Onları, aşağılanmalarından dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla çevrelerine bakarlarken ona sunulduklarını göreceksin. İman edenler: "Zarara uğrayanlar, kendilerini ve taraftarlarını Kıyamet Günü zarara uğratmış olan kimselerdir." dediler. İyi bilin ki zalimler kalıcı bir azabın içindedirler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve terahum | yine onları görürsün | راي |
2 | yua'radune | sunulurlarken | عرض |
3 | aleyha | ona (ateşe) | |
4 | haşiiyne | başlarını öne eğik | خشع |
5 | mine | ||
6 | z-zulli | aşağılıktan | ذلل |
7 | yenzurune | bakarlar | نظر |
8 | min | ||
9 | tarfin | göz ucuyla | طرف |
10 | hafiyyin | gizli gizli | خفي |
11 | ve kale | ve demişlerdir | قول |
12 | ellezine | ||
13 | amenu | inananlar | امن |
14 | inne | şüphesiz | |
15 | l-hasirine | asıl ziyana uğrayanlar | خسر |
16 | ellezine | ||
17 | hasiru | ziyan edenlerdir | خسر |
18 | enfusehum | kendilerini | نفس |
19 | ve ehlihim | ve ailelerini | اهل |
20 | yevme | günü | يوم |
21 | l-kiyameti | kıyamet | قوم |
22 | ela | bakın | |
23 | inne | gerçekten | |
24 | z-zalimine | zalimler | ظلم |
25 | fi | içindedirler | |
26 | azabin | bir azab | عذب |
27 | mukimin | sürekli | قوم |
Ateşe atıldıklarında onların, zilletten başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar şöyle derler: "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlar bunlardır."Biliniz ki, zalimler kesinlikle süreli bir azap içerisindedirler!
Ateşe sunulurlarken onların, alçaklıktan (başlarını öne) eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da "Şüphesiz ki kaybedenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine (destekçilerine) yazık edenlerdir." diyeceklerdir. Dikkat edin! Zalimler, ebedî bir azap içindedir.
Aşağılanmış ve başları eğilmiş olarak ateşe sunulurlarken göz ucuyla çevrelerine bakındıklarını görürsün. Gerçeği onaylayanlar, "Gerçek kaybedenler, Diriliş Gününde kendilerini ve ailelerini kaybedenlerdir. Zalimler sürekli bir azaba mahkûm olmuştur" derler.
Onları, aşağılanmalarından dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla çevrelerine bakarlarken ona sunulduklarını göreceksin. İman edenler: "Zarara uğrayanlar, kendilerini ve taraftarlarını Kıyamet Günü zarara uğratmış olan kimselerdir." dediler. İyi bilin ki zalimler kalıcı bir azabın içindedirler.
Onların, ateşin karşısına, itibarsızlıktan dolayı boyunlarını bükmüş halde çıkarıldıklarını göreceksin. Göz ucuyla bakınacaklar, inanıp güvenenler ise şöyle diyeceklerdir: "Demek ki asıl kaybedenler, (mezardan) kalkış günü kendini ve ailesini kaybedenlermiş." Bilin ki yanlışlar içindeki o kimseler, kalıcı bir azap içinde olacaklardır.
Onların, aşağılanmış biçimde başlarını eğerek göz ucuyla baktıkları sırada, ateşe salındıklarını da göreceksin. İnananlar ise şöyle derler: "Gerçekten yitime uğrayanlar, Yeniden Yaratılış Günü'nde, hem kendilerini hem de ailelerini yitime uğratanlardır!" Kuşkusuz, haksızlık yapanlar, kalıcı bir ceza içindedirler.
Yine sen onları, zilletten iki büklüm vaziyette, etrafı feri kaçmış gözlerle ve kaçamak bakışlarla süzerek (ateşe) atılırlarken bir izlemelisin! Zaten iman edenler de: "Kıyamet Günü kaybedenler, hem kendilerini hem de takipçilerini mahvedenlerdir" demişlerdi. Bakın, işte bu zalimler kalıcı bir azaba mahkum olacaklar;
Ve göreceksin onları, zilletten ezilip büzülmüş halde ürkek bakışlarla bakarken, ateşe salınırlar. İnananlar şöyle derler: "Gerçek hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini hem de ailelerini perişan edenlerdir. Dikkat edin, zalimler, sürüp gidecek bir azabın içindedir."
Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İman edenler de: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefislerini, hem yakın akraba (veya yandaş)larını da hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler, kalıcı bir azab içindedirler.
Sen onları, o ateşe sunulurlarken aşağılanmadan dolayı boyunlarını bükerek göz altından bakarlarken göreceksin! iman etmiş olanlar da şöyle derler: "Gerçek zarara uğrayanlar Kıyamet günü hem kendilerine hem ailelerine yazık etmiş kimselerdir." Bakın zalimler gerçekten sürekli bir azap içindedirler.
Ve sen onları, zavallı şekilde boyunlarını bükerek (çevrelerine) göz ucuyla bakarken o (akibet)e atladıklarını göreceksin; o zaman iman edenler, "(Bu) Kıyamet Günü hüsrana uğrayanlar, kendilerini ve arkalarından gidenleri mahvedenlerdir!" diyecekler. Gerçek şu ki zalimler, ebedi azaba mahkum olacaklar,
Ateşe sunulurken onların zilletten başlarını öne eğmiş, göz ucuyla gizli gizli baktıklarını görürsün. İnananlar da, "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır" diyecekler. İyi bilin ki zalimler, sürekli bir azap içindedirler.
Ve göreceksin onları o ateşe arz olunurlarken, zilletten boyunlarını bükerek göz altından bakarlarken, iyman etmiş olanlar da şöyle demekte: gerçek husrana düşenler Kıyamet günü kendilerine ve ailelerine hasar eden kimselermiş! Bakın zalimler hakıkaten mukım bir azab içindedirler
Yine onları görürsün: Aşağılıktan başlarını öne eğmiş vaziyette ateşe sunulurlarken göz ucuyla gizli gizli bakarlar. İnananlar da: "İşte asıl ziyana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem ailelerini ziyan edenlerdir. Bakın, gerçekten zalimler sürekli bir azab içindedirler" demişlerdir.
Onları görürsün; zilletten başları önlerine düşmüş bir halde, ona (ateşe) sunulurlarken göz ucuyla sezdirmeden bakarlar. İnananlar da: "Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendi nefslerini, hem de ehlini (yakınlarını) hüsrana uğratmışlardır" dediler. Haberiniz olsun; gerçekten zalimler kalıcı bir azab içindedirler.
Onların (ateşe) arz olunurlarken, zilletden boyunlarını büke büke göz ucuyle (nasıl) bakacaklarını göreceksin. iman etmiş olanlar (şöyle) demiş (ler) dir (diyeceklerdir): "Gerçek hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerini de tarafdarlarını da hüsrana uğratanlardır". Gözünüzü açın ki zaalimler muhakkak sürekli bir azab içindedirler.
Ve onları ateşe sunulurken zilletten başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli çevreye bakarken göreceksin. İman etmiş olanlar da derler ki: Hüsranda olanlar; kıyamet günü kendilerini de, ailelerini de hüsranda bırakanlardır. İyi bilin ki; zalimler muhakkak sürekli bir azab içindedirler.
Onların ateşe sunulurken alçaltılmanın korkusu ile, gizlice göz ucuyla baktıklarını görürsün. İman edenler şöyle der: -Hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem de ailelerini hüsrana uğratmışlardır, Şunu iyi bilin ki zalimler kalıcı bir azap içindedirler.
Onları uğradıkları zilletten dolayı boyunları bükük, yürekleri titrer vaziyette cehennemin önüne getirildiklerinde, korkudan, sadece göz ucuyla ateşe baktıklarını fark edersin. Müminler ise (bu manzara karşısında): "En büyük kayba uğrayanlar, hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet gününde hüsrana sürükleyenlerdir." derler. İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içindedirler.
Onları, zilletten huşu etmişler (baş eğip pusmuşlar), gizli bakışla bakıyor oldukları halde ona (ateşe) arz olunurlarken görürsün.. . İman edenler dedi ki: "Asıl hüsrana uğrayanlar şunlardır; kıyamet sürecinde nefslerini ve yakınlarını hüsrana uğratmışlardır! Dikkat edin! Muhakkak ki zalimler yerleşmiş bir azap içindedirler. "
Aşağılanmış ve başları eğilmiş olarak ateşe sunulurlarken göz ucuyla çevrelerine bakındıklarını görürsün. İnananlar, 'Gerçek kaybedenler, Diriliş Gününde kendilerini ve ailelerini kaybedenlerdir. Zalimler sürekli bir azaba mahkum olmuştur,' derler.
Onları, aşağılanmalarından dolayı başları öne eğilmiş, göz ucuyla çevrelerine bakarlarken ona sunulduklarını göreceksin. İman edenler: "Zarara uğrayanlar, kendilerini ve taraftarlarını Kıyamet Günü zarara uğratmış olan kimselerdir." dediler. İyi bilin ki zalimler kalıcı bir azabın içindedirler.
And you will see them being displayed to it, in fearful humiliation, and looking, while trying to avoid looking. And those who believed will Say: "The losers are those who lost their souls and their families on the Day of Resurrection. The transgressors will be in a lasting retribution."
And thou wilt see them being exposed to it, humble from weakness, looking on with a furtive glance; and those who heed warning will say: “The losers are those who lose themselves and their families on the Day of Resurrection”; in truth, the wrongdoers are in lasting punishment.
You will see them as they are exposed to it, abject in their abasement, glancing around them furtively. Those who have iman will say, ‘Truly the losers are those who lose themselves and their families on the Day of Rising.’ The wrongdoers are in an everlasting punishment.
You will see them facing it, humiliated and debased, and looking, yet trying to avoid looking. Those who believed will proclaim: "The real losers are those who lost their souls and their families on the Day of Resurrection. The transgressors have deserved an everlasting retribution."
And you will see them being displayed to it, in fearful humiliation, and looking, while trying to avoid looking. And those who believed will say: "The losers are those who lost their souls and their families on the Day of Resurrection. The transgressors will be in a lasting retribution."
You will see them being displayed to it, in fearful humiliation, and looking, while trying to avoid looking. Those who acknowledged will say, "The losers are those who lost themselves and their families on the day of resurrection. The transgressors will be in a lasting retribution."