Ve bir ayet gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar.
Bir ayet görseler, alay ediyorlar.
Bir ayet gördüklerinde alay ederler.
Bir delil gördüklerinde onu aşağılıyorlar.
Ve bir ayet* gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar.
Bir ayet gördüklerinde hafife almaya çalışıyorlar.
Bir gösterge gördüklerinde de alay ediyorlar.
ve bir ayet gördüklerinde küçümsemeye kalkarlar;
Bir ayetle yüzyüze geldiklerinde, dudak büküp eğleniyorlar.
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
Bir mucize gördükleri zaman da alaya alıyorlar.
ve bir (ilahi) mesajla muhatab olduklarında onu küçümserler
Bir mucize gördükleri zaman onu alaya alıyorlar.
Bir mu'cize gördükleri vakıt da eğlence yerine tutuyorlar
Bir mu'cize görseler, alay ediyorlar.
Bir ayet gördüklerinde de, alay konusu edinip eğleniyorlar.
Bir mu'cize gördükleri vakit (onu) eğlenceye tutarlar.
Bir ayet gördüklerinde, onu eğlenceye alırlar.
Bir ayet gördükleri zaman onunla alay ediyorlar.
(14-17) Gerçeği gösteren bir delil veya bir mucize görseler, başkalarını da onunla alay etmeye çağırır ve "Bu, derler, besbelli bir sihir! Demek biz öldükten, hem de çürümüş kemik ve toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilecek mişiz! Gelmiş geçmiş babalarımız ve dedelerimiz de mi dirilecekler!"
Bir işaret gördüklerinde, alaya alırlar.
Bir delil gördüklerinde onu alaya alıyorlar.
Ve bir ayet* gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar.
And when they see a sign, they make fun of it.
And, when they see a proof, turn in derision.
When they see a Sign they only laugh with scorn.
When they see proof, they ridicule it.
And when they see a sign, they make fun of it.
When they see a sign, they make fun of it.