Kuşkusuz o kesinlikle öncekilerin Zebur'larında da vardır.
Kur'an, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardır.
O (Kur'an'ın ilkeleri), öncekilerin kitaplarında* da vardı.*
Daha önceki kitaplarda da anılmıştır.
Kuşkusuz o kesinlikle öncekilerin Zebur'larında* da vardır.
Kur'an, elbette öncekilerin Kitap'larında da vardı.
Aslında, O, öncekilerin kitaplarında da vardır.
Yine kuşku yok ki bu (mesaj), öncekilerin hikmet yüklü sayfalarında da yer almakta.
O, elbette ki öncekilerin kitaplarında da var.
Ve hiç şüphesiz, o (Kur'an), geçmişlerin kitaplarında da vardır.
O, şüphesiz öncekilerin kitaplarında da var.
Ve bu (mesaj, temel çizgileriyle), hiç şüphesiz, ilahi hikmetleri bildiren önceki kitaplarda da yer almaktadır.
Şüphesiz bu (Kur'an'ın indirileceği) öncekilerin kitaplarında da vardı.
Hem o şübhesiz evvelkilerin kitablarında da var
O(nun içeriği), evvelkilerin Kitaplarında da vardır.
Ve hiç şüphesiz, o (Kuran), geçmişlerin kitaplarında da vardır.
Şübhe yok ki o (Kur'an) daha evvelkilerin kitablarında da vardır.
O, daha öncekilerin kitablarında vardır.
O, önceki kitaplarda da (bildirilmiştir)
Bu Kur'an'a, elbette öncekilerin kitaplarında da işaret edilmişti.
Şüphesiz ki O (hakikat bilgisi), öncekilerin hikmetli bilgilerinde de vardır.
Daha önceki kitaplarda da anılmıştır.
Kuşkusuz o kesinlikle öncekilerin Zebur'larında* da vardır.
And it is in the Psalms of old.
And it is in the writings of the former peoples.
It is certainly in the scriptures of the previous peoples.
It has been prophesied in the books of previous generations.
And it is in the scriptures of old.
It is in the Psalms of old.