Onlardan, meleler harekete geçerek: "Bildiğiniz yoldan gitmeye devam edin, ilahlarınızı bırakmayın. Kesinlikle sizden beklenen budur." dediler.
Onlardan ileri gelenler tepki gösterip şöyle dediler: "Yolunuza devam ediniz, tanrılarınızı bırakmayınız. Şüphesiz bizden istenen de budur."
İçlerinden yöneticiler öne atılmış, (şöyle demişlerdi:) "(İnancınızda) yürüyün; ilahlarınıza bağlı kalın (onları savunun)! Şüphesiz ki bu, (sizden) istenen şeydir.*
Liderleri öne fırladılar, "Yürüyün, tanrılarınıza bağlı kalın. Sizden istenen sadece budur."
Onlardan, meleler* harekete geçerek: "Bildiğiniz yoldan gitmeye devam edin, ilahlarınızı bırakmayın. Kesinlikle sizden beklenen budur." dediler.
İleri gelenleri şöyle deyip geçtiler: "Gidin, ilahlarınıza sahip çıkın. Sizden istenen odur."
Ve onların ileri gelenleri: "Yürüyün; tanrılarınıza bağlı kalın. Aslında, istenilen şey, kesinlikle işte budur!"
Onların liderleri öne atılarak (der ki): "Devam edin, ilahlarınıza ısrarla sahip çıkın; yapmanız gereken tek şey budur!
İçlerinden kodaman bir grup öne çıktı: "Haydi, yürüyün! İlahlarınıza sahip çıkmada kararlı davranın! Gerçek şu ki, istenip beklenen şey budur."
Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, ilahlarınıza karşı (bağlılıkta) kararlı olun; çünkü asıl istenen budur" diye çekip gitti.
İçlerinden o heyet fırladı ve şöyle dedi: "Tanrılarınız üzerinde sabır ve sebat edin? Bu gerçekten arzu edilen şey, bir istek!
Liderleri öne atılır: "Pes etmeyin ve ilahlarınıza sımsıkı sarılmaya devam edin: yapılacak tek şey budur!"
(6-8) İçlerinden ileri gelenler, "Gidin, ilahlarınıza tapmaya devam edin. İşte bu istenen şeydir. Biz bunu son dinde (en son dini inanışlarda) duymadık. Bu ancak bir uydurmadır. O zikir (Kur'an) içimizden ona mı indirildi?" diyerek kalkıp gittiler. Hayır, onlar benim Zikrimden (Kur'an'dan) şüphe içindedirler. Hayır, henüz azabımı tatmadılar.
İçlerinden o hey'et de fırladı şöyle: ilahlarınız üzerinde sabr-u sebat edin, bu cidden arzu olunur bir şey, bir murad
Onlardan bir grup fırladı: "Yürüyün tanrılarınıza bağlı kalın. Çünkü bu, arzu edilen bir şeydir."
Onlardan önde gelen bir grup: "Yürüyün, tanrılarınıza karşı (bağlılıkta) kararlı olun; çünkü asıl istenen budur" diye çekip gitti.
Onların elebaşılarından bir gurüh (birbirine): "Yürüyün, ma budlarınıza (ibadetde) sebatedin. Şübhesiz ki arzu edilecek olan budur" diyerek kalkıb gitmişdir.
Onların elebaşlarından bir grup; yürüyün ve tanrılarınız üzerinde direnin. Şüphesiz ki bu; sizden istenen bir şeydir, diyerek çıkıp gittiler.
Onların ileri gelenleri: -Yürüyün, ilahlarınıza bağlılıkta sebat gösterin, sizden istenen şey budur diye yola çıktılar.
İçlerinden önde gelen eşraf takımı derhal harekete geçip "Hala mı duruyorsunuz, kalkın yürüyüp gösteri yapın ve ilahlarınız konusunda direnip dayanacağınızı ilan edin! Bu, cidden yapılması gereken bir şeydir!" dediler.
Onların ileri gelenleri: "Hadi yolunuza devam edin ve tanrılarınıza bağlı kalın! Muhakkak ki olması gereken budur!" diyerek yürüdü.
Onların liderleri öne fırladılar, 'Yürüyün, tanrılarınıza bağlı kalın. Sizden istenen sadece budur.'
Onlardan, söz sahibi olanlar harekete geçerek: "Bildiğiniz yoldan gitmeye devam edin, ilahlarınızı bırakmayın. Kesinlikle sizden beklenen budur." dediler.
And the leaders among them went out: "Walk away, and remain patient to your gods. This thing can be turned back."
And the eminent ones among them went forth: “Go and be steadfast to your gods — this is a thing desired.
Their leaders went off saying, ‘Carry on as you are! Hold fast to your gods. This is clearly something planned.
The leaders announced, "Go and steadfastly persevere in worshipping your gods. This is what is desired.
And the leaders among them went out: "Walk away, and remain patient to your gods. This thing can be turned back."
The leaders among them went out: "Walk away, and remain patient to your gods. This thing can be turned back."