilerine, ellerinizi çekin, salatı ikame edin, zekatı yapın denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir kısmı Allah'ın haşyeti gibi, hatta daha fazla insanlara haşyet duyarlar. Ve "Ey Rabb'imiz! Neden üzerimize savaş yazdın, bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya?" dediler. De ki: "Dünya geçimliği önemsizdir. Ahiret, takva sahibi kimseler için daha hayırlıdır." Ve hurma çekirdeğinin içindeki lif kadar size haksızlık edilmez.
Hiç görmedin mi şu kişileri ki kendilerine: "Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı tam kılın, zekatı verin" denmişti. Savaş farz kılınınca da içlerinden bir takımı, Allah'tan korkar gibi insanlardan korkmuş, hatta korkuları daha da şiddetlenmişti. Dediler ki "Rabbimiz! Bize savaşı niçin farz kıldın, azıcık daha süre tanısaydın olmaz mıydı?" De ki "Dünya menfaati pek azdır. Allah'tan çekinerek korunanlar için Ahiret daha hayırlıdır; size kıl kadar haksızlık yapılmayacaktır."
"Ellerinizi çekin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin!" denilenleri görmedin mi? Ama onların üzerine savaş yazılınca, aralarından bir küme, Allah'tan korkar gibi, üstelik daha da çok korktular. Ve "Efendimiz! Neden üzerimize savaşı yazdın; keşke bizi yakın bir zamana erteleseydin?" dediler. De ki: "Dünya geçimliği azdır. Oysa sonsuz yaşam, sorumluluk bilinci taşıyanlar için daha iyidir. Hiçbirinize en küçük bir haksızlık yapılmayacaktır!"
Kendilerine "(Artık savaştan) çekin ellerinizi! Namazı istikametle kılın, zekatı içten gelerek verin" denilenlerin haline baksana bir! Ama onlara savaşmaları emredildiği zaman, içlerinden bir gurup Allah'tan korkarcasına, hatta daha da büyük bir korkuyla insanlardan korkmaya başladılar ve şöyle dediler: "Rabbimiz! Niçin bize savaşı emrettin? Bize biraz daha süre tanıyamaz mıydın!" De ki: "Dünyevi tatmin geçici bir hazdır, ahiret ise sorumluluk sahibi biri için en hayırlı olandır; sonuçta zerre kadar haksızlığa uğramayacaksınız.
Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı kılın, zekatı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için ahiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız."
Kendilerine; 'Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin' denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah'tan korkar gibihatta daha da şiddetli bir korkuylakorkuya kapılıyorlar ve: 'Rabbimiz,ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?' dediler. De ki: 'Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız.'
Bakmaz mısın, o kendilerine: "Ellerinizi savaştan çekin, namaz kılın ve zekat verin!" denilen kimselere? Şimdi üzerlerine savaş farz kılınınca bazıları insanlardan Allah'tan korkar gibi veya daha fazla korkmaya başladılar ve: "Ey bizim Rabbimiz, niçin bize bu savaşı farz kıldın? Ne olurdu kısa bir süre daha bize mühlet verseydin!" dediler. De ki: "Dünya zevki ne de olsa azdır; ahiret ise Allah'tan korkanlar için sırf hayırdır. Hem kıl kadar hakkınız da yenmez."
Kendilerine "Ellerinizi çekin, namazlarınızda dikkatli ve daim olun, arındırıcı (mali) yükümlülüğünüzü yerine getirin!" denilenlerden haberdar değil misiniz? Ama onlara (Allah yolunda) savaşmaları emredilir emredilmez, bazısı, Allahtan korkması gerektiği gibi -hatta daha büyük bir korkuyla- insanlardan korkmaya başlar ve "Ey Rabbimiz! Neden bize savaşmayı emrettin? Keşke bize biraz mühlet verseydin!" derler. De ki: "Bu dünyanın keyfi ve rahatlığı çok kısa ömürlüdür ama ahiret, Allaha karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar için en iyisidir, çünkü hiç biriniz, kıl kadar haksızlığa uğramayacaksınız.
Daha önce kendilerine, "(savaşmaktan) ellerinizi çekin, namazı kılın, zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, hemen içlerinden bir kısmı; insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya!" derler. De ki: "Dünya geçimliği azdır. Ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan kimse için daha hayırlıdır. Size kıl kadar haksızlık edilmez."
Bakmaz mısın o: kendilerine ellerinizi çekin ve namaz kılın, zekat verin denilmiş olan kimselere? Şimdi üzerlerine kıtal yazılınca insanlardan Allahdan korkarcasına veya daha bile ziyade korkuyorlar ve şöyle dediler: "Ey bizim rabbımız! Niçin üzerimize bu kıtali yazdın! Nolurdu bizi yakın bir ecele tehir edeydin? De ki: Dünya zevkı ne olsa azdır, Ahıret ise Allahdan korkanlar için sırf hayırdır hem kıl kadar hakkınız yenmez
Kendilerine: "Ellerinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin!" denilenleri görmedin mi? Kendilerine savaş yazılınca hemen içlerinden bir grup, insanlardan, Allah'tan korkar gibi hatta daha fazla korkmaya başladılar: "Rabbimiz, niçin bize savaş yazdın? Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen (savaş emrini bir süre geciktirsen) olmaz mıydı?" dediler. De ki: "dünya geçimi azdır, korunan için ahiret daha iyidir. Size kıl kadar haksızlık edilmez."
Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup insanlardan Tanrı'dan korkar gibi -hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir süreye (ecelin) ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz 'bir hurma çekirdeğindeki ipince bir iplik kadar' bile haksızlığa uğratılmayacaksınız."
(Evvelce) kendilerine "Ellerinizi (muhaarebeden) çekin, dosdoğru namazı kılın, zekatı verin" denilen kimselere bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine muhaarebe yazılınca (farzedilince) içlerinden bir zümre, insan (dan başka bir şey olmayan düşman) lardan Allahdan korkar gibi, hatta daha şiddetli bir korku ile korkuyorlar. Onlar: "Ey Rabbimiz üzerimize (şu) muhaarebeyi neye yazdın? Bizi yakın bir zamana kadar gecikdirmeli değil miydin" dediler. (Onlara) de ki: "Dünyanın faidesi pek azdır, Ahiret ise sakınanlar için elbet daha hayırlıdır. Siz hurma çekirdeğinin ince ipliği kadar bile haksızlığa uğratılmayacaksınız".
Kendilerine: Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın, zekatı verin, denilmiş olanlara bakmaz mısın? Şimdi onların üzerine savaş farz kılınınca; içlerinden bir grup Allah'tan korkar gibi, hatta daha şiddetli bir korku ile insanlardan korkuyorlar. Bunlar: Ey Rabbımız, üzerimize şu savaşı niye farz kıldın? Ne olurdu bizi yakın bir geleceğe kadar geri bırakaydın, dediler. Onlara de ki: Dünyanın geçimi azdır. Ahiret ise, müttakiler için elbet daha hayırlıdır. Ve kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaksınız.
Kendilerine "elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin." denilenleri görmedin mi? Oysa savaş onlara farz kılındığında, onlardan bir grup, Allah'tan korkar gibi insanlardan korkarak (hatta daha da fazla bir korku ile) "Rabbimiz niye savaşı bize farz kıldın. Bizi yakın bir zamana kadar ertelesen olmaz mıydı?" dediler. De ki: -Dünyanın faydası çok azdır. Ahiret ise Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır, en ufak haksızlığa uğratılmayacaksınız.
Baksana o kimselere ki, savaş zamanı değilken kendilerine: "Savaşa sebebiyet vermeyin, namazı hakkıyla ifa edin, zekatı verin!" denilmişti. Sonra onlara savaşma farz kılınınca, onlardan bir kısmı insanlardan, Allah'tan korkarcasına, hatta daha fazla korkup şöyle diyorlar: "Ya Rabbena, niçin bize harbi farz kıldın? Bize biraz daha mühlet verseydin ya!" Onlara de ki: "Dünya zevki pek azdır, ahiret ise günahlardan sakınanlar için sırf hayırdır ve size kıl kadar olsun haksızlık yapılmaz."
Kendilerine, "(Kötülükten) ellerinizi çekin, salatı (namazı) ikame edin ve zekatı verin" denilenleri görmedin mi? Ne zaman ki üzerlerine savaş yazıldı, bir de ne göresin, onlardan bir kısmı, insanlardan, Allah'tan haşyet edip ürperdikleri gibi, hatta daha şiddetli bir dehşetle korkuyorlar.. . "Rabbimiz, niçin üzerimize savaşı yazdın; bizi yakın bir sona kadar erteleseydin?" dediler. . . De ki: "Dünya zevki pek kısadır! Sonsuz gelecek ise korunanlar için daha hayırlıdır. . . Size kıl kadar zulmedilmez. "
Kendilerine, 'Elinizi savaştan çekin, namazı gözetin, zekatı verin,' denilenlere dikkat etmedin mi? Kendilerine savaşmaları emredildiğinde, insanlardan ALLAH'tan korkar gibi, belki daha fazla korkmaya başladılar ve 'Rabbimiz, neden bize savaşı yükledin, bizi yakın bir zamana kadar erteleyemez miydin!,' dediler. De ki, 'Bu dünyanın varlığı azdır, erdemliler için ahiret daha hayırlıdır; en ufak bir haksızlığa uğratılmayacaksınız.'
Kendilerine, ellerinizi çekin, salatı ikame edin, zekatı verin denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir kısmı Allah'ın haşyeti gibi, hatta daha fazla insanlara haşyet duyarlar. Ve "Ey Rabb'imiz! Neden üzerimize savaş yazdın, bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya?" dediler. De ki: "Dünya geçimliği önemsizdir. Ahiret, takva sahibi kimseler için daha hayırlıdır.". Ve hurma çekirdeğinin içindeki lif kadar size haksızlık edilmez.
Did you not see those who were told: "Restrain yourselves, and hold the contact-method, and contribute towards betterment. " But when fighting was decreed for them, a group of them feared the people as much as they feared God or even more so. And they said: "Our Lord, why did You decree fighting for us If only You would delay for us till another time." Say: "The enjoyment of this world is little, and the Hereafter is far better for those who are aware; you will not be wronged in the least."
Hast thou not considered those to whom it was said: “Restrain your hands; and uphold the duty, and render the purity,” but when fighting is prescribed for them, then a faction among them fears men like the fear of God, or a stronger fear? And they said: “Our Lord: why hast Thou prescribed fighting for us? Oh, that Thou wouldst but delay us a little while!” Say thou: “Little is the enjoyment of the World”; and the Hereafter is better for him who is in prudent fear; and you will not be wronged a hair upon a date-stone.
Do you not see those who were told: ‘Hold back from fighting but establish salat and pay zakat’? Then when fighting is prescribed for them, a group of them fear people as Allah should be feared, or even more than that. They say, ‘Our Lord, why have you prescribed fighting for us? If only You would give us just a little more time!’ Say, ‘The enjoyment of this world is very brief. The Next World is better for those who have taqwa. You will not be wronged by so much as the smallest speck.’
Have you noted those who were told, "You do not have to fight; all you need to do is observe the Contact Prayers (Salat) and give the obligatory charity (Zakat)," then, when fighting was decreed for them, they feared the people as much as they feared GOD, or even more? They said, "Our Lord, why did You force this fighting on us? If only You respite us for awhile!" Say, "The materials of this world are nil, while the Hereafter is far better for the righteous, and you never suffer the slightest injustice."
Did you not see those who were told: "Cease your aggression, and hold the contact prayer, and contribute towards purification." But when fighting was decreed for them, a group of them were concerned towards the people as they would have been concerned towards God or even more so. And they said: "Our Lord, why did You decree fighting for us? If only You would delay for us until another time." Say: "The enjoyment of this world is little, and the Hereafter is far better for those who are aware; you will not be wronged in the least."
Did you not see those who were told, "Restrain yourselves, and observe the contact prayer, and contribute towards betterment." But when fighting was decreed for them, a group of them feared the people as much as they feared God or even more so. They said, "Our Lord, why did You decree fighting for us? If only You would delay for us till another time." Say, "The enjoyment of this world is little, and the Hereafter is far better for those who are aware; you will not be wronged in the least."