"Ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
"Ben hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım" dediğinde;
Şüphesiz ki üzerinize gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum."
"Sizin için müthiş bir günün cezasından korkarım."
"Ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
Ben sizin adınıza o büyük günün azabından korkuyorum."
"Aslında, sizin için, Büyük Gün'ün cezasından korkarım!"
Bakın, ben korkunç bir günün sizin üzerinize çöreklenecek azabından endişe ediyorum!"
"Büyük bir günün azabı üstünüzedir diye korkuyorum."
"Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
Cidden ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
Doğrusu, ben sizin için o büyük ve zorlu günün azabından korkuyorum!"
"Çünkü ben, sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum."
Cidden ben size büyük bir günün azabından korkuyorum
"Doğrusu ben size büyük bir günün azabı(nın çarpması)ndan korkuyorum."
"Doğrusu, ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
"Ben cidden üstünüze (gelecek) büyük bir günün azabından korkuyorum".
Doğrusu hakkınızda büyük bir günün azabından korkuyorum.
Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum.
(131-135) Allah'a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Size bildiğiniz bunca nimetleri veren, size davarlar ve evlatlar ihsan eden, bağ ve bahçeler, pınarlar lütfeden o Rabbinize karşı gelmekten sakının. Müthiş bir günün azabının tepenize ineceğinden, gerçekten endişe ediyorum!"
"Doğrusu, çok büyük bir sürecin azabı üzerinizdedir (diye) korkuyorum. "
'Sizin için müthiş bir günün cezasından korkarım.'
"Ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
"I fear for you the retribution of a great day"
“I fear for you the punishment of a tremendous day.”
I fear for you the punishment of a terrible Day. ’
"I fear for you the retribution of an awesome day."
"I fear for you the retribution of a great day"
"I fear for you the retribution of a great day"