Hani onu ve yanında yer alanların tamamını kurtarmıştık.
Biz, onu ve bütün ailesini kurtarmıştık.
(134, 135) Hani biz geride kalanlar arasındaki yaşlı (eşi) hariç, onu ve bütün ailesini kurtarmıştık.*
Onu ve ailesini topluca kurtardık.
Hani onu ve yanında yer alanların tamamını kurtarmıştık.
Bir gün onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.
Onu ve ailesinin tümünü kurtardık.
(Kavmi helak) olduğu zaman, onu ve (inanç) ailesini toptan kurtarmıştık;
Onu ve ailesini toptan kurtarmıştık biz.
Hani biz onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.
Onu ve bütün ailesini kurtardık;
(dolayısıyla, o'nun günahkar ülkesini cezalandırırken) kendisini ve aile efradını kurtardık,
(134-135) Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kafir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
Zira kurtardık onu ve bütün ehlini
Onu ve ailesini kurtardık.
Hani biz onu ve ehlini (ailesini) topluca kurtarmıştık.
Hani biz hem onu, hem ehlini topdan kurtarmışdık.
Hani Biz, onu ve ailesini topluca kurtarmıştık.
Onu ve ailesini tamamen kurtarmıştık.
(134-135) Onun suçlu kentini cezalandırırken, geride kalanlar arasında yer alan yaşlı eşi hariç, kendisini ve ailesini kurtardık.
Hani Onu ve Onun yakınlarını toptan kurtardık.
Onu ve ailesini topluca kurtardık.
Hani onu ve yanında yer alanların tamamını kurtarmıştık.
When We saved him and all his family.
When We delivered him and his household all together,
When We rescued him and all his family –
We saved him and all his family.
When We saved him and all his family.
When We saved him and all his family.